**27.Muhteşem Ötesi Bir Gün**

6.7K 284 32
                                    

Kızları başımızdan savdıktan sonra arabaya binip yolculuğa başlamıştık. Şehir merkezinden uzaklaştığımızda nerde oturduklarını merak ediyordum.

"Nerde oturuyorsunuz?"

"Uzakta."

"Daha çok yolumuz var mı?"

"Evet"

"Tek çocuk musun?"

"Hı hı."

"Baban hayatta mı?"

"Galiba."

"Ne?"

"Evet."

"Çok asabisin?"

"Hayır."

"Neden kısa cevap verdiğini bir türlü çözebilmiş değilim."

"Keser misin sesini artık?"

"Hahh. Sesimi duymayan ölsün be. Bak sana ne anlatacağım. Bir kız varmış. Güzelliği dillere, gözlere destanmış. Uzun boylu, uzun saçlı rapunzelmiş adeta. Bu arada bu benim anladığın kadarıyla. Nerde kalmıştım?"

"Sus."

"Hahh. Kızın bir tane salak ikizi varmış nerden çıktığını bilmediği. Birde bunu peşinden sürükleyen kızın aksine budala bir oğlan varmış ki kızın salak ikizinden habersiz bitmeyen bir yolda evine götürecekmiş."

"Çok ciddiyim. Kes."

"Yol bitmeyen bir saatleri çalarken budala oğlan güzel kızın sesini kesmesi için kelime israfı yapıyormuş."

"Kes şunu."

"Yapma. İsraf haramdır."

"Burda seni büyük bir haramdan kurtarıyorum."

"Ben israf yapmıyorum."

"Pes ediyorum tamam mı? Sen kazandın. Şimdi sus."

Oflayarak yol boyunca susmam gerektiğini, dilime susmasını söylemesi için beynime komut verdim.

Etrafı izlerken cidden fazlaca yol kat ettiğimizi düşündüm. Karşımıza İstanbul'dan çıktığımıza dair tabela çıkınca şaşkınlıkla Bulut'a baktım.

"Sen beni nereye götürüyorsun!?"

"Eve dedim ya!" dedi o da bağırmama karşılık.

"Seni evin nerdeki be? Beni kaçırıp bir organ mafyasına satarsan ben senin o böbreklerin deşerim."

"Organların olmadan gelip böbreklerimi nasıl deşmeyi düşünüyorsun?"

"Bir yolunu bulurum ben."

"Söyleyeyim de o zaman ilk başta kalbini alsınlar."

"Ne diyorsun sen ya!?"

"Tamam cırlama kulağımın dibinde. Şaka yaptım ya. Geldik zaten. Çok az kaldı." Derin bir nefes aldım ve ardından bıraktım. Sanırım biraz sakin olmalıydım.

DAĞ AYISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin