**52.**
Bulut'tan...
Öğlen saatleri...
Şirketten içeriye girdiğimde Samet Soyder'in odasını yardımcı bir kıza sordum. Kız çarpık bir gülümsemeyle bana bakıp odaya kadar eşlik ettiğinde gitmişti. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldığımda içerden 'gel' sesini duyarak harekete geçtim. Kapıyı ardımdan kapatırken Samet amcanın gözleri üzerimdeydi.
"Merhaba Samet amca."
"Merhaba Bulut. Geç otur," demesiyle karşısındaki rahat görünen deri koltuğuna oturdum. "Hayırdır? Seni buralara kadar atan şey nedir?"
"Söyleyeceklerim sizi ilgilendirdiği için buradayım. Belki bana kızacaksınız ama sonunda tek dileğim beni desteklemeniz olacak."
"Merak ettim doğrusu."
"Samet amca Miray ve ben uzun zamandır çıkıyoruz." Bir ara masaya dalan gözleri duyduklarından sonra aniden beni buldu.
"Eğer bana kızarsanız kesinlikle hak veririm. Ama lütfen önce söyleyeceklerimi dinleyin."
Samet amca derin bir nefes alarak konuşmam için eliyle işaret verdi.
"Belki bu söylediğime daha da sinirleneceksiniz. Ne yalan söyleyeyim, bende şaşkınım kendimden. Ama hiç şüphe etmedim kararımdan. Samet amca, ben kızınızla evlenmek istiyorum."
Samet amcayı ani bir öksürük tutarken gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi.
"İyi misiniz?," deyip ayaklanacakken eliyle dur işreti yapıp "İyiyim, iyiyim," demişti zorlukla. Sekreteri arayıp 2 su istediğinde kısa sürede gelen suyla derin nefesler alarak suyunu içti. Bende suyumdan iki yudum alarak geri önümdeki sehpaya koydum.
"Bak oğlum, bu işler çocuk oyuncağı değil. Bir hevesi aşk zannetme döneminiz bunlar."
"Bizden daha bilgilisiniz: Bu yüzden size saygım kendimden büyük. Ancak ben bu karara bunun heves olmadığını anladığımda aldım."
"Akıllı düşünemeyecek kadar gençsiniz daha."
"Bakın, Samet amca. Kızınızla çok ciddi düşünüyorum. Onu kendi canımdan da çok sevdiğimi fark ettim. Gün geçtikçe daha çok bağlandım bilmeden. Ben onunla aynı evin anahtarını paylaşmak için değil, bir ömür boyu beraber yaşlanmak için evlenmek istiyorum."
"Etkileyici konuşuyorsun evlat. Hadi beni ikna ettin diyelim, Miray'ın haberi var mı? Annesi ne der düşündün mü hiç. Kızım daha çok küçük. Henüz kendi bir çocukken kendisinin çocuğuna bakacak yaşta değil. Özellikle de önünde okuması gereken bir üniversite varken."
"Zaten niyetim hemen evlenmek değil," dediğimde Samet amca kaşlarını çatmıştı. "Yani o üniversite boyunca nişanlı kalırsak eğer, ve üniversite bittikten sonra evlenirsek daha uygun olur diye düşünmüştüm."
"Üniversitede ayrı okullara, ya da daha büyüğü ayrı şehirlere düşebilirsiniz. Gözden uzak olan gönülden de ırak olur derler evlat."
"Miray'ın gittiği üniversiteyi ayarlayacağım kendime. Burslu olarak girerim."
Samet amca gür bir kahkaha attı. "Sen bütün her şeyi düşünmüşsün be oğlum."
"Dediğim gibi Samet amca: Kızınızı çok seviyorum. Ve onunda beni ne kadar sevdiğini ışıldayan gözlerinde gördüğümde kararımı alevlendi. Ayrıca Leyla teyze hakkında hiç şüpheniz olmasın, onun da kabul edeceğine eminim."
"Eğer dediğin gibi kızımın da sende gönlü varsa, verdim gitti." Samet amca gülümsediğinde bende içimdeki tekrar yeşeren heyecanla gülümsemesine karşılık vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...