Ece, dün Endam teyzeden izin alarak bende kaldı. Nedeni ise Milena'nın onlarda yatıya kalmasıydı. İster istemez huzursuzlandım. Aslında beni alakadar etmiyordu ama kızın Uzel'e takık olduğunu Ece söylemişti. Gerçi Uzel'de beni alakadar etmiyordu ama yine de takıldım işte.
Sabah kahvaltıda Ece ile sohbet sohbeti açtı. Ağzından Milena ile ilgili bir şeyler alırım diye konuşup durdum ama o Uzel ile benden ve kendinden bahsedip durmuştu. En son dayanamayıp "Ece benim sevgilim var," dedim. Zaten Doğu ile bunu gerekli herkese söyleyeceğimize dair anlaşmıştık.
Ece nromalde gerekli kişiler arasında değildi ama düşündüm de belkide en gerekli oydu. Çünkü ağabeyi ile benim aramdaki en kuvvetli silahtı. Her şeyi ağabeyine yetiştireceğine emindim. Öğlen olunca Ece'yi götürmek bahanesiyle evlerine gittim.
"İki adım yer. Ben giderim," demişti Ece. "Ya şimdi bende kaldın ya Endam teyzenin gözü arkada kalmasın diye," falan diye saçmaladım. "Hoşgeldin kızım," dedi Endam teyze bana. "Sana da misafirden kaçmak ne demek göstereceğim ben." Ece gözlerini devirdi.
Kısacık hoşgeldiniz deyip yukarı çıktı. Cidden suratlarına bakmıyordu. Hiç sevmiyor olsa gerekti. Uzel'i aradı gözlerim ama göremedim. Sadece evde mi diye merak ediyordum. "Merhaba Milena," dedim dünküne göre samimi bir şekilde.
"Esil ben. Dün acelem vardı kusura bakmayın."
"Sorun değil kızım. Sende yanda mı oturuyorsun?" Kafamı salladım kadına. "Öyle. En sıkı komşularıyım."
"Ailen nerede?" diye sordu Milena. "Şehir dışındalar." Allah aşkına Uzel neredeydi? "Ece, Esil'i çok sever. Kalmak istedi öyle," dedi Endam teyze mahçup bir sesle. "Eşik, Ece ile de Uzel ile de iyi anlaşır. Kızım gibidir."
Uzel konusunda hem fikir değildim.
"Uzelde mi sende kaldı?" diye sordu Milena. Nasıl yani evde kalmamış mıydı? Gülümsememek için içeriden yanağımı ısırdım. "Hayır," dedim. "Biz kız kızaydık."
"Uzel arkadaşında kalır böyle. Evde çok kalmaz," diyerek yalan söyledi Endam teyze. Yalan diyorum çünkü çok belli etmişti. Belliki misafir gelince iki çocuğununda evde kalmamış olması onu mahçup etmişti.
"Kahvaltı yaptınız mı?" Konuyu değiştirmek için çırpınan Endam teyzeye dönüp "Evet," dedim. "A dur bak ben sana kısır verecektim," deyip gitti bir anda. Ne olduğunu ve bana neden kısır vereceğini anlamamıştım. Acaba dün çok hunharca falan mı yemiştim de bana doyayım diye kısır verecekti?
Endam teyze gelmeden "Ben gideyim evde yapılacak işlerim vardı. İyi günler sizede," deyip kapıya ilerledim. Endam teyzeyi orada bekledim. Elinde saklama kabına koyduğu kısır ile geldi. "Ece emrivaki yaptı biliyorum. Kusura bakma Esil," dedi Endam teyze.
"Sorun değil. Arkadaşlık etti bana." Elindeki saklama kabına baktım. "Bu ne için Endam teyze?"
"Çok seviyormuşsun. Sana ayırmamı istedi Uzel. Ben bilsem çok yapardım. Bir dahakine sana da yaparım olur mu? Şimdilik bu kaldı." Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Uzel'e kısırı çok sevdiğimi söylemem anlık bir şeydi. Onu aklında tutmuş bir de annesine benim için ayırmasını mı söylemişti?
"Teşekkür ederim," dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Terliklerimi giydim. "He kızım. Uzel telefonlarımı açmıyor. Sen ulaşırsan eve gelmesini söyler misin?" Annesinin telefonunu açmayan benimkini de açmazdı. Yine de tamam dedim.
Endam teyze kapıyı kapatınca aklım takıldı. Acaba Uzel'i arasamıydım diye düşündüm durdum. Evime geçtim. Kısırı tezgaha bıraktım. Hâlâ beni düşünüp annesine bunu söylediğine ikna olamıyordum. Çok tuhaftı. Hiç tanıdığım Uzel'lik bir hareket değildi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN ÖTE
Novela Juvenil*Sadece söz ver ve hayatın sana sözünü tutturmamak için kırk takla atışını seyret.* "Söz veriyorum..." Onlar çok zorlandılar. Aylarca uzak kaldılar kendi hataları yüzünden. Kendi hatalarından ders çıkardılar, artık uzak durmayacaklardı. İkiside uza...