Multimedia'da Arda aşkım var.
Hızla ayağa kalktığımda Bulut'ta benimle birlikte kalkmıştı. Sertçe yutkundum. Ayıkla pirincin taşını, Miray.
"Siz sevgili mi oldunuz?"
Ne demeliydim? Bulut bana bakarken dudaklarımı düz bir çizgi haline getirip gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Evet." Ani söyleyişimin üzerine Eylül gülümsedi ve "Sonunda," dedi.
"Halama söylerim diye mi sakladın, Bulut?"
Bulut bana bakarken ne yapacağını bilmiyormuş gibi gözüküyordu.
"Evet," dedi ani bir sesle. Eylül güldü ve "Tam birbirinizi bulmuşsunuz. Çok sevindim," dedi. Yapmacık bir gülümsemeyle bakarken gözlerim Bulut'u bulduğunda ciddileşti.
"Neyse, ben kaymaya devam ediyorum. Görüşürüz," dediğinde "Görüşürüz," diye mırıldandım duyduğundan emin olmadığım bir sesle.
"Bu da neydi şimdi?"
"Beğenmediysen sen bir şeyler uydursaydın," deyip dağı tırmanmaya devam ettim. Botlarımın içine giren karla ayağımın ıslanmasına ve bu soğukta donmasına neden oluyordu.
"Ben öyle bir şey demedim," derken arkamdan geldiğini bildirmişti.
"Yakalanacağın hiç mi aklından geçmiyordu yani? Beni ne kadar zor bir durumda bıraktığının farkında mısın?" dedim sinirle ayağımı kara geçirerek yürürken.
"Rol yapmamıza gerek görmüyorum."
"Bunu söylemeden önce düşünecektin," dedim.
"Miray, dur," dedi kolumdan tutarak beni durduğunda. "Yanlış anladın sen." Ona anlamaz bakışlar atarken gülümsedi.
"Yani rol yapmamıza gerek görmüyorum çünkü gerçekten sevgili olabileceğimiz taraftarındayım." Kalbim teklemeye başlarken hafif kaşlarımı çattım ve "Bu bir teklif miydi?" diye sordum.
"Sanırım," dedi böyle şeylerden hoşlanmadığını belirterek.
"Senin gibi bir ukaladan daha fazlasını beklerdim."
"Bu bir 'evet' miydi?" Gözlerimi başka yere çevirip başımı sallamakla yetindim. Sırıttı ve kolunu omzuma attı.
"Ne yapıyorsun?" dedim ona ters ters bakarak.
"Sevgilimi sahipleniyorum."
Sevgilim.
"Bulut bu çok klasik. Yani vıcık vıcık sevgililerden bu zamana kadar hep nefret etmişimdir. O yüzden lütfen bu ilişkiyi anormal tutmaya çalış," dedim karları ezmeye devam ederken. Aynı zamanda da kolunun altından çıkmıştım.
"Pardon da, bu zamana kadar kaç ilişkin oldu?" arkamda kalan sesi duraksamama neden oldu.
"Yani bir ultra zekinin matematiği yetemeyeceği kadar."
"Ne!?"
"Şakaydı," dedim surat ifadesine gülerek.
"Yani, o kadar kişiyle çıksan kızmazdım. Ne de olsa benim de matematiğim yetemeyeceği kadar kızla çıktım."
Anında kaşlarım çatılırken gülüşüm yüzümde solmuştu. Ne demek matematiğinin yetemeyeceği kadar kızla çıkmak?
"Şakaydı," dedi gülerek.
"Mal," dedim arkamı dönerek yürümeye devam ederken.
"Anormal olmaya çalışıyorum, sevgilim. Neden böyle yapıyorsun?" dedi arkamdan bana seslenerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...