Eve geldiğimizde annemin birkaç kötü mal aldığım için söylenmelerini ve Bulut'un da anneme hak verip benim annemden azar işitmemi Giray'la kahkaha atarak izlemişti. Ama o Giray görecek. Onu mahvedeceğim.
"Tanıştığıma çok memnun oldum Leyla teyze. Artık her acıktığımda sizdeyim" diyen Arda'ya Giray,
"Evlatlık alacağımız yaşta olduğunu sanmıyorum Arda" demesiyle bende ona,
"Seninle değiştiririz o zaman bizde" dedim.
"Sen yaparsın. Ben sende o potansiyeli görüyorum ama işler sende bitmiyor. Eğer bitseydi şu an sana karşı çıkmak yerine itaat ediyor olurdum."
"Hep boş laf bunlar" diyerek konuyu geçiştirdim.
"Neyse artık biz eve gidelim" diyen Çağrı'ya Bulut onaylarcasına başını salladı.
"Kusura bakmayın çocuklar. Erkekler gecesi yapamadık ama bugün. Bir dahaki sefere artık" dedi Giray alaycıl ses tonu ve kışkırtıcı gözleriyle bana bakarken. Gözlerimi devirdim ve,
"En azından birileri benimle vakit geçirip zamanını değerlendirdi" dedim ortaya konuşuyor gibi yaparak ama aynı zamanda Bulut'a mesaj göndererek. Ama herkesin anladığını biliyordum. Annemde dahil. Kim anlamaz ki?
"Ah benim için bir zevkti" diyen Arda'ya herkes şaşkınlıkla baktı. Yanılmışım. Bazıları anlayamıyormuş. Arda bize anlamamışçasına bakarken bende ele vermeyip ona,
"Arayı kesinlikle fazla uzatma" dedim. Herkes gülerek birbirlerine 'hoşçakal' dediler ve Giray dışında bütün erkekler evlerine gitmek üzere yola çıktılar.
Kızlarla odaya girdikten sonra pijamamı ve kapşonlu ceketimi çıkardım. Yatağa girdiğimizde kızsal sohbetlerimizle uykuya daldık.
**
Sabahın güneş ışıklarıyla uyanmayı çok isterdim ama benim odam güneş almıyor. Alarmım çalarken kızlar alışık olmadıkları için yataktan korkuyla sıçramışlardı. Bense halâ kafam yastığa gömülü bilincim açık şekilde uyuyordum.
"Bu ne ya! Ödüm koptu."
"Rüyamda tam da Çağrı'yla basketbol oynuyorduk. Sapıkça düşünmeni istemem ama Eylül mükemmel bir sahneye ayak basmıştım ki Allah belamı verip rüyamı böldü."
"Miray kalksana. Alarmın çalıyor, duymuyor musun?" derken Eylül bir yandan da alarmı kapattığına dair ses kesilmişti.
"Uykum var Eylül."
"Hep böyle misin?"
"Hafta içi her gün."
"Anlamıştım zaten. Hadi kalk." Oflayarak yataktan kalktım ve dolabının karşısına geçip formamı elime aldım.
"Annem gibi söyleniyorsunuz" deyip banyoya geçtim ve üzerimi giydim. Saçımı da taradım ve tepeden toplayıp kulağıma taşlı küpe taktım. Dudağıma hafif parlatıcı sürdüm ve banyodan çıkıp çantamı hazırladım. Kızlarda hazırlanmıştı.
Giray'da hazırlanınca hep beraber kahvaltı yaptık. O arada kızlarla babam da tanışmıştı. Yemeğimizi yedikten sonra Giray'ın arabasına bindik ve kısa süren yolculuğumuzla okula geldiğimizde indik. Kapıda bizim grup ve tanımadığım birçok öğrenci daha vardı.
"Günaydın" dedi Bulut grubun yanına gittiğimde. Bende "sanada" dedim sıcak bir gülümsemeyle. "Sınıfa çıkalım mı?"
"İyi olur" dedim bir yandan yürümeye başlarken."Annem ve babam bir aydır tatil için şehir dışında olduklarından evde yalnızdım ama annemgil hafta sonu geleceklerini söyledi. Pazar günü. Bende diyorumki onlar gelmeden evde bir parti mi versem? Yani vereceğim. Uzun lafın kısası sende gelsene? Cumartesi. Bizim eve."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...