36. Bölüm, Gece Nöbeti

1.1K 109 15
                                    

Bütün envanter hazırlıklarını tamamladık. Geceyi kampta geçirmeye karar veren strateji grubu goblin ordusuna karşı saldırıyı sabaha karşı ani bir baskın yapmayı kararlaştırdı. Bununla birlikte gelebilecek başka baskın için gece nöbetçileri seçilmesini istediler. Yapılan kura çekiminde ben ve Stray adında bir suikastçı gece nöbeti görevini üstlenmiş olduk.

Nöbet sırasında Stray'in kuşandığı itemleri ayrıntılarıyla inceliyordum. Beyaz takım zırhının omuzluk kısmında altın sarısı ağzı açık ve köpek dişleri görünen aslan kafası figürleri bulunuyordu. Elindeki saldırı itemi zırhının tam tersi tamamen siyah renginde hançere göre uzun sayılabilecek boyutlarda ince keskin ucu olan ve kabzasının sağı ile solundan yukarıya doğru boynuz gibi çıkan kıvrımlı bir silahtı. Giriş kapısında uzun iki direğin üzerinde hafif esen rüzgarla savrulan meşalenin alevleri, yere yansıyan gölgelerde dalgalanmalara neden oluyordu. Kamp yolunun solunda uzanan dağın iri taşları arasından fısıldama şeklinde konuşmaları duymaya başladık. Tam algılayamadığımız sesler goblinlerin çıkardıkları anlamsız sesleri işaret etsede dağın zifiri karanlık kısmından gelen seslerin hangi moba ait görmemiz şuan için mümkün değildi.

Stray ince sesiyle "Mobları görene kadar kıpırdamayalım. Belki kampa gelmeden giderler." Dedi. Taşların arasında bir meşale ve beş goblin Stray'e cevap verir gibi karşımızda belirdi. Önde gelen goblinin ten rengi diğerlerine göre daha koyu yeşil ve daha iri görünümlüydü. Goblinler arasındaki bu renk dağılımı aralarında ki statülerini belirliyordu. Koyu renkli goblin bu grubun lideri olmalıydı yalnız goblinler beşli değil daha kalabalık gruplar halinde gezerlerdi. Bu grubun azlığına bakacak olursam bir keşif grubu olmalıydılar ve büyük olasılıkla dün öldürdüğümüz yolunu kaybetmiş goblini arıyorlardı.

Grup lideri goblin bizi karşısında görünce şaşkınlığından olduğu yerde kaldı ve "Haıııı" diye algıladığım bir ses çıkardı. Arkasından gelen ve onun bu tepkisini bekleyen goblinler de ona çarpmamak için durmaya çalıştılar. En arkadan yan yana sohbet eden iki goblinden biri bu ani duruşu beklemediği için hemen önündekine çarptı. Goblin arkasını dönerek anlamadığımız dillerinde öfkeyle konuşmaya başladı. Goblinlerin mimikleri ve davranışları onların ne kadar asalak birer mob olduklarını kanıtlar nitelikteydi. Aralarında tartışmaya başladıklarında liderlerinin çıkardığı karmaşık ses ve ufak bir el hareketiyle tekrar hizaya girdiler.

Stray "Bunlar için alarm vermeye gerek olduğunu sanmıyorum." Dedi. Onu bu dediğine bende katılıyordum.

"Haklısın, diğerlerini uyandırmadan halledebiliriz." Dedim savaş pozisyonumu alarak. Beş goblin bizi fazla zorlayamazdı. Çarpışmamız beklediğimiz yönde sonuçlandı. Lider goblin önce iki goblini yaptığı işaretler ile üzerimize yolladı. Bu hatası çevik ve hızlı hareket yeteneğine sahip suikastçı için basit bir çarpışma oldu.

Stray hemen öne atıldı. Kollarını geriye doğru alarak koşmaya başladı ve kısa sürede öncü goblinlerin yanına vardı. Bir goblin Stray'e elindeki boyuna göre çok uzun olan mızrağını uzatarak hasar vermek istedi. Stray bu saldırıyı sol elindeki hançerini gözle göremeyeceğim bir hızla elinde çevirip sivri ucunu yere bakacak şekilde dik tutarak yaptığı küçük bir ittirme ile engelledi ve hançerini ona doğru uzatılan mızrağın sapında kaydırarak tiz bir ses ile goblinin yanına kadar koştu. Goblin neye uğradığını anlayamadan; Stray'in sağ elindeki hançeri boğazına saplandıktan sonra, sağ ağayı üzerinde bir tur dönüp sol elinde ki yere doğru bakan hançerini goblinin sırtından kalçasına yakın bir kısmına doğru sapladığını tahmin ettim. İtem goblinin bedeninde kafasına doğru bir jilet gibi kaydı ve vücudundan çıktığında artık cansız olan mob yüz üstü yere düşmeye başladı. Mobun elinde tuttuğu mızrağı yere ilk değdiği ve titreyerek tekrar havaya sıçradığında Stray girdiğin şoktan dolayı hareket edemez halde olan diğer gobline hızlı bir saldırı yaptı. Goblin saldırıyı çok geç algıladığı halde bir karşılık vermek istedi. Başarı oranı çok düşük ihtimalli olan bu savunma çabası sonuçsuz kaldığında Stray hançerlerini goblinin boğazına sapladı ve iki elini ters yönlere doğru iterek mobun boğazında derin bir yarık açtı. Gözüm bu saldırılardan hemen sonra kayalığın yanında duran diğer üç gobline takıldı. İki goblin açık renkli goblin adeta korkudan titreyen bacaklarıyla geriye doğru ufak adımlar attığında liderleri goblinlere has bir kükreme yaptı ve hafifçe öne doğru eğilerek büyük ağzında öfkeden birbirini kıracak şekilde sıktığı rengi değişmiş dişlerini bize gösterdi.

Geride duran goblinlerin kafası karışmış ne yapacaklarını bilmedikleri bir durumda bir kendilerine bir liderlerine bakarak aralarında konuşuyorlardı. Öfkeden çılgına dönen lider geriye doğru bakıp arkasındaki iki gobline öfkeli bir şekilde baş işareti yapıp elindeki kalın beysbol sopasını andıran, uç bölümünün üzerinde demirden dikenleri bulunan itemini bize doğru sallayıp bir şeyler mırıldandı. Gerideki goblinler liderlerinin bu tepkisinden cesaret alarak ellerindeki mızrak ve kalkanları birbirine tokuşturmaya başladılar. Lider goblin bize doğru döndüğünde eliyle Stray'i işaret etti iki goblin hemen saldırıya geçti. Bu saldırılarını Stray savuşturmakta zorlanmadı ve yan yana saldırı yapmaya dikkat eden iki gobline aynı anda verdiği HPlerden sonra ölüm korkusu ve can acısı yüzlerinden okunabilen goblinler suikastçının hançerleri ucunda pikselleşmeye başladı. 

Stray pikselleşmek üzere olan goblinlerden hançerlerini sert bir şekilde çektikten sonra "Sıra sende büyük lokmayı sana bıraktım." dedi. 

Hiçbir şey yapmamış gibi gözünü bile kırpmadan geri dönmesi beni çok şaşırttı "Teşekkürler." dedim. İyice sinirlenen lider gobline doğru ufak adımlar ile yürümeye başladım. 'Neden durduk yere teşekkür etmiştim? Ya da ne için teşekkür etmiştim? İstesem hepsini tek yeteneğim ile öldürebilirdim.' aklımdan bunlar geçerken goblin bana doğru koşmaya başladı. İyice bana doğru yaklaştığı zaman yaptığı her hareket ağır çekimde gerçekleşiyormuş gibi görüyordum. İtemini savurdu ufak bir hareket ile bu saldırıyı atlattım. Aklımda hala neden teşekkür ettiğim fikri dönüyordu. Yaptığı saldırısı savrulan goblin kaybola dengesini topladığında onun hareketleri bana hala ağır çekimde gibi geliyordu. Bir saldırı daha yaptı ve yavaşça kenarı çekildiğimde hafif soluma doğru tökezledi. Rindarf'ı neredeyse önümde olan kafasına doğru dik bir şekilde iki elim ile sapladım ve aşağıya doğru hafifçe indirip bir yarık açmayı başardım. Ensesinden aldığı bu ölümcül darbe ile ağzından kan fışkırdı. Can havli ile kendini geriye doğru attığında itemimi boynunda çektim ve kafasını doğrulttuğu anda etrafımda bir tur dönüp hız kazanarak yarık açtığım noktaya sert bir darbe verdim. 

Çarpışma bitip kendime geldiğimde esen rüzgarın ıslığını duyduğumda savaş sırasında etrafımdaki hiç bir sesi duymadığımı anladım. Oyunda bazı oyuncuların başına gelebilen bu duruma "odaklanma" deniyordu. Odaklanmaya giren oyuncular rakipleri haricinde hiçbir şeyi algılayamazlar ve rakiplerinin her hareketini çok daha ayrıntılı görmeye başlar. 

Bende odaklanmaya girmiştim ve çok uzun sürmeyen bu süreçten çıktığımda etrafıma baktım. Goblinin bedeninden ayrılan kafası farklı bir yöne düşmüş ve gözleri anlamsızlık doluydu. Ölü bir beden bile kendince bir şeyler ifade edebiliyordu.

Stray "Sende fena değilmişsin hani. Herif sana bildiğin efsane bir hızla saldırdı, sen umursamadan küçük hareketler ile onu atlatmayı başardın." dedi savaşın verdiği ciddiyetten kurtardığı ses tonuyla.

"Benim için pek hızlı saldırılar değildi." diye karşılık verdim. 

Elini havaya kaldırdı bir süre durduğunda "E hadisene" dedi elini hafifçe oynatarak.

Eline bir beşlik çaktıktan sonra havanın aydınlanmaya başladığını fark ettim. Raid grubunda bazı dostluklar kurabilirdim. Irk'ta oluşan kalıcı dostluklar böyle zorlu çarpışmalarda doğabiliyordu. Bugün de planımızda olmamasına rağmen ilk defa hep beraber bu çarpışmaların ilkini yapacağımız 'goblin kampı' baskınını gerçekleştirecektik. 

Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin