Multi: Uzel- Esil
Başım çatlıyordu. Çekmeceleri karıştırıp ağrı kesici aradım. Uzel'in ışıkları açması ile ağrı artmıştı. Gerginlikten olsa gerekti. Öylece sesiz sedasız bana bakıyordu. Cidden öfkeli duruyordu. Onu bir buçuk aydır ilk kez böyle görüyordum.
Doruk'u döverken bile böyle değildi.
İlaç bulamayınca öfkeyle çekmeceyi kapattım. Uzel etrafa bakıyordu. Dağıttığım salona. Merdivenlerin başına kadar her yer her yerdeydi. Ona öfkeden yapmıştım. Hayır, kendime öfkeden. Ona inandığım için.
"Susmak için mi konuşalım diye ağladın?" dedim sinirle. Başım onun yüzünden ağrıyordu. "O herif kimdi ve niye onunla bu kılıktaydın?"
UZEL'DEN
Eve girdiğimiz gibi ışıkları açmadan çekmecelere yöneldi. Bense bir şeye takılmamla ışığa yöneldim. Işıkları açtığımda evin darmadağın olduğunu gördüm. Felaket bir dağınıklık vardı. Birkaç eşya kırılmıştı.
Bunun sebebi bendim sanırım. Ece'ye bir ağabey dayağı atmam şarttı da kıyamıyordum işte. Ya da kendime... Cidden üzmüştüm onu. Ona öfkeliydim ama daha çok kendime. Bunu düşünmem bile hataydı. Onu dahil etmemeliydim ama hatamı geç anlamıştım işte.
Çekmeceleri açıp sertçe kapatıyordu. Bir kırmadığı onlar kalmıştı zaten. Başını tutup ofluyordu. Ağrı kesici aradığını o an anladım. Ama bulamadı. "Susmak için mi konuşalım diye ağladın?" diye sordu.
Ağladım?
Sadece fazla ısrar etmiştim. Bu kadar. Her neyse. Buna takılmayacaktım.
"O herif kimdi ve niye onunla bu kılıktaydın?" dedim üstüne bakarak. Prenses gibi görünüyordu. Pembeyi sevmez ve kimseyede yakıştırmazdım ama ona o kadar güzel olmuştu ki. Saçlarının dalgası bozulmuştu. Makyajı silik duruyordu. Ama elbise üstünde hala müthiş gözüküyordu.
Bu elbise ile nereye gittiğini gerçekten merak ediyordum. "Bunun için mi konuşalım diye ağladın?"
Ağladım?
Bir kez daha söylerse takılacaktım ama artık..
"Konumuz bu mu?" dedi suratını buluşturarak. Başına ağrı saplanmış olmalıydı.
Nasıl başlayacağımı bilmiyordum. İşin kötüsü onu çağırma amacım tamda düşündüğü gibiydi. Ama başta. Sonra hata yaptığımı anladım. Başka planlarım vardı. Esil sayesinde o evden kurtulacak ve kalan geceyi onunla geçirecektim.
Onu o ortamda tutmayı falan planlamıyordum. Düşününce... onun tarafından düşününce aptal yerine konmuş gibi hissetmiş olmalıydı. Üstelik annesini bu kadar özlerken böyle bir öküzlük yapmam onu derinden etkilemiş olmalıydı. Yaptığım doğru demiyordum ama sandığı gibi değildi. Hiç olmazsa tamamen öyle değildi.
"Konuşmayacaksın," dedi sinirle dudağını ısırarak. Isırdığı yere kayan bakışlarımı toplamaya çalıştım. "Üzerimi değiştireceğim. Gelme." Değiştirmese de olurdu bana. Aşırı güzel görünüyordu. Farkında mıydı acaba?
Beni bırakıp üst kata çıktı. O yokken ağrı kesici aradım ama bulamadım. Bir evde nasıl ağrı kesici olmazdı ki? Şimdi gidip evden alsam dönmüş olurdu kesin. Koltuğa oturup onu beklemeye başladım. Bu arada da diyeceklerimi sıraya koymaya çalışıyordum. Umarım sondan başlamazdım anlatmaya.
Çünkü çok yanlış anlayabilirdi. Şort ve şortunu kapatan salaş bir tişörtle geldi aşağı. "Konuş," dedi. "Sonra da git. Uyuyacağım."
O adamın kim olduğunu merak ediyordum ama önce onun istediğini verecektim. Sonra yumuşarsa zaten bana anlatırdı. "Esil bak bu soktuğumun gecesinden kurtulmayı çok istedim," dediğimde kalçasını az önce açıp kapattığı çekmecelere yasladı. Vücudumu ona döndürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN ÖTE
Genç Kurgu*Sadece söz ver ve hayatın sana sözünü tutturmamak için kırk takla atışını seyret.* "Söz veriyorum..." Onlar çok zorlandılar. Aylarca uzak kaldılar kendi hataları yüzünden. Kendi hatalarından ders çıkardılar, artık uzak durmayacaklardı. İkiside uza...