12. Bölüm, Partinin Ölümü

1.3K 151 13
                                    


Gün boyunca farklı partilere katılarak golem görevini yapmaya devam etmiştim. Buna rağmen Trien ile kurduğum partiden aldığım keyfi diğer partilerden alamamıştım. Oyun saati 12:19 olmuştu. "Bir süre daha burada devam edeyim." Diye iç geçirdiğim sırada şuan ki partimde savaşçı olan Reaph "Duraksadın bir sorun mu var?" dedi.

"Yoo, bir sorun yok." Diyalogumuzu bitirmek için geçiştirdiğim bir cevap verdim.

"Devam edelim." Dedi. Partidekilere sürekli emirler yağdırması sinirimi bozuyordu. Bazen bu kadar keyif aldığım oyun dünyamda da sıkılabiliyordum. Zaman geçmek bilmiyor gibiydi. Saldırılara devam ediyorken "Yarım saat durup gidebilirim, hem biraz dinlenmek fena olmaz." Düşüncelerimin bu yönde olması partinin beceriksizliği yüzündendi. Çarpışmamız ağırda ilerlese golemleri kesebiliyorduk, şaman Gorqanın yaptığı büyük hataya kadar.

Öldürdüğümüz dört golem yeniden doğmuştu. Seviyesi 15 olan Gorqa durması gereken mesafeyi ayarlayamadığı için hemen önünde doğan golem önce ona hasar vermeye başlamıştı. Seviyesine göre bir alanda olmayışı yüzünden golemin saldırısı ona büyük bir hasar vererek CPsinin neredeyse yarısını kaybetmesine neden olmuştu. Gorqa yaptığı hatadan dolayı panik yapmış ve gitmesi gereken yönün tam tersine diğer golemlerin durduğu yere doğru geri adımlarla ilerlemiş böylece üç golemin yaptığı basit saldırı ile tüm CPsini kaybederek bulunduğu noktada yere düşerek pikselleşmeye başlamıştı.

Gorqa yaptığı hata zinciri yüzünden on saniye bile geçmeden ölmüştü ve partide başka şaman sınıfı oyuncu bulunmadığı için kalan oyuncular geriye doğru dağıldılar. Bu sırada dört golemin içinde kaçmayı başaramayan on yedi seviye suikastçı PinX, aynı acı sonla baş başa kaldı ve üzüntülü bir bakışla golemlerin arasında pikselleşerek kayboldu. Benimle beraber üç oyuncu mobların menzilinden uzaklaşarak çarpışmanın dışına çıkmayı başardı. Reaph sinirli şekilde elindeki saldırı itemini etrafa savurarak küfürler yağdırıyordu. "Gitmem gerek." Dediğim sırada tüm siniriyle bana doğru döndü. "Hemen kaçıyor musun seni korkak?"

Gülerek "Parti dağılmasaydı yine gidecektim. Sadece biraz daha durmayı planlıyordum yalnız şaman bu süreci hızlandırdı." diye cevapladım.

Ağır bir küfür yedikten sonra defolup gitmemi söyledi. "Unutmadan bir daha asla bu partiye giremezsin, korkak." Parti listesine hayali bir dokunuş yaparak parti seçeneklerini açtım ve listeden 'partiyi terk et'i seçerek partiden ayrıldım. Ben yanlarından ayrılırken, Reaph diğer oyunculara hakaretler savurmaya devam ediyordu.

Onları bıraktığım yerden ayrılarak kurak yolda biraz daha ilerledim. Trien ile yaptığımız keyifli parti halen aklımdaydı. Onların yeniden doğacağı mob alanına doğru çölün kavurucu sıcağında yürüyorken, güneş tüm parıltısıyla en tepe noktasında duruyordu. Kavurucu sıcaktan korunmak ve biraz dinlenmek için bir büyük bir kaktüsün gölgesine sığındım. Gölgede kendimi biraz rahatlamış hissediyordum. Dinlenmeye başladığımda aslında ne kadar çok yorulduğumu anladım. Saat 13:00'dı, umursamazca yere uzanıp gözlerimi kapattım. Rüzgarın kuru topraktaki kum tanelerini sürüklemesiyle çıkan ses haricinde hiçbir ses duyulmuyordu.

Bir süre yattıktan sonra doğruldum ve oturmaya başladım. "Acaba ne yapıyorlardır? Seviyeleri kaç olmuştur? Age kendine uygun bir silah bulabilmiş midir? Peki ya Elenia?" tekrar saate baktım 13:26, vakit geçmek bilmiyor gibiydi. Beklemekten fazla sıkıldım ve ayağa kalkarak mob alanlarına doğru döndüm. Alanlarında duran golemler bazen yürüyorlar bazen kollarını iki yana açarak vücutlarını oluşturan bütün taşları titretiyordu. Saldırı yapılmayan her mobun kendisine özgü olan davranışları vardı. "Yapabilirsin, tek başına hepsini öldürebilirsin." Kafamın içinde yankılanan ve kontrol edemediğim bu seslere kendimi kaptırıyor gibiydim. Hızlanarak golemlerin bulunduğu alana doğru gidiyordum. Dört mobun menziline sıçrayarak girdim ve ortalarına düşmemin etkisiyle yerden ufak toz bulutu kalktı.

Solumda kalan goleme ilk saldırıyı yapmaya başlamıştım bu sırada diğer üç golem de etrafımı sarmak için harekete geçmişti. Hızlı saldırılarımla golemin canını düşürmeye başlamıştım. Bu sırada bende kurtulamadığım bazı saldırılardan hasar almıştım. CPem 8600e kadar düştüğünde etrafında slide atarak saldırı yaptığım golemin CPsini neredeyse sıfıra düşürmüştüm. Saldırılardan kaçmak için yaptığım hızlı bir hareketle dördünün aynı anda yaptığı saldırıyı kenarı çekilerek atlatmaya çalışmıştım. Buna rağmen ilk saldırı yaptığım golemden gelen saldırı ile hasar almıştım. Rindarfın özelliği ile CPem belirli sürelerle 50-50 geri doldururken son bir darbe daha yaparak golemi öldürmüştüm. Taş parçalarına dönüşen golem yerde pikselleşirken başka bir goleme saldırı vermeye başlamıştım. Saldırılarımız peşi sıra devam etmiş ve sonunda bir golemle baş başa kalmıştım. Kullandığım item sayesinde kalan CPem artmaya devam ediyordu. Son golemle çarpışmamız diğerleri öldüğü için daha rahat geçmişti ve verdiğim son darbede Rindarf taş vücudunun sağ tarafındaki bir açıklıktan girmişti ve golem kılıcımın ucunda pikselleşerek kaybolmuştu.

Dinlemek için mob alanından geriye doğru döndüğüm sırada, Trien'i karşımda beni alkışlıyorken gördüm. "Ne kadar zamandır buradasın?" derken Rindarfı zırhımdaki kınına yerleştiriyordum.

"Neredeyse en başından beri seni izliyorum."

"Umarım keyfime ortak olmayı düşünmemişsindir." Dedim gülerek.

"İzlemek daha keyifliydi." Diye karşılık verdiğinde yanına kadar yürümüştüm. Ellerimizi uzattık ve tokalaştıktan sonra sarıldık. "Diğerleri birazdan girerler." Sesi güven vericiydi.

"Bekleyelim." Derken bir yandan da görevimin durumunu kontrol ediyordum. Görev tablosunu açtığımda siyah şeffaf olan tabloda beyaz yazıyla 'Golem öldürme 150/500' yazısını gördüm. Neredeyse bir gün geçmesine rağmen görevin yarısına dahi gelemedim. Trien yanımda envanterinde ki itemlerini kontrol ediyordu. İkimiz, diğerlerinin oyuna girmesi için bekliyorken öldürdüğüm golemler alanlarında yeniden doğuyordu.





Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin