22. Bölüm, Saklı Bahçe

1.3K 137 12
                                    


Yakınımızda bulunan bir transfer kapısını bulduktan sonra, Elenia ortasında mavi renk dalgalanmaları olan kapıya yaklaşarak 30-45 seviye alanı seçti. Parti başkanımız olduğu için onun seçtiği mob alanına bizde ışınlandık. Çöl olan seviye alanında tekrar gözlerimi açtım. Gökyüzündeki yıldızlar gece mavisi havada tüm ihtişamıyla parıldıyordu.

Patika yolda yürüyorken Elenia hayali dokunuşlar yapıyordu. Yaptığı hayali dokunuşları bıraktığı sırada "Düelloya başlamadan önce suikastçı bir arkadaşımdan mesaj geldi. Gizli bir zindanı bulmuş ve beni de çağırdı. Bilirsiniz bir şamanın tek başına ilerlemesi bir süre sonra zor oluyor." Dedi.

"Sen sadece bir şaman değilsin küçük hanım. Senin şu oyun bilgine hepimiz sahip olsak neler yapabilirdik. Bir düşünsene." Age'e hak veren bir tavırda başımı salladım.

Gülümseyip "Şımartıyorsun beni." Diyerek yanıt verdi.

"Şu iteme baksak artık. Özelliklerini merak ediyorum da."

"Sahi kargaşadan aklıma bakmak gelmedi." Diye yanıt verdi Age'e. Birkaç hayali dokunuş yaptığı sırada "'Roktor Kolyesi' ha" diye mırıldandı Age.

Adımları yavaşlayan Elenia şaşırmış bir şekilde "2.000 CP, 1.000 YP, 250 SP ve 250 Def veriyor. Bu item gerçekten harika."

"İnanılmaz." Diye yanıt verdiğimde bu zaman kadar hiç konuşmadığımı ve neden böyle kısa bir kelime ile cümle kurduğumu aklımdan geçiriyordum.

Age iri gözleriyle bana bakarak "Peki bunu hangimiz kullanmalıyız?" Dedi.

"Aramızdaki anlaşmayı unutmuş olmayacağını düşünüyorum." Dedim gülerek.

Age "Ben sadece sizi deniyordum." Tavır yaparak gibi bir ses tonuyla yanıtladı.

"Ha, ha. Taş-Kağıt-Makas zamanı." Elenia gülümsüyordu. Yürümeye devam ettiğiniz sırada bu anlaşmayı ilk yaptığımız beta zamanı aklıma geldi. Koyu yeşil yapraklı ağaçların sıra sıra dizildiği, ufak yeşil otların bulunduğu, yağmur sesisin bize eşlik ettiği bir yolda yürüyorduk. Yağmur suyuyla iyice koyulaşan patika yolda ufak tefek su birikintilerini aldırış etmiyorduk. Aksine su birikintilerine her bastığımızda hissettiğimiz suyun hafifliği bize keyif veriyor gibiydi. O zamanlar, 'Kriptor' henüz yapılmadığı için yerine 'Cykrus' adında tamamen gümüş renkli bir silah kullanıyordum.

Patika yolun üçe ayrıldığı bir noktada denizin olduğu mob alanına gitmek için sola doğru yürüyerek devam ettik. Bir süre daha yürüdükten sonra, üzerinde delikler bulunan tahta gemi enkazlarının bulunduğu sahile geldik. Kumsalda iki tane enkaz ve karaya yakın olan bir noktada birazı suya gömülmüş bir enkaz bulunuyordu. Bu mob alanında 'Kekrukos' adı verilen düşük seviyesi mavi, yüksek seviyesi açık yeşil ve bossu koyu mavi olan deniz canavarları ile karşılaşıyorduk.

Elleri ve ayakları kurbağayı anımsatan, iki ayakları üzerinde hareket edebilen, pörtlek siyah gözleri ve saldırı için elinde tuttukları tahta mızrakları kullanan Kekrukoslar beta sürecinde karşılaştığımız basit seviyeli moblardı. Kumsal alandaki mobları yendikten sonra denizde olan enkaza girdik ve Kral Kekrukos ile çarpışmadan önce birkaç canavarı öldürdükten sonra enkazın içerisinde bulunan bir odaya girdik. Boss bizi görür görmez saldırıya geçtiği anda ölümü de gerçekleşti. Kafasında taşıdığı altın sarısı üzerinde kırmızı elmas olan tacı olan Kral, Age'in kılınca pikselleşirken, tacı yerde bir süre yuvarlanıp daireler çizdi ve durduğu sırada boss tamamen pikselleşince ortadan kayboldu.

Ganimet kutusunu açtığımızda elde ettiğimiz 'Kekrukos Maskesi' hepimizi meraklandırdı.

Age "Bu itemi hangimiz kullanacak?" dedi.

"Hiç bir fikrim yok. Sanırım herkes kullanmak istiyor." Elenia hareketlerimizden düşüncelerimizi çok rahat yorumlayabiliyordu.

"Evet bende merak ediyorum." Diye cevapladım.

"Aklıma bir fikir geldi. Aramızda bir oyun oynayalım."

"Düelloysa ben varım." Diye yanıtladı Age itemlerini tahta gemideki sandelyeye savurarak.

"Taş-kağıt-makas, oynayabiliriz diye düşünmüştüm."

"Düello daha hoş olurdu." Diye ısrar etse de sonunda taş kağıt makas oynadık. İlk turda Ben ve Age kağıt, Elenia ise taş yaptı. Elenia elendikten sonra Age ile dört tur sırasıyla makas-taş-makas-kağıt yaptıktan sonra Age makas yaparak beni yendi. Elenia itemi Age verdi. Age birkaç hayali dokunuş yaptıktan sonra itemi kuşandı ve bize doğru döndü. Oyunda o gün Age'i pörtlek gözler ile gördüğümüzde güldüğümüz kadar hiç bir gün gülmedik.

"Alooo, sana diyorum." Bir anda kendime geldim. Yürüyorken "Bizim ki kendi dünyasına daldı yine." Diye gülümsedi Age.

Elenia durup bize bakarak "Şimdi oynayalım mı?" Dedi. Bu soruyu sorduğunda yüzümüze bakarak cevap vermemize gerek kalmadığını anladı ve aramızda yüzlerimizin birbirine baktığı bir yuvarlak oluşturduk. Elenia "Taş-kağıt-makas" dediğinde hepimiz kağıt yaptık. İkinci turda ben makas, Elenia taş, Age ise kağıt yaptı. Tek elini kafasına götüren Age "Tanrım bu oyun bazen düellolardan zor oluyor." Diye yanıtladı. Tekrar yaptığımızda ben taş Elenia ve Age kağıt yaptı böylece oyundan elendim. Oyunda küpe, yüzük ve kolye türü itemler çok zor elde ediliyordu. Her hangi birimizin bunu kullanacak olması benim için yeterliydi. Bensiz yapılan turda Age makas ve Elenia taş yaptı. Böylece item Elenia'da kaldı.

Yürümeye devam ettiğimizde Elenia itemi kuşandıktan sonra elimizle de belirli bölümlerini çıkartabildiğimiz zırhının sadece kolluk kısmını çıkarttı. Yıldızların parlattığı gök yüzüne doğru sağ elini kaldırarak yürüyordu. Üzerinde iri bir zümrüt bulunan sarı işlemeli yüzük parmağında harika duruyordu.

"Vaov! 13.000 CP bu çok iyi oldu." Dedi. İtemin Elenia'nın takması beni daha çok mutlu ediyordu. 'Çarpışmada ölmeyen bir Elenia bizim ölmemize izin vermezdi.' Diye düşünüyordum.

"Güle güle kullan, bu gerçekten karlı bir iş oldu." Age düelloyu kastettiği bu yorumunu "Evet aradığımız yere geldik." Diye kesti Elenia. Karşımızda büyük rengi griye çalan kayalıkların bulunduğu bir dağ duruyordu. Bir kayalıktan destek alarak zıplayan ve yanımıza doğru gelen Grasti isimli oyuncu Elenia'nın arkadaşı suikastçı olmalıydı.

"Herkese selam millet." Diyerek yanımıza geldi.

"Selam." Diye homurdandı Age.

Bende "Merhaba" demekle yetindim.

"Nasılsın El? Görüşmeleyeli uzun zaman oldu." Dedi.

Elenia Grasti'yi partiye aldıktan sonra "Haklısın, biliyorsun ben meşgul bir şamanım. Yine de bana ulaşmak isteyen mesaj atabiliyor." Diye gülümsedi ve ekledi "Bahsettiğin zindan nerede?"

"Beni takip edin." Diye yanıt verdi. Grasti koyu yeşil bir takım zırhı giyiyordu ve elinde mavi parlayan keskin ucunda ufak bir çıkıntı bulunan sarı hançer türü item kullanıyordu. Zırhının göğüslük kısmındaki mavi taş taşıdığı beyaz pelerini sırtında tutuyordu. Kayalıklardan destek alarak dağa tırmanmaya devam ettik. Biraz daha tırmandıktan sonra bir mağara girişine ulaştık.

"İşte burası. Senin sıran El." Elenia mağaranın girişinde bulunan demir kolu indirdi ve mağarayı koruyan mavi ışık ortasından başlayıp halka halinde yayılarak kayboldu. Elenia bir kaç hayali dokunuş yaptıktan sonra zindan ışınlandık.

İçeride gözlerimizi açtığımızda bulunduğumuz yerin adı ekranlarımızda sarı büyük puntolu bir yazıyla belirdi. 'Saklı Bahçe' birkaç adım daha attıktan sonra aşağıya bakarak buranın adının nereden geldiğini anladık.

Devasa büyüklüğe sahip zindana inmemizi sağlayacak merdivenlerin bittiği noktada harika bir şekilde parıldayan berrak bir göl bulunuyordu. Gölün etrafında yaklaşık 1.5 metrelik ufak çalıları anımsatan yeşil ağaçlar bulunuyordu. Her tarafın pırıl pırıl parladığı harika manzarayı izleyip merdivenlerden çarpışma yapacağımız alana doğru inmeye başladık.

Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin