Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)

9. Bölüm, Aziz Kulandri

Mermer merdivenlerden yukarıya ağır adımlarla çıkıyordum. Bu sırada, yüzünü siyah pelerininin kapüşonu ile kapatmış bir şekilde kapıdan dışarı uçarmışcasına çıkan biri yanımdan geçerek aşağıya indi. Arkasından ona baktım. Önemli bir şeyler oluyor gibiydi. Yoluma devam ettim. Girişe vardığımda envanter çantamdan Rindarfı çıkartıp elime alarak içeri girdim.

Yerde kraliyet odasını giden yolu gösteren kırmızı, üzerinde aslan desenleri ve yan tarafında altın sarısı işlemeler bulunan bir halı vardı. Koridorun sonuna kadar giden halı, gümüş renkli kral odasının kapısı önünde son buluyordu. Kapalı kapının ardındaki oda da henüz oyuncular arasından seçilmiş bir kral bulunmuyordu. Oyunun ilk zamanlarında ki genel amaç tecrübe puanı kazanarak seviye atlamak oluyordu. Bu yüzden oyuncular arasında gerçekleştirilen kraliyet seçimleri oyun içerisinde belirli bir süre geçtikten sonra yapılıyordu. Bu süre zarfında da lonca liderlerinin oluşturduğu bir meclis bütün kraliyet işlerini yürütüyordu.

Girişin sağında ve solunda sarayın diğer odalarına çıkmanızı sağlayan odalar bulunuyordu. Sağ taraftaki odadan içeriye girdim. Yukarı ve aşağıya giden merdivenlerin yanında duran iki NPC beni görünce başlarıyla selamladılar. Gördükleri her oyuncuya bu karşılamayı yapıyorlardı. Haritada yer bulması kolay oluyordu. Yalnız aradığınız NPC koca bir sarayın içindeyse işiniz biraz zorlaşıyordu. Önce üst kata çıktım. Merdivenin bitişinden itibaren başlayan ve kapılarının birbirine baktığı yaklaşık olarak on tane oda vardı. İlk odaya göz attığımda içeride Tetarus adında, beyaz zırhlı, iki eliyle tuttuğu büyük kılıcını yere sabitlemiş şekilde duran bir NPC vardı. Odaları sırayla gezdim. Kulandri'yi bu katta bulamadım.

Odalara göz atarak koridordan geriye doğru yürümüyordum. Bazı oyuncular tamamladıkları görevleri ilgili NPCye teslim ediyordu. Merdivenden indikten sonra aşağıdaki NPCler tekrar selam verdiler. Bu sefer aşağı kata inen merdivenlerden yola devam ettim. "NPC aramak ne kadar da zor bir iş" diye iç geçirirken merdivenlerde gülerek sohbet eden iki oyuncu ile göz göze gelip yanlarından geçtim. Merdivenlerden inmeye devam ederken Rindarf hakkında konuştuklarını duydum. Aralarında yaptıkları konuşma ile on beşinci seviyemde böyle bir itemi elde etmiş olmamın heyecanını tekrar yaşıyordum.

Merdivenin karşısında kapısı kapalı bir oda bulunuyordu. Kapıyı açıp içeri girdim. Odanın içerisine yerleştirilmiş eşyalardan burasının bir yemek odası olarak tasarlandığı anlaşılıyordu. Yuvarlak büyük bir masanın üzerindeki bembeyaz örtüye aralıklarla dizilmiş çok eski beş tane şamdan ve tabaklar duruyordu. Odanın bir noktasında bulunan birkaç basamaklı merdiven farklı bir odaya geçebileceğim bir yola çıkıyordu. Merdivenleri çıkıp yola devam ettim. Duvarları ateş tuğlasından örülmüş ve meşalelerle aydınlatılan yol aşağıya doğru kıvrılarak iniyordu. Bir süre bu yolda ilerledikten sonra karşıma odadaki ışığı yürüdüğüm yola yansıtan bir kapı daha geldi. Bu kapıdan geçip içeri girdiğimde kendimi farklı bir dünyaya gelmiş gibi hissettim.

İçeride farklı sınıflardan onlarca oyuncu vardı. Bazı oyuncular ellerindeki parşömenleri, bazıları da taşıdıkları item yapmaya yarayan özel madenleri NPClere göstererek sohbet ediyordu. Bir kaç oyuncu NPC Fork ile sohbet ederek geldiğim kapıdan çıkıp gözden kayboldu. Etrafta herkes çok neşeli görünüyordu. Aynı loncaya bağlı olan bazı oyuncular bir araya gelmiş elde ettikleri itemleri birbirlerine gösteriyorlardı. Bir masanın etrafında toplanmış beş oyuncu vardı. Aralarından biri masanın üzerine serdikleri haritadan bir şeyleri işaret ederek karşısındakileri yönlendiriyordu. Ortam o kadar hareketliydi ki bir an asıl amacımı unuttum. Etrafımdaki NPClere göz gezdirdim. Sonunda gözüme odanın sonunda beyaz uzun sakalları, üzerinde buğday rengi bir büyücü cübbesi ve elinde tahta bir asası olan Aziz Büyücü Kulandri takıldı. Daha çok aramam gerekecek diye düşünmeye başlamadan hemen önce onu burada buldum. Yanına doğru hızlı adımlara yürümeye başladım. Sağımda ve solumda duran masaları hızla geçip ona yanaştığım sırada kafasını kaldırıp bana baktı.