19: Ceza

505 22 1
                                    


Sabah erkenden uyanıp anneme koşuya çıktım diye mesaj atmıştım. Babam zaten odama falan bakmayacak işe gidecekti kesin. Kaan belki uğrardı. Olmadığımı görünce eminim anneme ispitlerdi. Ondan önce davranmam iyi olmuştu.

Uzel'den iki saat kadar önce uyanmıştım. Bu süre uzuyordu çünkü o hâlâ uyuyordu. Benim yüzümden fazla uykusuz kalmıştı çünkü bir türlü uyku pozisyonuma karar verememiştim. En son üstünde uyuyakalmıştım. Muhtemelen onun uykuya dalması uzun sürmüştü.

Elimi çeneme yaslamış onu izlerken aklıma şeytani bir fikir geldi. Yavaşça kalkıp çantamı aldım. Şu çantaya atmalık ufak rujlardan olmalıydı içinde. Bundan günler önce içine atmış olmalıydım. Ruju bulunca bastıra bastıra ayna karşısında sürdüm.

Gülümseyerek yanına gidip yatağa çıktım. Dizlerimin üzerinde yanında durup üzerine eğildim. Uyandırmamaya özen göstererek alnını, boynunu, yanaklarını öptüm. Göremeyeceği her yerinde ruj izim vardı. Arada rujumu tazeleyip geri geldim. Kıpırdanınca hemen banyoya girdim.

Ruj kalıntımı sildim.

Banyodan çıktım, odaya geri girdiğimde tek dirseğinin üzerinde doğrulmuş gözünü ovuyordu. Beni görünce dirseğinin desteğini çekerek sırtının yatakla birleşmesini sağladı. "Günaydın," dedim gülmemek için kendimi tutarak.

"Saat kaç?"

"11'e geliyor. Hatta gelmiş," dediğimde gözlerimi açarak bir anda kalktı yataktan. "Esil ben seni bırakacaktım. Sonra toplantı vardı. Niye uyandırmadın?"

"Ben haber verdim anneme," dedim yatakta ona doğru emekleyerek. Dizlerimin üstünde durup ona baktım. Yanıma oturdu. "Ne dedin?" diye sordu. "Uzel ileyim, merak etmeyin' dedim." Kaşlarını kaldırarak bana baktı.

"Ciddi misin?"

"Evet," dedim omuz silkerek. "Hiçbir şey demediler mi?" Yüzü komik duruyordu. Gülmemeye çalışmak zordu çünkü buna inanmıştı. İkisi birleşince daha çok gülesim geliyordu. "Annem çok sevindi. Seni çok seviyor zaten. Evlenin dedi." Gözlerini devirerek yatağa attı kendini.

"Sabah sabah..." diye söylendi. Hâlâ uyanamamış gibiydi. "Koşudayım dedim."

"Bakayım şu boynuna." Konuyu değiştirmişti. Ona yaklaşıp saçlarımı bir yanda toplayıp boynumu açtım. "Allah'tan küçükmüş," dedi. "Acıyor mu?" Kafamı iki yana salladım. "Görünmüyor değil mi? Annemlere açıklama yapmak istemiyorum."

"Yok, boynunu kaldırman gerek." Başparmağı ile boynumu okşayıp "Bunun hesabını soracağım," dedi. Konuyu değiştirme sırası bendeydi. Yoksa hiç iyi yerlere gitmeyecekti. "Boş ver şimdi onları. Sen toplantıya geç kalmıyorsun değil mi?" Tekrar hızla kalktı.

"Kalıyorum. Kalk, kalk, kalk," diyerek beni eliyle kışladı. Yataktan resmen kovduğunda kaşlarımı çatarak odadan çıktım. "Uzel kahvaltı-" demiştim ki içeriyi gösterdi. "Eşik yatağı bile düzeltmedik bak. Hemen çıkmamız gerek yani anlıyor musun? Zaman yok."

"Tamam," dedim. Aynaya bakar, elini yüzünü yıkar sandım ama o üzerini değiştirmişti sadece. Bana baktı. "Sen niye öyle bakıyorsun bana? Gidip üzerini değiştirsene Esil. Kıyafetlerim ile mi döneceksin?" Suratına şaşkın şaşkın bakarak odaya geçtim. Kendi kıyafetlerimi giydim. Boxerınıda makineye attım ama makinedeki tek kıyafet buydu. Hiç mi kirlisi yoktu anlamadım ki.

"Senin niye hiç kirlin yok ya?"

"Burada kalmadığım için olabilir mi?" dedi. "Bir dahaki gelişimizde kirlilerimi buraya getiririm uyar mı güzelim?" Dalga geçiyordu. "Hadi hadi," diyerek belimden yönlendirdi beni.

AŞKTAN ÖTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin