Multide Bulut'un arabası var.
"Ben pikniğe falan gitmeyeceğim." Şu an okul çıkışındayız ve Giray beni pikniğe götürmek için ikna etmeye çalışıyor.
"Hadi ama Miray!!"
"Gel-me-ye-ce-ğim. Beni buna zorlayamazsın"
"Ha gel illaki tehdit et diyorsun. Tamam. Senin dediğin gibi olsun. Eve gidince posterlerinin hepsini yırtarım."
"Bende seninkileri hepsini yırtarım."
"Babama cebinden para kaçırdığını anlatırım."
"İyi de onda yedi yaşındaydım," dedim sinirle.
"Bana ne?"
"Bende babama 14 yaşındayken araba anahtarlarını alıp arkadaşlarınla dışarıya çıktığını anlatırım."
"Sen nerden biliyorsun onu?"
"Sanırım arkadaşlarından birisi bana çarpıktı. Sürekli bana seni ispiyonluyordu." Ağzından bir küfür mırıldandı.
"Offf. Anneme geçen sene arkadaşlarınla okuldan kaçıp eğlence parkına gittiğini ispiyonlarım."
"Bende geçen sene annemin porselen takımındaki tabağını kıranın sen olduğunu ispiyonlarım."
"Bu ağır olmadı mı sence de?"
Omuz silktim.
"Kısasa kısas?" Ofladı ve "Tamam oraya gitmemin asıl amacını sana söyleyeceğim ama sakın kimseye, hiçbir şekilde, asla bir şey söylemeyeceksin."
"Tamam söyle hadi," dedim bildiğim cevabı sabırsızlıkla beklerken.
"Eylül." Devam etmesi gereken bakışlarımdan attım. O da devam etti. "Onu tavlamaya çalışıyorum ama bana yüz vermiyor," dedi dudaklarını büzerek. "Pikniğe de sen gelirsen gelecekmiş. Lütfen Miray"
Beklentiyle bana bakmasına karşılık "Benim bundan çıkarım ne olacak?" dedim. Ohladı ve beni kesin pikniğe götürecek cevabı söyledi.
"Tavladığım kızlardan senin şu bebeklerinin posterlerini bulurum." Zaferle gülümsedim ve "Anlaştık," dedim. O da gülümsüyordu. Kapıda bizi bekleyen gruba baktım ve Eylül'ün yanına gittim.
"Pikniğe gidiyormuşuz galiba. Bizimle beraber geleceksin değil mi?" diye sordum merakla.
"Ama sana İstanbul'u gezdirecektim."
"Yarın gideriz sahile de. Şimdi pikniğe gidiyor muyuz?"
"Sen geliyorsan neden olmasın?" Giray kolumdan tuttu ve bir köşeye çekti.
"Son bir iyilik daha. Eylül'le aynı arabada olmamızı sağla. Bulut olmasın lütfen."
"Lan ben noel baba mıyım da her istediğini yapayım?"
"Sen Giray Soyder'in ikizi Miray Soyder'sin. Sen yaparsın Miray. Hadi aslan ikizim benim."
Tabi işine gelince ikizim derdi.
"Ben Miray Soyder'im. Ben yaparım," diye mırıldanarak kendimi motive ediyordum.
"Hadi hazırsanız gidelim artık," diye sıkıntıyla söylendi Uğur.
"Tamam o zaman ben, Eylül, Arda, Uğur benim arabayla, Giray, Miray, Ediz ve Deniz Giray'ın arabasında, Çağrı da kendi arabasında sevgilisi Duru ile gider."
"OLMAZ!!" diye bağırdım bir anki refleksle. Herkes ilk önce bir irkildi ama sonra kendilerini toparlayıp hep beraber "Neden?" diye sordular. Tabi Giray hariç. Mal. Beni düşürdüğü duruma bak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...