49. Bölüm, Nightmare'nin Ölümü

913 102 37
                                    

Nightmare ile olan mücadelemizin ikinci saatinde bossun ilk CP rengi olan beyaz barı bitirmeyi başarmıştık. Mobun ikinci CP bar rengi mavi bar aktif olduğunda devreye bir sinematik girmişti. Sinematikte önce yerden çekim yaparak alanda duran biz oyuncuları ve Nighmare'yi 360 derecelik bir açıyla gösterdikten sonra yavaşça yükselerek mor bir küre içerisinde elleri ve başını geriye doğru atmış bir şekilde duran Tulpar'a odaklanmıştı. Hemen ardından bossun çatallı dilde konuşması başlamış ve "Benimle acı çekeceksin! En kötü kabusların seninle olsun seni küçük solucan." Dedikten sonra kahkahalarını duymuştum. Bossun konuşması bittiğinde Tulpar'ın bulunduğu mor kürenin rengi bize göre tam ortasından başlayarak yavaşça siyaha dönmüştü. Şeffaf siyah kürenin içerisine hapsolmuş Tulpar artık dik bir şekilde duruyordu. Tulpar'ın bulunduğu küreye odaklanan kameranın açısı aşağıya doğru odaklandığında gözüme ilk çarpan şey bossun yüzündeki değişimler olmuştu. Yüzünde bulunan mor dikenimsi çıkıntılar uzamıştı. Oyunda gayet enerjik ve mutlu görünen Tulpar'ın en kötü kabusu ne olabilirdi ki?

Gözlerimi açtım. Karanlık boş bir odada dizlerimin üzerine çökerek oturuyordum. Oda dizlerimin hemen üzerine kadar suyla doluydu. Yerden kalkmak istememe rağmen kıpırdayacak halim yoktu. Kulaklarım uğulduyor, içimde anlatamadığım derin yara düşünmemi, hareket etmemi hatta nefes almamı bile zorlaştırıyordu. Kalbim sıkışıyordu. Birkaç defa nefes almayı denedim. Burnumdan nefes almak istesem aldığım nefes bana yetmeyecekmiş gibi geliyor hemen ardından ağzımdan nefes almaya çalışıyordum. Ağzımdan aldığım her nefes ise boğazımda düğüm oluyordu. Gözlerimden akan yaşlar bazen ıslak olan kıyafetimin üzerine düşüp bazen de dizimin üzerinde duran ellerime düşüp yok oluyordu.

Bir süre sonra birikmiş suya damlayan su sesleri duymaya başladım. Çok geçmeden kafamın içinde kardeşimin annemin babamın sesleri yankılanmaya başladı. Kafam çatlayacak gibiydi. Gözlerimi kapattım. "Şimdi ne yapmalıyım?" diye düşünürken uğultular halen kafamın içerisinde dönüp duruyorlardı. Bedenimi, düşüncelerimi kontrol edemiyor çaresizlik içerisinde bu acının dinmesini istiyordum. Gözlerimi daha sıkı kapatmaya çalıştıkça durumum kötüleşmeye başladı. Duyduğum uğultulara gözümün önünden akıp giden gazete haber manşetleri eklenmişti. 'Bir Ailenin Korkunç Sonu.', 'Katil Belediye Şoförü Evinde Yakalandı.', 'Facia' gibi gözümün önünden hızla akıp giden gazete haberlerini istemsiz bir şekilde görüyordum. Duymaya devam ettiğim uğultular arasında bazen bazı sesler ön plana çıkıyordu. Eren, annem, avukatlar, röportajlar bunlara bir son vermek istiyorum. 'Dur! Lütfen dur!'

"Fexy dikkat et!" Elenia'nın bağırışı halen kulağımda yankılanıyordu. Suikastçılarımız gerçekten işini bilen oyunculardı. Hızlı bir şekilde yaptıkları saldırıyla HP (Hasar Puanı) verip mobu üzerlerine çekmeden saldırı menzilinden çıkabiliyorlardı. Bu taktikleri sürprizlerle dolu olan raid 3. Kat bossu Nightmare üzerinde pek işe yaramıyordu. Saldırı düzenimizi öğrenme yeteneğinin yanı sıra bunlara karşı saldırı da geliştirebilen Nightmare yine Fexy'nin suikastçılara özgü hızıyla yaptığı saldırısından sonra bossun saldırı menzili dışına çıkmaya çalıştı. Mob sağ elindeki mor ışık kümesini uzayan bir el gibi uzatarak menzil dışına çıkmak için sağa doğru sıçrayan oyuncuyu sağ ayağından yakalayıp mor ışınım duvarına doğru fırlattı. Burada bizi kapana sıkıştıran mor duvarlara her değişimizde belirli sürelerde HP (Hasar Puanı) alıyorduk. Nightmare'in saçıyla ve elleri yerinde olan ışık kümeleriyle yaptığı saldırılar ve ışınım duvarına çarptığımızda aldığımız HPler bizi öldürebilecek seviyede değillerdi. Henüz bizde, yüksek defans ve kaçınma gibi özelliği olan bu bossu hemen öldürebilecek seviyede değildik. Bossun beyaz olan CP barında olduğu gibi mavi renkte olan ikinci CP barını da uzun süren çarpışmamız sonunda bitirmek üzereydik.

Irk Online - Sanal Dünya (Wattys2017)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin