Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)

5. Bölüm, İlk Tecrübe

Bulunduğum macera alanındaki otları dalgalandıran rüzgar ruhuma işliyor gibiydi. Gözlerimi kısa süreliğine kapattım. Bu huzura kendimi kaptırmamam mümkün değildi. Patika yolda biraz daha ilerledikten sonra ilk mobların bulunduğu alanlar karşımda belirmeye başladı. Uzaktan onları rahatlıkla görebiliyordum. Güncelleme gününden sonra oyunda ilk saldırımı yapacak olmanın heyecanıyla mobların üzerilerine doğru koşmaya başladım. 

Bölgede olan moblar, Erthaflardı. Tek gözleri siyah bantla kapalı olan korsanımsı iskelet canavarların, başlarının üzerindeki kırmızı çizelgeden görünen 80 can puanları vardı. Mobların elinde tahtaya benzeyen ufak kılıçlar bulunuyordu. Irk online'de her dört mob grup halinde gezecek şekilde ayarlıydı. Aralarına girdiğiniz zaman bazı moblar otomatik saldırı yapıyorken bazıları ise siz onlara saldırmadığınız sürece etrafımızda gezinirlerdi.

İlk Erthaf grubuna yaklaştığımda aralarında mesafeli bir şekilde geziniyorlardı. Planıma göre saldırımı başlatacağım yere doğru ilerledim. Hedeflediğim yere yaklaştıktan sonra basit yeteneklerimden biri olan 'sıçra'yı kullanarak dördünün arasına düştüm ve en sol açığımda kalan mob saldırı yapmak için koşmaya başladım. Bütün grup saldırımı algıladıkları gibi karşılık vermek için bana doğru döndüler ve dördü birden ağır hareketleriyle bulunduğum noktaya hareket etmeye başladılar. 

İlk seçtiğim Erthafa saldırı yapmak için yeterince yakındım. Ashtria'yı savurarak basit bir saldırı ile hasar verdiğim mob kılıcını savurarak rahat atlatabileceğim bir hamle yaptı. Başarılı ilk saldırımın ardından mobun arkasına geçtim ve hızlı bir hamle ile geri dönüp bir darbe daha vermeyi başardım. Boynuna aldığı son darbe ile kafası, iskelet bedeninden ayrıldı. Aldığı ilk hasardan sonra kalan 35 CPsini de böylece kaybeden mob kemik yığınlarına dönüşerek olduğu yerde dağıldı. Ekranımın tam ortasında bulunan yeşil renkli tecrübe puanı çizelgem (TP) mobun ölümüyle birlikte yüzde yirmi arttı. Dağılıp yere düşen kemikler yavaşça pikselleşmeye başladığı sırada geriye kalan üç Erthaf ile çarpışmaya hazırlanıyordum. Üçü yan yana saldırılarını yapmak için bana doğru ilerliyorlardı.

Ortada durana doğru sağ elimde duran Ashtria ile saldırıyı yapar yapmaz kombo saldırım ile yanındakine de bir hasar vermeyi başardım. "İki yıllık beta süreci tecrübesi, bana ne kadar çok şey katmış" derken kendimi bu yavaş canavarlara karşı çok üstün bir güce sahipmiş gibi hissediyordum. Bu kadar atik olmam beta döneminin bir nimeti gibiydi. "Peki, bu bir şeyleri öldürmeye karşı olan arzum nereden geliyordu? Acaba kendimi oyuna çok fazlamı kaptırmıştım? Devam et! Öldürmeyi ne kadar zamandır böylesine çok istiyordum? Devam et!" zihnimde beliren bu sesler beni hep savaştan kopartıyor gibiydi. 

Son saldırımdan sonra saldırımı pozisyonumu kaybettiğim için sol elim ile yerden destek alarak duruyordum. Ayağa kalıp arkamı döndüm, son darbeyi alan Erthaf saldırımdan dolayı sersemlediği için diğer ikisinden biraz daha ayrı duruyordu. Hızlıca ona doğru hamlemi yaptıktan sonra verdiğim hasarla mobu öldürüp 20 TP daha kazandım. Kalan moblarla biraz vakit geçirmek istiyordum. İkisiyle adeta dars eder gibi bir süre seri hareketlerle saldırına karşı koyarak savaştım. Aldığım hafif darbelerle can puanım 15-15 düşürüyordu. Can puanı önceden azalan olan mob yaptığım karşı saldırı ile TP kazanmamı sağlarken bütün kemikleri olduğu yere dağılarak düşmüştü. Kemikler pikselleşirken, son kalana yaptığım kritik saldırı ile göğsünden giren Ashtria sırtında çıktı ve kemikleri dağılmadan ufak bedeni kılıcımın ucunda pikselleşerek kayboldu. Kazandığım TPler ile ikinci seviyeye ulaştım. Mobların pikselleştikler yerlerde bıraktıkları ganimet kutularını topladım. Kutulardan oyun parası haricinde hiçbir şey çıkmadı. 1.000 şinye dört düşük seviye mob için ideal olan bir paraydı. Şinye (Şi), Shangri-La'da kullandığımız oyun para birimiydi ve oyundaki birçok şeyi başarabilmemiz için çok fazla para birikimimiz olmalıydı.

Dörtlü Erthaf grubu üç dakika sonra biraz daha uzak mesafede yeniden doğdu. Ölen her mob belirli bir süre sonra bulunduğu alanda bu şekilde yeniden diriliyordu. Böylece buraya gelen her oyuncu bu sonsuz döngüde bulunan mobları öldürerek tecrübe ve şinye kazanabiliyordu. TPmi sekizinci seviyeye ulaşana kadar Erthaf grupları arasında kazanmaya devam ettim. Sekizinci seviyeden bir sonraki seviyeye ulaşmak için gerekli olan TP ise 3284'tü ve artık bu bölgede kazandığım TPler ile seviye atlamam çok zor olacaktı. Son bir grub Erthaf'ı öldürüp yeni mob alanına doğru yola koyuldum.

Yeni mob alanına doğru gitmek için yürüdüğüm yolda etrafıma bakıp Erthaflarla çarpışan başka oyuncular gördüm. Aralarından bir suikastçı önündeki mobu öldürmeye çalışırken sağ ve solundan ona doğru gelen Erthafları fark edemedi ve omzuna aldığı hasarlar sonucu ayaklarının üzerine çöktü. "Yeni biri olmalı" dediğim sırada üç mob oyuncuya kılıcını sapladı. Suikastçi acı içinde dizleri üzerinde dururken moblar saldırı modundan çıkıp yanından uzaklaşmaya başladı. Çaresizliği halinden anlaşılan oyuncu pikselleşme başladı ve bağlantısı sonlandı. Bu acı son ile oyunun başlarında karşılaşması onun için iyi bir deneyim olmuş olmalıydı. Suikastçinin bağlayıcısı tahminimce üç saat sonra tekrar aktif olabilecekti ve bu sefer daha iyi bir tecrübe ile Erthaflarla mücadele edebilecekti.

Yoluma devam ettiğim sırada karşıma ufak bir dere belirdi. İlerideki bölgede duran yeni çarpışacağım moblar, Waltraflardı. Ellerinde bir kalkan ve çift tarafı keskin kılıcı olan bu mobların bossuyla daha önce beta sürecinde karşılaştım. Tükürdükleri yeşil sıvı adeta zehir yuvasıydı gibiydi. Üzerinize değer ise kurtulmanız için mobu öldürmeniz gerekiyordu aksi halde sizi öldürene kadar zehirlenmeye devam ediyordunuz. Önümde duran mavi, siyah ve beyaz taşlardan yapılmış köptüden geçtikten sonra beni bekleyen bu acımasız moblarla çarpışmaya başlayarak macerama devam edecektim.

İlerleyen bölümlerde karşılacağınız kısaltmalar 

Can Puanı: CP

Tecrübe Puanı: TP

Yetenek Puanı: YP

Saldırı Puanı: SP

Şinye: Şi