-6- Duygusuz Öküz

23.6K 845 36
                                    



Altıncı Bölüm

"Beni bu hayattan sadece ölüm kurtarabilirdi..."

Ali

Her bir tanenin birbirine değmeden kusursuzca toprağa bereketini katmak için düşüşünü izledi Ayşe. Bir yağmur tanesi kadar kusursuz olamaz mıydı insan... Birbirine değmeden zarar vermeden yaşayamaz mıydı? O minik taneciklerden biri olup su birikintilerinden birine düşmek istedi. Gerçekten bir yere ait olmaya ihtiyacı vardı.

Ama ne soğuk camda gezdirdiği parmaklarının bıraktığı iz silindi gözlerinin önünden nede Ali'nin yüzü... İstediği her şey kaybolup giderken kaçmaya çalıştığı her şey üstüne üstüne geliyordu. Neden onu unutamıyordu. Bir saatten kısa bir süre birlikte olmuşlardı. Ama Ali parmaklarına bulaşan kömür karası gibiydi silmek istedikçe her yanına yayılıyordu. Senelerdir ne aklına ne kalbine bir erkeğin girmesine izin vermeyen Ayşe kalbine koşan duygularına engel olamıyordu. Ne çabuk etkilenmişti zoraki ve yalanlarla süslü müstakbel kocasından!

Onu ceketindeki bir toz taneciğini sirkelermiş gibi sirkeleyip yere atan adam ruhuna ve çevresine duvarlar örmüştü. Ayşe onu rahatsız eden duygulardan kurtulmak istediği anda kendisini kalın ve soğuk duvarlara çarparken buluyordu.

Allah'ım benimle oyun oynamaktan vazgeç yalvarırım... Canımda derman kalmadı...

Kapısında 'erkekler giremez' yazan kalbine fütursuzca girmiş, ortalığı yakıp yıkarak kimseye aldırmadan çıkıp gitmişti Ali. Sevgiden arındığına inandığı günlerde ablasına duyduğu sevgi ve özlem, Ali'nin ansızın hissettirdikleri Ayşe'ye fazla gelmişti.

Alnını yağmurun getirdiği soğukla buharın kapladığı cama yasladı. Cam soğuktu ama o daha soğuktu. İçini ısıtacak bir çaya hayır diyemeyecek durumdaydı. Başını bedeninin üstünde tutamayacak kadar sarsılmıştı. Ama çay fikrine kapılıp giden midesi onu ayıltmaya çalışıyordu. Odasının kapısına doğru birbirine dolanan ayaklarına rağmen ulaşabilmeyi becermişti. Cebinde taşımaktan asla vazgeçmeyeceği sigara paketini çıkarmış kapıyı aralamıştı. Çay ve sigaraya kim hayır diyebilirdi?

Aslında ablamla evlenmesi gereken bir adam için adeta can çekişiyorum!

Yumruk yaptığı elini hızla kapıya vurdu ve acıyla geri çekilerek yaptığı salaklığa şaşırarak tıslamaya başladı. Acının geçmesi için elini karnına bastırdı. Tam acısı azalmaya başladı an cebine koyduğu telefonu onu var gücüyle titretmeye başladı.

Bir sen eksiktin!

Eline aldığı telefonun ekranına ne kadar bakmıştı bilmiyordu ama arama sonlandığında kendine gelebilmişti.

Arayan Ali'ydi! Ya da o öyle görmek istemişti! Aramalara geri dönüp baktığında gerçekten Ali'nin aramış olduğunu gördü. Ama genç adam aramasına cevap vermemesi üzerine ısrarından vazgeçmişti. Ayşe onu arayacak cesarete sahip değildi ve Ali'nin geri aramasını beklerken telefon elinde odanın içinde birkaç tur attı ve o an çay, sigara hayali uçup gitmişti.

Ufak bir kız olmadığına karar vererek telefonunu kitaplığının bir köşesine koydu. Yarım bıraktığı camın önüne gittiğinde tamamlandığını hissederek dışarı izlemeye devam etti. Dakikalar sonra tahtayı delmek isteyen telefonuna koşarken buldu kendisini... Ufak bir kızdan hiçbir farkı yoktu. Onu arayanın kim olduğuna dahi bakmadan telefonu açtı.

"Ali..."

Tek nefeste... En içten sesleniş... Sanki yıllardır ona seslenmek istiyormuş gibi...

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin