41. Bölüm, "İlk Oda, Boss Lecter"

1K 119 34
                                    

Shangri-La'dan ayrıldıktan sonra atım Shadow'u hızla patika yolda sürmeye devam ediyordum. Eyerinin üzerinde hafif ayağa kalkarak sürdüğüm bineğimin siyah yeleleri kendini rüzgara teslim etmişken patika yolun sağında ve solunda düzensizce dizili ağaçları peşi sıra hızla geçiyordum. Raid grubunu yakalamak için yola hızla devam etme isteğim yolun sol tarafında kalan ormanda ağaçların biraz daha sıklaşmaya başladığı bir alanın beni izleyen bir çift gözü fark etmem ile Shadow'un dizginlerine asıldım.

Uzun sayılabilecek bir zayıf bir beden, pürüzsüz beyaz bir cilt, diz altına kadar uzanıp bağlanmış yeşil pantolon vari bir altlık item, beyaz tül gibi ince bir gömleğin üzerine ayak bileğine kadar uzanan yeşil kapüşonlu cüppe kuşanmış, uzun sarı saçların arasından çıkmış sivri uzun kulaklar, şakaklarına doğru uzanan ince yeşil gözler, saçlarına göre biraz daha koyu kirpikler ve ince dudak yapısı olan bir oyuncu. Şüphesiz az önce gördüğüm bu oyuncu bir Karanlık Elf'ti.

Shadow'u patika yolda geriye çevirdim ve oyuncuyu gördüğüm yere doğru bakmak için geriye sürdüm. Bineğimden indikten sonra ekranımda yaptığım birkaç hayali dokunuşla onu geri yolladım. Yeni itemim Ejecta'yı da hayali dokunuşlar ile kuşandıktan sonra sağımda kalan ağaçların sık olduğu alana doğru girip etrafıma bir süre bakındım. Ağaçlık alanda esen rüzgarın dalları oynatması haricinde her hangi bir hareketlilik fark edemedim. Diğer ırklarla savaşmak için can atsamda beni bekleyen bir raide yetişmem gerekliliğini düşününce aramayı bırakıp tekrar patika yola doğru yöneldim. Ormanın içinde çimlerin seyrekleşti alandan geçerek patika yola çıktım. Hayali dokunuşlar ile tekrar çağırdığım bineğime bindikten sonra ufak bir ayak hareketimle onu harekete geçirdim.

Karanlık Elf'i tekrar görebilirim ümidiyle Shadow'u patikada yavaşça yürütüyordum. Narince toprağı döven nal sesleri ve esen rüzgarla yaprakların çıkardığı hışırtılar eşliğinde etrafımı bir süre daha kontrol ettikten sonra bir ayak hareketimle bineğimi koşması için harekete geçirdim. Shadow da bu anı bekliyormuş gibi önce şahlandı ve ayakları tekrar toprak yola değer değmez hızlanmaya başladı. Gözüme takılan ağaçlarla aynı hizaya gelene kadar hepsinin bizimle eşit hızla hareket ediyormuş gibi geliyordu.

Tek başıma yaptığım bu yolculuk daha önce raid grubu ile yaptığım yolculuktan çok daha hızlı ilerliyordu. Kendimi Shadow'un hız sınırlarını zorluyormuşum gibi düşünsemde bineğimin şuan ki durumundan keyif aldığını hissedebiliyordum.

Çok geçmeden Slyver Kampı önümde belirmişti. Kampın girişine doğru yaklaştığımda bineğimi iyice yavaşlattım ve yürümesini sağladım. Shadow'un acıkmış olma ihtimaline karşı binek itemi almak için kampa girmeyi düşünüyordum. Yaşlı Sleyver Kamp NPSini kampın girişinde beni gördüğünde selamladı, bineğimden inip onu kapının girişinde bir yere bağladıktan sonra bende NPCye selam verdim. Beni karşıladıktan sonra kısa bir alışveriş yaparak verdiğim Şİ karşılığında NPCden binek yemini aldım. Envanter çantamda kontrol edince sol taraftaki slotda beliren sarı saman balyasının simgelediği binek yemini gördüğümde NPCye teşekkür ederek Shadow'un solundan atıma bindim ve yoluma devam ettim.

Slyver Kamp'ından ayrılalı uzun süre geçmişti, hiç durmadan raide girebileceğim noktayı gösteren ikinci bir haritayı bıraktıkları Gres Kampı doğru yoluma devam ettim. Kampa bu gece varmayı düşünmeme rağmen havanın iyice kararmaya başlaması yoluma şarşırma ihtimalini aklıma getirdiğinde gece yolculuğu düşüncemden geri adım atmama sebep olacak gibi duruyordu. Diğer yandan patika yolun sağında ve solunda belirmeye başlayan kaya parça Gres Kampı'nın alanına yakınlaştığımın işaretiydi. Shadow'u bir süre daha dört nala sürdükten sonra biraz uzağımda beliren daha önce sabah geçtiğimiz için fark edemediğim kıvrımlı yolun başlangıcını aydınlatan belirli mesafelerle dizilmiş tahtadan uzun çubukların üzerinde duran ve alanı iyice aydınlatan ışıkların varlığı rahatlamamı sağladı. Yokuş yukarı kıvrılarak devam eden yolda bir süre ilerledikten sonra ışıklandırmalar sona erdi. Artık iyice kararan havada patika yolu aydınlatan kraterleri göze çarpacak kadar belirginleşmiş, çok yakın görünen Ay'ın yaydığı ışıl sayesinde devam edebiliyordum. Geceyi aydınlatan Ay sayesinde haritayı aldıktan sonra da hiç durmadan yoluma devam edebilirdim.

Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin