50. Bölüm (Planlar) +18

10.3K 362 2
                                    

"Tamam her şeye tamam... Ama unuttuğunuz bir şey var babamı o gemiye nasıl çıkartacağız?"

Her şey konuşuluyor ama buna bir çözüm bulunamıyordu. Gece üç sularında gemideki mallar indirilecekti. Ali bunun bilgisini de almıştı. Emniyete de haber vermişlerdi. Ve haber verdikleri için pişman olmak üzereydiler ama onları bu konuda rahatlatan Can olmuştu. Güvendiği üst düzey bir arkadaşına bu bilgiyi verdiğini ve beraber hareket edeceklerini söylediğinde derin bir nefes alabilmişlerdi en azından devlet ve yasalar onlarlaydı. Ama Mehmet Yiğit o gemiye nasıl çıkacaktı asıl sorun buydu.

Ali sakallarını kaşıyıp kimseye aldırmadan eşinin güzelliğine bakarak homurdanırken kafasını çalıştırmaya çalışıyordu. Annesini toprağa verdikten sonra bu kadar hızlı bir şekilde hayata geri dönmek ona acımasızca her şeyin devam ettiğini göstermişti. Ne anası ne babası vardı. Sadece masada oturduğu etrafını çeviren insanlara aile diyebileceğinin farkındaydı. Gözleri Sibel e takıldı. Onu babasından korumalıydı kocasından korumalıydı. Belki aile dediği her şey gitmişti ama farkında olmasa da geriden koca bir aile geliyordu.

Can ve Zeynep
Haydar ve Sibel
Karısı ve mavi saçları...

O an yüzünde bir gülümseme oldu. Parmağını şıklattı ve elini ahşap masaya vurdu.

"Neyin var abi?"
"Buldum Sibelim buldum!"
"Neyi abi?"
Ali kardeşine göz kırptı ve Haydar a döndü.

"Daha önce göz önünde olmamış cesur iki  adam bul bana Haydar onları Mehmet Yiğit e göndereceğiz," dedi Ali ve masadan kalkarak arkasındaki camlara yaklaştı.

Haydar lafını ikiletmeden ayağa kalktı gitmek üzereydi ki eline yapışan minik elle nefesini tutup gözlerini Sibel e çevirdi. Ona 'sen ne yapıyorsun' dermii gibi baktı.

Sibel ise bunu hiç umursamadı. Tutsak geçen yıllarına inat umursamadı kimseyi.

"Abi Şeref burda bir yerlerde. Sizin işleriniz yoğun ve benim kafam allak bullak. Siz her şeyi halletsenizde ben Haydar la gitsem onun yanında güvende olurum hemde kafam dağılır."

Ali kaşlarını çatsada kardeşine yüzünü dönerken yüzü yumuşadı. Karısının onu uyaran gözlerini de gördüğü için Sibel e karşı koymadı.

"Sen nasıl istersen öyle olsun ama çabuk gelin ve dikkatli olun," dedikten sonra Can a döndü.

"Sen silahını hazırla bu gece o adamı içeri yollayacağız,"dedi Ali ve gözünün ucuyla karısına baktı. Ayşe nin gözleri sulanmıştı ve masadan kalkmak üzereydi. Zeynep çoktan korkuyla Can a dönmüş ve sevdiği adama dikkatli olmasını belki de yüzüncü kez söylüyordu. Babasından her şeyden çok korktuğu belliydi.

Ayşe  ayağa kalkıp kapıya döndüğünde Ali Can la Zeynep r çevirdi kafasını.

"Haydar  gelince bana haber ver Can gece için son bir plan yapalım emniyete de haber verelim ve bekleyelim. Rana gelirse de onuda diblenmesi için bir odaya al. Haydar gelene kadar beklemek zorundayız." Dedikten sonra odadan çıkıp gitmek için hareketlendi.

"Ali kardeşimi üzme olur mu her şeyin yolunda gideceğini söyle ona..." diye seslendi Zeynep arkasından ve Ali gözlerini kısa bir an kapayarak adımlarını hızlandırdı.

***
Ayşe büyük yatağın ortasında gözlerini tavana dikmiş çaresizce bir umut ışığı arıyordu. Neden onun babası bu kadar kötü olmak zorundaydı. Neden tüm hayatı boyunca sıkıntı çekmişti. Nedenleri ardı arkasına sıralanırken Ayşe sıkıntıyla iç çekti.

"Bitmeyecek bu sıkıntılar değil mi?"

İçeri giren Ali onun çaresiz konuşmasını duymuş eli kapı tokmağında asılı kalmıştı.
Karısı acı çekiyor kendi hayatından ümidini kesip üzüntünün kollarına atlıyordu. Başlarda ona kendiside çok eziyet etmişti ama sonradan her şey öyle bir hal almıştı ki ikisi zoraki evliliklerini kabullenip sorun olan yaşlı adama dönmüşlerdi.

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin