Uzel'i iki gündür sabahları göremeyince okulda teneffüse çıkmasını bekledim. İlk iki teneffüs çıkmayınca ben sınıfına girdim ve okula hiç gelmediğini öğrendim Semih'den. Aramayacaktım. Ne olursa olsun aramayacaktım. Eve gittiğimde Ece beni bahçede görüp zorla evlerine getirdi. Annem de Endam teyzelerdeymiş. Beni görünce gözleri parladı. Hepsine tek tek selam verip Ece'yle odasına çıktık. "Ne oldu Ece? Ne bu acele?"
"Kızım kafiye yaptın ya."
"Ece," diye uyardım onu. "Anlatacak mısın artık?"
"Sen niye gerginsin?" Çünkü Uzel'e sizinle vakit geçirmesi için benden uzak durmasını söylüyorum ama o yine evde değil! Acaba nerede ve ailesiyle geçirmesi gereken vakti nasıl geçiriyor? Benden boşuna mı bu kadar uzak kalıyor? Ona Ece'ye zaman ayırmasını söylemiştim oysaki! ''Abin nerede?"
"Beniz'i almaya gitti."
"Beniz?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Kız ismi duyduğumda otomatikman kalkan kaşım ve gerilen hatlarımla Ece'ye bakıyordum. "Bir aile dostumuz. Ankara'da yaşıyorlar. Birkaç günlüğüne İzmir'e gelmişler ve bu gece bizde kalıp sabah dönecekler."
"Hâlâ Beniz'in kim olduğunu söylemedin Ece?"
"He sen o yüzde- Çok şey yapma ya. Kızı en son altı yıl önce gördük ve kilosuyla başı dertteydi. Abim onunla hep dalga geçerdi bu yüzden." Uzel ile anlaşamamaları biraz olsun rahatlatmıştı içimi. "Ya boş ver sen şimdi Beniz'i de Uzel'i de. Ben sana bir şey diyeceğim." Yanakları mı kızarıyordu onun? Ne diyecekti de bu kadar utanmıştı? "Esil biz Eray ile-"
"Yuh! Abin duyarsa öldürür!"
"Oha ama Esil! Ne anladın çok merak ediyorum."
"Ya işte siz şey yapmadınız mı? Şey hani...ya şey işte." Of! Resmen baştan ayağa terlemiştim. "Yok deve! Tabii ki yapmadık. Ben sadece biz Eray'la öpüştük diyecektim."
Sadece kaşlarımı kaldırıp indirdiğimde "Bir şey demeyecek misin?" diye sordu. "Çok heyecanlandım. Sen ne hissetmiştin?"
"Ben ölüyorum sanmıştım Uzel beni öptüğünde."
"Başka ne hissetmiştin?" Zilin çalma sesini duyunca Ece'den ve sorularından kaçmak için koşar adım odadan çıktım. Yalan yok. Birazda kızı merak ediyordum. Merdivenlerden tam inmeden ama salonu görebilecek seviyedeyken durup kızın görüş alanıma girmesini bekledim. Ece'de bir üst merdivende durup ellerini omuzlarıma koydu. İlk olarak kızın annesi ve babası görüş alanıma girdi. Annesi küt,kahverengi saçlı hoş bir kadındı. Babası ise yaşına göre oldukça karizmatikti. Sonunda önce somurtan suratıyla Uzel, sonrada inci gibi dişleriyle gülümseyerek Beniz girdi görüş alanıma.
"Hani kız şişmandı?" dedim Ece'ye, dişlerimi sıkarak. Bu kız sıfır bedendi be! "Dur Esil. Şu an bende şoktayım. Ne olmuş bu kıza ya? Valla taş gibi olmuş altı senede." Ya bir insan altı senede ne kadar değişebilirdiki? Olsa olsa biraz zayıflardı. Ama bu kız -önceki halini görmemiştim. Sadece Ece'nin dediğine göre- taş olmuştu. Yırtık kot ve kruvaze yaka siyah bir bluz giymişti. Kısaca göğüs dekoltesi çok derindi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN ÖTE
Novela Juvenil*Sadece söz ver ve hayatın sana sözünü tutturmamak için kırk takla atışını seyret.* "Söz veriyorum..." Onlar çok zorlandılar. Aylarca uzak kaldılar kendi hataları yüzünden. Kendi hatalarından ders çıkardılar, artık uzak durmayacaklardı. İkiside uza...