UZEL'DEN
Birden birinin 'Güzelim' demesi ile Esil'in lafı bölünmüştü. Tam kim olduğunu soracaktım ki Esil "Ne işin var senin burada? Nasıl buldun beni?" demişti. Buradan durumun sandığım gibi masum olmadığını fark ettim. Ceketimi aldığım gibi çıktım. Arkamdan babamın sesini duydum ama durmadım. Telefonu hoparlöre alıp arabama atladığımda onun bir kez daha Esil'e "Güzelim," dediğini işittim.
O her kimse o ağzını yamultacaktım. Doruk olmadığı kesindi. Ses onun sesi değildi. "Aras'ı, o geceyi, sonrasını... Çok konuşacağız," dedi o ses. O geceden kastettiğini anlamadım. Gaza daha da yüklendim. Ve bir kez daha güzelim dedi. Bu benim öfkemi kontrol etmeye çalışmamın sonuydu.
Oraya vardığımda asla öfkemi falan kontrol etmeyecek ve kim olduğunu bile sormayıp ağzı ile burnunu yer değiştirecektim onun. Yanan Esil değil, kendisi olacaktı.
ESİL'DEN
"Benden ne istiyorsun?"
"Annem senin yüzünden mi öldü, onun ölümüne sen mi sebep oldun anlamaya çalıştım," dedi. Özgül yani İlker'in annesi partiden sonraki gün evinde ölü bulunmuştu. İlker, annesini kimin öldürdüğünü bulmaya çalışıyor olmalıydı.
"Annem Fazilet ile işbirliği içindeymiş. Benim de haberim yok-"
"Fazilet?" dedim lafını bölerek. "Aras'ın annesi." He şu adını unutup bir türlü hatırlayamadığım kadındı. Mutfakta Arda ile konuşmasına kulak misafiri olduğum. "Bak şüpheliler çok fazla. Ya Aras ki Aras o saatte yurt dışına çıkan uçakta olmalı o olamaz. Ya Fazilet çünkü anlaşmaları bozuldu. Ya da sen Esil. Sen de olabilirsin."
"Benim aileniz ile ne ilgim var? Saçmalama. Sadece bir gece orada bulundum." Bana doğru gelince geri adımladım. "Sen gidip Fazilet'i tehdit etmişsin. Sen katil değilsen bile Fazilet'i kışkırttın. Senin yüzünden oldu." Sinirlenmişti.
Silahını çıkaracak sanmıştım belinden ama o elini cebine attı. Gerçekten ne yapacağı belli olmayan biriydi.
"Ayrıca o gece Nergis'i kilitleyende ya sen ya Aras'tı. Çünkü siz hep beraber takılırken bir anda sen, Nergis ve Aras ortadan kayboldunuz. Sonra Nergis tuvalete kilitlenmiş şekilde beni aradı. Sizin planınız olduğuna eminim." Aklıma gelen şeyle kendimi savundum.
"Eğer dediğin gibi olsaydı her şeyi planlayamamış olurduk. Çünkü senin Aysu ile arandakini ben bilmiyordum. Aras'ın izlettiği videodan öğrendim. İğrençtiniz." Cebinden parlak bir şey çıkardığında başta silah olmadığı için çok ciddiye almadım ama üç yüz altmış derece dönebilen şu kelebek denen bir çakılardan çııkardığını gördüm.
Bıçağı karnıma dayadı. Cidden dayadı.
"Seni burada deler giderim Esil. Çok kolay kaçarım biliyor musun? Bak bana doğruyu söyle. Annem hakkında ne biliyorsun? O gece ne oldu?" Bir annesinin adını bir de Fazilet ile iş birliği yaptığını biliyordum sadece. Başka da bir şey bilmiyordum. Hem silah beni bu derece korkuturken birini öldürebileceğimi nasıl düşünebilirdi?
"O varken rahat konuşamıyorum," deyince bıçağın üçünü hafifçe bastırdı, dürter gibi. "Sen hala şaka mı sanıyorsun?" Etrafa bakındım korku ile. Uzel geliyor muydu acaba? Ya bizimkilerden biri beni çağırmak için bahçeye falan çıkarsa ne olacaktı?
"Annen hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Fazilet'i de yalandan tehdit ettim. Bir şey yapacağımdan değildi. Zaten Aras gitti benim sizinle bir bağım bile yok." Kolumu sertçe tuttu. Damarlarımı patlatacak gibi sıkıyordu.
"Aras o gece gerçekten gitti mi? Gözünle gördün mü?" Kafamı iki yana salladım. Kolumu çekmeye çalışıyordum. "Görmedim ama gitti."
"Sonradan sana ulaştı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN ÖTE
Teen Fiction*Sadece söz ver ve hayatın sana sözünü tutturmamak için kırk takla atışını seyret.* "Söz veriyorum..." Onlar çok zorlandılar. Aylarca uzak kaldılar kendi hataları yüzünden. Kendi hatalarından ders çıkardılar, artık uzak durmayacaklardı. İkiside uza...