Kollarımı boynuna dolayıp ona sıkıca sarıldım. Bulut başta şaşırmış olsa da sonra o da ellerini belime yerleştirmişti. Biraz sonraysa meraklı sesi duyulmuştu."Bir şey mi oldu?"
"Hayır. Beni büyük bir gıybetten kurtardın. Diğer bir deyişle apartman toplantısından."
"Apartman neyi?"
"Boşver. Uzun hikaye." "Ee, sen neden geldin?"
"Sana olan bir sözüm vardı. Yani söz vermemiştim ama olsun. Bunu yapmak istedim."
"Neyi?"
"Bir düşün. Bakalım ne kadar zekisin."
Düşününce Bulut'un bizim eve geldiği günü ve ardından annemin gelmesiyle onu odama tıkıştırırken rüşvet teklif ettiğim aklıma geldi.
"Ben hazırlanıp geliyorum."
"Zeki kız." Bu söylediğine güldüm ve anneme Bulut'un geldiğini ve beraber takılacağımızı söyledim. Odama geçtim ve üzerime bir elbise geçirdim.
Bulut'un yanına geri döndüğümde hemen ayağıma spor ayakkabımı geçirdim. Topuklu ayakkabı belasına bir kez bulaşırdım. Ve ondan da nasibimi almıştım.
"Hazır mısın?"
"Yani" dedim üzerime bakarak. Ne yani hazır olmamış gibi mi görünüyorum? Neden böyle söyledi ki şimdi?
"Tamam. Hadi öyleyse gidelim."
Bende "Tamam," dedim ve beraber asansöre binip aşağıya indik. Arabasına baktığımda Porshe'sini görmemle hayal kırıklığına uğradım.
"Diğeri daha iyiydi ya."
"Arıza çıkardı o. Başka zamana."
"Herneyse."
Saat ikindi sularıydı ve biz bu saatte bir bara gidiyorduk. Tuhaf. Biraz zaman geçtikten sonra ara bir sokağın önünde durunca etrafıma ürkekçe baktım.
"Korkma. Güven bana." dedi Bulut arabadan inerek. Elbette ona güveniyorum. Güvenmesem gelmezdim onun peşinden. Bende ona uyup arabadan indim ve hemen yanına giderek beraber dar sokakta yürümeye başladık. Bu bar İstanbul'a ilk geldiğimiz zamanlarda Giray'la geldiğimiz bardı.
"Burayı nerden biliyorsun?"
"İki yıl önce açılışına gelmiştim ve gelmeye de devam ediyorum. Arada."
"Neden geliyorsun peki?"
"Çocuklarla arada burda takılıyoruz."
"İyi de-"
"Seni getirdiğime pişman etmez misin?"
"Tamam ya. Sustum."
"Saol ya," diye alayla konuşmasıyla Bulut'a o an boğup hemen yanından geçtiğimiz çöp konteynerına atmak istedim cesedini. Ama bunu yapamayacağımı bildiğimden ayaklarımı hareket ettirmeye devam ettim. Bulut sokaktan döndüğünde karşımıza mavi ve kırmızı ışıklandırmarla döşenmiş bir bina çıktı. Burası da bar oluyordu. Kapıda geçen seferki geldiğimde olmayan korumalar varken Bulut başıyla selam verip içeriye girdi. Bende arkasından ilerledim. Daha akşam olmamasına rağmen içeride insanlar saymaya erineceğim kadar fazlaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...