**45.Kafadaki Tilkiler**

5.6K 226 20
                                    

Yüzümde sinsi bir gülümsemeyle kantine indim. Beni görünce gülümseyip gelmem için işaret verdi.  Sırıtmamı silmedenkarşısına oturdum.

"Benimle derdin ne? Anlat bakalım."

"Ne derdim olacak ya?"

"Miray, seni yeterince tanıyorum. Dün beni arayıp okula kesin gelmemi ve derslere girmeyip seninle okulda vakit geçirmemi söylemekle kalmayıp beni sevgilimle tehdit ettin. Şimdi anlat."

Evet,  tanıyormuş.

"Bulut'u kıskandırmam gerek."

İçtiği kahve bir an boğazında kalacakmış gibi olsa da kendini sonradan toparladı.

"O kişi ben mi oluyorum?"

"Kıskandıracağım erkek çok var ama güvenebileceğim tek erkek sensin."

Düşünürmüş gibi mırıltılar çıkardığında kabul edeceğini biliyordum.

"Benim çıkarım ne olacak?"

"Dedim ya. Sevgiline bir şey anlatmayacağım."

"Ona ne anlatabilirsin ki?"

"Ne kadar çok yakıştığımızı? Senden uzak durması gerektiğini? Bence daha birçok konu var."

"Başıma büyük belasın, Miray."

"Teşekkürler."

"Bence bir şey yapmaya gerek yok. Zaten şimdiden kıskanmaya başlamış," dedi kafasıyla bir yeri gösterirken. Gösterdiği yere baktığımda Bulut'un bizim masanın gayet iyi göründüğü bir masaya oturmuş olduğunu gördüm. Gözlerini kırpmadan beni izlerken yalandan kaşlarımı çattım. Önüme döndüğümdeyse Batıncan'a gülümsedim. O da bana gülümseyip kafasını olumsuz anlamda salladı.

Onun saçma bulduğu kadar ben mantıklı buluyordum. Gittiği heryerde beni sevgilisi olarak tanıtması gerekirken o arkadaşım dedi. Bunu yapmalıydım çünkü yılanın başını en başta ezmem gerekti. Bana yaptığını ödetecektim ona.

"Barıştınız mı hemen?"

"Sevgili bile olduk."

"Vay, sandığımdan da hızlısınız. Siz yakında nikah masasınada  oturursunuz."

"Abartma."

"Geliyor, gül."

Uyarısıyla şirince gülümsedim.

"Selam!"

Batıncan "Selam," diye karşılık verirken ben sesimi kullanmamıştım.  Yanıma oturduğunda gözü korkunç derecede Batıncan'daydı.

"Ben gelince sustunuz? Konuşun ya."

"Sana gelmemeni söylemiştim."

"Öyle mi? Hiç hatırlamıyorum. Hay Allah!"

"Sorun değil. Şimdi söyledim işte. Gidebilirsin,"

"Yok ya. Rahatmış burası."

"Sorun değil, Miray. Biz kalkarız." Bulut'a gülümsedikten sonra masadan kalktım.

"Bahçeye çıkmadan önce bana yemek ısmarla."

"Tabii hanımefendi."

"Ciddiyim. Çok açım."

Cevap vermeden kantin sırasını tınlamadan kısa sürede elinde aburcuburlarla döndü. Beraber okulun bahçedeki bankına oturduktan sonra ofladı.

"Ne yapmayı planlıyorsun, Miray? Senden çok sıkıldım da."

"Benden sıkıldın? Benden? Haha! Senin sıkılma hakkın yok. Sus yoksa seni sevgiline şikayet ederim."

DAĞ AYISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin