Multi Eylül.
Bardağıma suyu doldururken yine ve yine esnedim. Artık iyice uykum gelmişti.
"Miraaayy"
"Geliyooruumm" dedim yukardan bana seslenen Eylül'e. Uykulu gözlerle merdivenleri çıktım ve sesin geldiği odaya doğru yöneldim. O sırada ikizler merdivenlerden inmek üzereydi. Ikisi de aynı anda bana
"İyi geceler" dedi. Bende aynı ama uykulu çıkan sesimle
"İyi geceler" deyip odaya girdiğimde Eylül ve Duru yatak pijamalarını giymiş bir şekilde yatakta oturuyorlardı. Bense halâ pantolonumla duruyordum. Eylül kucağıma bir şeyler fırlatınca yüzüme gelen şeyi elime aldım ve bana vermiş olduğu yatak pijamalarına baktım.
"İyide bunun renkleri sarı lacivert" deyip parmak uçlarımla pijamaları kendimden uzaklaştırarak tiksintiyle baktım. "Kusura bakmayın ama ben sarı kırmızıya ihanet edemem."
"Sen galatasaraylı mısın? Sana inanmıyorum! Bunu senden hiç beklemezdim Miray"
"İnanılmayacak olan şey ne Eylül? Ya da benden beklemeyeceğiniz şey? Sizin galatasaraya olan tepkinize karşı bende fenerbahçeye tepkiliyim.Büyütmeyin bu kadar."
"Büyütmeyelim mi? Bu evde galatasaraylı olan tek kişi sensin. Bence yol yakınken hemen dön. Zararın neresinden dönersen o kadar kârdır. Sonra Duru söylemedi deme."
"Merak etme Duru. Ben takımımdan gayet memnunum ve bana zarar getirdiğini de düşünmüyorum. Off! Ayrıca ne çok konuştunuz ya. Uykumun içine sıçtınız!!" deyip elimdekileri Eylül'e tıpkı onun bana yaptığı gibi yüzüne fırlattım. Kapakları açık olan giysi dolabına yöneldim ve pembe bir pijama takımı aldım.Pembeyi çok sevmezdim ama çok sevdiğimde söylenemezdi.
Odadan çıkıp banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıya yöneldim. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Kapıyı tıklattım. İçeriden Bulut'a ait 'dolu' dediğini duydum. Şu an okuldaymışız da kızlar tuvaletinde boş kabin aramak için kapıyı tıklattığımızda Bulut'un da dediği gibi söyledikleri aklıma geldi. Allah'ım düşündüğüm şeylere bak ya!
Koridorun sonundaki odaya yönlendim. Kapıyı açıp içeriye baktım. Kimse yoktu. Kapıyı ardımdan kapatıp kilitledim. Elimdekileri hemen üzerime geçirdim ve aynada kendime baktım. Vay canına. Şu an ağırlaşan gözlerimle kendimi bile görmekte zorlanıyordum. Göz kapaklarım kapanmak için kendilerini zorluyordu sanki. Elime aynanın önünde duran parfümü aldım. Bu tıpkı... Bulut gibi kokuyordu. Burası onun odası olmalıydı. Elimdeki parfümü tam yerine koyacakken elimden kayıp düştü ve parçalara ayrıldı. Yada ayrılmadı. Çok fazla bir şey göremiyorum. Ama duyduğum ses kırılma sesinden başka bir şey değildi. Yani parfüm kırılmıştı.
Benim çişim var ya! Odadan çıkıp tekrar yorgun yorgun banyonun kapısına geldim ve tıklattım. Bulut yine aynı cevabı verdi ama bu sefer sesinde biraz kızgınlık vardı. Ne yapıyor bu çocuk içerde yarım saattir ya? Kapıyı tekrar tıklattım.
"Arda sen misin?" dedi nefesini burnundan soluduğunu belli ederek. Bir şey söylemedim açıkçası şu an çok uykulu olmasam şuracıkta kahkahayı patlatmıştım. Tekrar tıklattım.Birkaç tane küfürler söyledi ama bilincim kapanmak üzere olduğu için hiçbir şey algılayamaz hale gelmiştim.
"Arda bak eğer sensen çıktığımda ebeni sikicem oğlum senin!!"Arda'nın ebesine küfür etmişti. Yani teknik olarak kapıyı Arda değil de ben tıklattığım için benim mi ebemi şey edecekti...
"Çabuk lafını geri al! Ben ebemi çok severdim tamam mı?"
"Miray sen misin?" dedi sesinden şaşırdığını belli ederek.Ayaklarım beni taşımakta zorluk çekiyordu artık. Kapının eşiğine oturdum kafamı kapını pervazına yasladım.
"Niye ses vermiyorsun ki? Senin yüzünden seni Arda sanıp küfürler ettim" Ama ben o zaman kapsama alanı dışındaydım. Bulut bir şeyler söylerken daha fazla dayanamadım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim. İşte şimdi o çok istediğim uykunun kollarındaydım...
Bulut'un anlatımından...
"Niye ses vermiyorsun ki? Senin yüzünden seni Arda sanıp küfürler ettim"dedim sinirli çıkan sesimle. Adamı tuvalette bile rahat bırakmıyorlar arkadaş. Nerde deli varsa beni buluyor. Hayır bir insanın hiç mi normal bir arkadaşı olmaz. Yok işte, yok!Anlamadığım konu hiç susmayan cadı şimdi neden susuyordu. Eğer beni sinirlendirmek istiyorsa tebrik ediyorum. Bu işte çok başarılı. Ama ben o cadıya gösterirdim gününü. Banyonun kapısını hızla açtım ve karşıma baktım. Kimse yoktu.Bakışlarım aşağıya doğru kayınca Miray'ın kapı pervazında uyuyakaldığını gördüm. Şimdi anlaşılıyordu her şey. Mesela bana neden cevap veremediği.
Şu an o kadar... o kadar masum uyuyor ki. Beni ona çeken şeye anlam veremiyorum ama ilk görüşümde bir şey olmuştu ne olduysa. Başta aldırmadım.En fazla hayatıma giren ve ardından çıkan biri olabilir diye düşündüm. Yakışıklıydım. Bu da etrafımda çoğu kızın ilgisini çekmeye yetiyordu. Miray ve onun gibilerle tanışıncaya kadar kadınlar benim için sadece bir oyuncaktı. istediğim zaman oynardım, istediğimdeyse çöpe atardım. Ama onun gibilerle tanışınca işler çok değişti. Dünya'da kendilerini gerçekten insan olarak hissettiren bazı kişiler varmış diye düşündüm.
Miray'la uğraşmayı seviyordum. Biraz garip olacak ama cırlamasını bile seviyordum.Bağırmasını, bana laf somaya çalışmasını ve laf sokuşunu,hareketlerini, konuşma tarzını... Tanrım! Bana neler oluyorböyle. Kadınlardan nefret eden bir adam nasıl olurda Miray'la tanıştıktan sonra sevmeye başlardı?
Daha fazla onu yerde bırakmayıp kucakladım ve koridorun sonundaki odama götürdüm.Kapıyı arkamdan kapattım. Burnuma dolan benim parfüm kokumla etrafa bakındım. Ama karanlıktan görülmüyordu. Tahmin etmesi çok da zor değil. Birisi sıkmıştır deyip geçiştirdim. O parfümü bana babam almıştı. O yüzden sürekli aynı marka kullanırım. Benim için çok değerliydi.
Miray'ı yatağa yatırdım ve ona baktım. Pembe pijama takımlarıyla gerçekten çok şirin duruyordu. Onu izlerken gülümsediğimi hissettim. Tişörtümü çıkarıp yanına yattım ve kollarımı beline doladım. Yıllardır tadını alamadığım uykumun şimdi tadını çıkararak uyuyacaktım. Gözlerimi kapattım. Onun kokusuyla ve yüzümdeki aptal gülümsemeyle kendimi uykuya bıraktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ AYISI
Teen FictionBabasının işi için taşındılar. O dağ ayısıyla tanıştı genç kız. Kaderlerinde hep birlikte; beraber olmak vardı. Gittiği her yerde onu çıkardı karşısına hayat. Köpek gibi hırlaşıp durdular birbirlerine. Ta ki kalbinin en başından beri hızlanışının se...