Shangri-La'da oyuncuların çok uğramadığı boş arka yan sokağında Milrin, Dorin, Lorin, Merin ve Feirin isimli cücelerle çarpışmamız beklediğimizden çok daha uzun sürmüştü. İlk saldırıdan sonra şehirde bulunan uyarı çanları bazı oyuncuları harekete geçirmişti. Çarpışmamız sırasında seviye olarak bizden düşük olmalarına rağmen oyuncu sayılarının fazla olması bize karşı üstünlük kurmalarını sağlamıştı. Cücelerin bu avantajlı durumları ta ki, Risse ve Rosie isimli şaman ve suikastçı oyuncusunun çarpışma yaptığımız yere gelip bize destek sağlamasına kadar sürmüştü.
Suikastçı Risse'nin kullandığı, adını sonradan öğrendiğimiz Freash isimli hançer türü itemi harika bir estetiğe sahipti. Keskin kısımına kadar her yeri mat siyah ve kıvrımları olan iteminin sadece keskin yerinin yeşil olması, giymiş olduğu yeşile çalan siyah renkli takım zırhıyla uyum içerisinde sergilediği seri saldırıları hala aklımdayken Age'in sesiyle irkildim.
"Oğlum nerelere daldın yine." Derken bir yandan da sağ elinde tuttuğu üzerinde köpüklerinin birazı gitmiş bira bardağını bana doğru uzatıyordu.
"Cüceleri düşünüyordum. Onlarla bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordum." Dedikten sonra yerimden hafifçe doğrularak ahşap cilası olmayan yuvarlak tahta masa üzerinde duran biramı alıp onlara doğru uzattım. Tavernada oturduğumuz eskimeye yüz tutmuş masanın masanın oturağı hilal ay şeklini andırıyordu. Yerin üzerine koyulan ahşap bir yükseltiye yerleştirilmiş masanın sağ ucunda ben hemen yanımda ki Risse, tam ortamızda oturan Elenia'nın yanında Rosie ve tam karşımda da Age oturuyordu. Bende bardağımı havada tuttukları bardaklarının yanına uzattığımda bardaklarımızı tokuşturduk. Bardağımı biraz dengesiz uzattığım için köpüğüyle beraber birkaç damla oturduğumuz masaya döküldüğünde bunu fark eden pembe çalışma kıyafetinin önünde beyaz aşçı önlüğünü andıran açık sarı saçları arasından parlayan açık yeşil renkli gözleri olan bir NPC gelip masamızı ufak bir el hareketiyle temizledi. Oyundaki NPCler sürekli dikkatimi çekiyordu. Onların hayatını kıskandığım zamanlar olmuyor değildi.
Elenia liderlik üslubunu takılarak konuşmaya başladı. "Bu ziyafeti bize ettiğiniz yardım için teşekkür olarak görmenizi istiyorum." Dediğinde yudumlamak için ağzına götürdüğü bira bardağını masaya geri koyan Risse "Bizim içinde iyi bir tecrübe oldu. Hem sizinle de tanışmış olduk. Aslında Rosie Tulpar'ı çok merak ediyordu." Dedi.
Şaşkın bir ifade ile önce Risse'ye baktıktan sonra gözüm kafasını neredeyse yere gömmeye hazır duran yüzü hafif kızaran Rosie'ye doğru kaydı. Bardağını iki eliyle göğsüne doğru götürerek sıkıca tutuyordu.
Birkaç saniye geçmeden yavaşça "Nasıl yani?" dedim.
Başını iyice öne eğen Rosie "Beta sürecinde birkaç tane VSnizi izledim. Şey, aslında o zamanlar bende kardeşim Risse gibi bir suikastçı sınıfını oynuyordum." Dedikten sonra kuruyan ağzını ıslatmak için bardağından bir yudum aldı. Hepimiz tekrar konuşmasına devam etmesini beklerken Risse lafa girerek "Aslında sadece sana yardımcı olabilmek için beta süreci bitmeden önce sınıfını değiştirdi ve şaman oynamaya başladı." Dedi.
Age henüz ağzında olan yutmadığı içeceğinin etkisiyle bir cümle kurarak "Oğlum işte bunu hiç beklemiyordum." Dedi.
Gülümserken sol elimi kafamın arkasına götürüp "Şuan ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu tür durumlara pek alışık değilimdir." Dedim.
Elenia konuyu değiştirerek "Acaba cücelerin bahsettiği görev neydi?" dedi.
Age birasını yudumlarken "Lorin denen yer elması ormanın kalbinin bulunduğu yer gibi şeyler zırvaladı ama..." Cümlesini tamamlamadan köpüğü gitmiş bardağından büyük bir yudum daha aldı.
"En ufak bir fikrim yok. Shangri-La'nın ormanla nasıl bir ilgisi olabilir ki?" dedim.
Elenia tekrar lafa girerek "Belki de gerçekte nerede olduğunu bilmedikleri bir şey arıyorlardır." Dediğinde bu fikrini düşünmeye başladık. Risse ve Rosie gözleriyle konuşmalarımızı dikkatle takip ettiler. Anlık konuşmamamız esnasında yanakları kırmızıya çalan Rosie elindeki bardağı masaya bıraktıktan sonra Risse'ye başıyla onay veren bir hareket yaptıktan sonra "Acaba, loncanıza katıla-?" diyemeden Age elini onun omzuna attı. Rosie başta şaşırmış gibi görünüyor olsada bir süre sonra yüzünde bir gülümseme belirdi.
Elenia "Öhöm! Öhöm! Yani biz üçlü olarak oynamaya alışkınız. Bazen diğer oyuncularla parti kursakta bize ayak uydurmayı beceremediler."
Seri saldırıları gibi konuşmadaki saniyelik fırsatı yakalayan Risse "Anlıyorum, kardeşimde bizi hemen aranıza almayacağını düşünüyordu."
Elenia ellerini masaya koyup Risse'ye dönerek "Lafımı kesmesen iyi olur ufaklık." Dedikten sonra hıçkırdı.
Age işaret parmağıyla Elenia'yı gösterip "Sarhoş olmuşşş." dedikten sonra oyunun uyarı sisteminin yolladığı, ekranın tam ortasında beliren ve yanıp sönen sarı bir yazı yaptığımız bütün konuşmalarını unutturdu.
"İnsan Irkı Kraliyet Seçimleri Yarın Başlıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)
Science FictionOyuncu sayısı milyonlara ulaşabilen sanal oyun toplulukları vardır. Bu topluluklarda kendini zirve yarışına adamış kişilerin savaşı gelecekte de şuan dünyada olduğu gibi tüm hızıyla devam ediyor. Eğlence Merkezi adlı firma, 2036 yılının getireceği ü...