Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)

40. Bölüm, Dostun Elinden

Bana son yıllarda nefes almamın zor geldiği günler oluyordu. Kaybettiklerimin acısının içimde açtığı büyük boşluklar gerçek hayatta hiçbir zaman doldurulamıyordu. Artık oyundayken bile kaldığım handa, geceleri başımı yastığa koyduğum zaman onlar aklıma geliyor ve benimde ölmeyi istediğim zamanlar oluyordu. Bana bu acıları, yaşıyorken tamamen unutturabilecek bir şeylerin olması için nelerimi vermezdim.

Gerçek dünyada da kaybettiklerimizin Irk Online'da olduğu gibi yeniden hayata dönmesi bana nasıl hissettirirdi? Şuan adeta bu düşüncelerimin içinde kayboluyordum. Önceden bana bakınca parlayan gözlerin artık beni bir yabancı olarak görüyor olmasına rağmen Elgifer yaşıyordu ve şuan yaşadığım duygu karmaşası karşısında ona nasıl davranmam gerektiğini dahi bilmiyordum. Karşımda duruyor olsa bile beni hatırlamıyordu ve hatırlamayacaktı. Kısacası ben onun için, yaşıyorken ölmüştüm.

Elfiger ölmeden önce oyuncular tarafından aranılan ünlü bir NPC olmasına rağmen benim hatam yüzünden öldükten sonra unutulmuş bir NPC olmuştu. İçinde bulunduğum durumun benim için daha acı olan tarafıysa, Elgifer törende diriltildikten sonra ben bile onu aramamıştım. Zihnim allak bullaktı.

Elgifer'e karşı hissettiğim ve yerine getirmeyi başaramadığım sorumluluk yüzünden şuan ona nasıl davranmam gerektiğini düşünüyorken "Size nasıl yardımcı olabilirim Bay Tulpar." Dedi.

Aklımdan, sesini duymayı özledim dostum diye geçiriyorken dilimden "Arkadaşlarım hünerli ellerinizden bahsetti. Bende onları kırmayıp sizden bir ricada bulunmak için buraya geldim. Elimde bossdan elde ettiğim önemli bir ganimet var. O ganimetin sınıfım için uygun olacak silaha dönüştürülmesini istiyorum." Dedim.

"Gösterin, lütfen." Dedi. Sohbetimiz onun mesleğine döndüğünde ciddileşti. Hayali dokunuşlar yaparak 'Volkanik Taş'ı envanter çantamdan çıkartıp tahtadan yapılmış tezgahın arkasında duran Elgifer'e doğru uzattım. Yeşil gözlerinin büyüdüğünü ve parlamaya başladığını görebiliyordum.

"Bu, bu harika bir item." Dedi elimdeki siyah pürüzsüz taşa bakarak ve sağ el parmaklarını mavi saçının arasında gezdirmeye başlayıp parıldayan iri gözlerini iyice ortaya çıkardığında cümlesine devam etti "Elimde bir hızlandırma iksiri bulunuyor. İşlem fiyatına iksiri eklememi isterseniz üç gün içerisinde size aklıma gelen harika tasarımı hazırlayabilirim." Dedi.

Onay verdikten sonra Elgifer'in üzerine yaptığım birkaç hayali dokunuşla itemin transferini NPCye yaptım. Risse ve Rosie benden önce çıkışa doğru ilerlediler. Bende kapıya yöneldiğimde geriye doğru dönüp bakma gereksinimi hissettim. Elgifer sol elinde tuttuğu taş ile atölyesine açılan kapıda asılı boncuk perdeyi sağ eliyle ayırarak içeriye girdi. O içeri giriyorken daha önce yaşadıklarımız siyah beyaz film gibi zihnimde canlanıyordu. Yüzümde ufak bir tebessüm belirdiğinde Ros heyecanla merdivenlerden geriye çıkarak elimden tuttu ve "Hadi, bu üç günü elimizden geldiğince güzel bir şekilde geçirmek istiyorum." Dedi.

Yüzümde artan tebessümle ve Ros'un beni çekiştirmesiyle dükkanın merdivenlerden aşağıya indik. Ros sağımda, Risse solumda, elimi ufaklıkların omzuna atarak yürümeye başladık. Haklılardı, bu üç gün benim içinde güzel anıların yaşanabileceği bir zaman olabilirdi.

***

İki gün boyunca Risse ve Rosie ile TP kasmak ve sıralı görevleri yerine getirmemiz haricinde Shangri-La'da görmeyi özlediğim noktalara gidip balkonlardan eşsiz manzaraları izledik. Afacanlar oyundan çıktığı zamanda vaktimi geceleri kalmayı tercih ettiğim hana giderek geçirdim.

Hanın ikinci katında kaldığım odadaki pencereden açık gökyüzündeki parlayan milyonlarca yıldızı izlerken uyuya kalmışım. Sabah uyandığımda güneş neredeyse doğmak üzereydi. Aydınlanmaya başlayan havayı biraz seyrettikten sonra yatağımda doğrulup kollarımı yana açarak esnedim. Yataktan kalktıktan sonra birkaç hayali dokunuşla takım zırhımı üzerime giyip kaldığım odanın kapısını açtıktan sonra tahta merdivenlerden giriş katında bulunan hole indim.