**13.Öküz ve Beygir**

7.7K 343 31
                                    


Kafamın dibinde öten alarmı kapatıp yatakta doğruldum. Cidden bu alarm şart mıydı? Ben annemin kalkmamız için bağırmasını tercih ederim. Ayağa kalkıp odamın içindeki banyoya ilerledim.Kapının açık olmadığını maalesef çarpınca anladım. Kafamı ovuşturarak acısını dindirdim. Uyku sersemliği diye şu an ki halime söylemiş olsa gerekler. Hemen bir duş alıp okul eteğimi ve lakosumu giydim. Üzerine de lacivert kazağımı geçirdim.Saçlarımı taradım ve gözüme göz kalemi çektim. Çantamı alıp odamdan çıktım ve mutfakta kahvaltıya başlayacak olan annem ve babamın yanına gittim. Çantamı yere bırakıp sandalyeye oturdum.Çatalımı salatalığa batıracakken annem elime vurdu.

"İkizini bekle"

"Kardeşimi"

"Abini"dedi mutfağa giren Giray.

"İkizimi"dedim başa dönerek. Annem ve babam birbirlerine bakıp gülerlerken bende çatalımı batıramadığım salatalığa batırıp ağzıma attım.

Kahvaltımız bittikten sonra Giray'la evden çıkıp arabaya bindik. Araba hareket etmeye başlayınca bakışlarımı yanımdaki cama çevirip dışarıyı seyretmeye başladım. Muhtemelen Bulut yine okula gelmemişti. Bu benim işime gelirdi çünkü beni ilk gördüğü yerde işimi bitireceğine eminim. Can güvenliğim açısından Bulut'dan uzak durmalıydım.

"Sence bir kıza ne hediye alınır?"

"Ne?Hediye mi? Sen mi? Doğum günüme daha çok var ama..."

"Sana değil salak."

"Salak dediğini es geçerek merak ettiğim ve cevabını da az çok tahmin ettiğim soruyu soruyorum. Kime?"

"Eylül'e"

"Daha önceden sana çok zeki oluğumu söylemiş miydim?"

"Defalarca"

"Olsun yine söyleyeceğim. Ben çok zekiyim."

"Hadi gevezeliği bırak da söyle."

"Hıımm. Bir kız. Sen. Hediye almak. Eylül. Ben olsam kesinlikle kocaman bir ayı isterdim."

"Seni soran olmadı!"

"Şu anda kızlar adına empati kurarak söyledim. Herkes ayıyı sever.Hem baktıkça seni hatırlar."

"Bence de. Kesinlikle ayı almalıyım. Onu bana hatırlattıracak bir ayı"dedi ve gülümsedi. Salak. Anlamamıştı. Orda ben ayı olarak onu kast etmiştim ama o aldığı hediyeyi hatırlatacak bir ayıyı.

Okula gelince arabadan inip okula doğru ilerliyordum ki Giray'ın sesiyle ona döndüm.

"Ayı derken neyi kast etmiştin?"

"Tabi ki de seni" deyip göz kırptım ve yoluma devam ettim. Bir an hiç anlamayacak zannettim. Yoksa ona nasıl laf sokardım? Dünyada bu hissin eşi benzeri yok. Ben bunu anladım.

Üçüncü kata çıkıp sınıfa ilerledim. Tam sınıfa girecekken biriyle çarpıştım.Bir oğlandı. Yakışıklı bir oğlan.

"Önüne baksana ya! Kör müsün? Öküz gibi çarptın" dedi. Altta kalmak için henüz çok gencim.

"Bana diyeceğine sen önüne baksaydın da bana beygir gibi çarpmasaydın." Bana'öyle mi?' der gibi tek kaşını kaldırarak baktı. Karşılaştığım her insanın tek kaşını kaldırabilmesi haksızlık değil mi?

"Öküzsün yani."

"Beygirsin yani." Canım Bulut'cum. Bu lafı bana sokarken öğrenmiştim. O öküzle tren arasındaydı ama olsun.

"Bir git işine ya. Seninle uğraşamam."

"Bende zaten benimle uğraş diye çarpmıştım" dedim alaycıl çıkan sesimle ve aynı zamanda da gözlerimi devirerek.

DAĞ AYISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin