31. Bölüm (Almanlar)

12K 589 4
                                    

"Haydar sana soruyorum Ayşe nerde?"
Haydar'ın o an ölmek istediği yüz ifadesinden belliydi. Bunalmıştı ve ona verilen emanete sahip çıkamamıştı. Yaşanan saldırı olayının üstüne bir de evin hanımını kaybetmişlerdi. Ali Haydar'ın yakasına yapıştığı sırada bütün adamları ve Can da dahil bir adım geri çekilmişlerdi. Ali Uluhan uzun zamandır bu kadar çok sinirlenmemişti çünkü bu kadar çok olayı aynı gün içinde üst üste yaşamamıştı.
Can olaya el atması gerektiğinin farkındaydı ama Ali'nin Ayşe'ye karşı olan zaafınında farkındaydı ve bu yüzden arkadaşının yıkıcı ve kırıcı tepkisinden ilk defa çekiniyordu. Ama dakikalar ilerledikçe ve Ali hoyratlaşmaya başladıkça Can rahat duruşunu bozarak ellerini cebinden çıkardı ve Ali'nin omuzlarına ellerini koyarak onu güçlü tutuşuyla eve itti.
"Gir içeri dostum ben Ayşe'yi bulup sana getireceğim," dedi ve Ali'nin yüzüne kapıyı kapadı.
Karşısında duran adamların yüzünde büyük bir rahatlama olsa da Can da sert kimliğine bürünmesi gerektiğinin farkındaydı. Ayşe'yi söz verdiği gibi bulmak zorundaydı.
"Siz ikiniz villanın etrafını gezin ara sokaklara bakın kafeleri es geçmeyin, sen benimle gel, siz ikinizde Mehmet Yiğit'in şirketine gidin Ayşe Hanımı bulan hemen beni arasın," dedi ve kimseyi beklemeden hızla yanına aldığı adamla beraber Mehmet Yiğit'in evine doğru sürdü arabasını.

*

"Abla yemin ederim yıldım! Doğru söyle bu olayı da babam mı yaptı?" dedi Ayşe ablasının kollarını sıkıp hızla genç kadını sarsarken. Zeynep'se bir eroinman gibi boş ve kızarmış gözlerle kardeşine bakıyordu. Hayatta yaşamam dediği en kötü şeyleri sırasıyla yaşıyordu. Aşık olmuş aldatılmış kullanılmış babası hayallerinde ki iyi adam değildi ve kardeşine yapabileceği en büyük kötülüğü yapmıştı.
Ayşe ablasının yanaklarından süzülen yaşları göründe nefesini tutarak şaşkınlığını bastırdı ve yanmış gibi ellerini ablasından uzaklaştırdı.
"Ağlamanı istemiyorum abla bana yardım etmeni istiyorum," dedi Ayşe boğulur gibi.
"Ben kendime bile yardım edemiyorum Ayşe... Sana bunca kötülük yaptıktan sonra yüzüme neden bakıyorsun neden güveniyorsun bana," derken hala ağlıyordu Zeynep.
Ayşe o an ona ihtiyacı olan şeyleri söylemeyi çok istesede ablasını affetmek sandığından daha zordu.
"Seni affetmem için biraz zamana ihtiyacım var abla ama bunun yanında her ne olursa olsun benim kanımdan canımdansın ve pişmanlığını görebiliyor hissedebiliyorum sen bana annemden kalan tek hatırasın senden başka kimim var ki benim..." dediğinde Ayşe ablasının sel gibi akan yaşlarına engel olmak için parmaklarını o çok sevdiği güzel yüzde gezdirdi ve ablasına sarıldı.
"Artık ağlama abla artık ayağa kalk ve ikimiz beraber bazı şeyleri düzeltelim..."
Zeynep başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı ve Ayşe'yi en yakındaki sandalyeye oturtup çalışma masasına geçip önüne birkaç evrak çıkardı.
"Bugün olanları babamın yaptığını düşünmüyorum ama bunu yapanları babamın tanıdığını düşünüyorum Ayşe. Şimdi bana dediğin diğer konuya gelirsek ve Ali'nin İstanbul'da ki girdiği ihaleyi düşünürsek Sibel'in yaşadıklarında bir ortak noktaya varıyoruz hatırlıyor musun babamın kasasında bulduğum Almanca belgeler vardı..."
Ayşe nefes almadan ablasını dinlesede pek bir şey anlayamıyor olaylarla içli dışlı olmadığı için olanları birbirine bağlayamıyordu.
"Ne demek istiyorsun abla?" Dedi Ayşe oturduğu sandalyede heyecanla vr sıkıntıyla kıpırdanırken. Zeynep elindeki dosyaları ona uzattığında Ayşe yine Almanca yazılar gördüğü için ve anlayamadığı için kaşlarını çatarak ablasına baktı.
"Açıkla abla," dedi.
"Sibel'in yakıldığı sene içerisinde babam ve Uluhanlar aynı ihale için kapışmışlar tabii babama Almanlar destek olmuş bu senede İstanbul ve İzmir deki işlerde de babamın arkasında da Almanlar var. Bu dosyalar esas dosyaların kopyaları bunları Ali'ye göster belki kardeşi yaşıyor olabilir. Babam katil olamaz Ayşe iki kızı olan bir adam bir kızı öldürtemez ama arkasında ki gücün onu öldürmüş gibi göstermesini isteyebilir. İş dünyasında bu tür kaçırma olayları her zaman olmuştur," dedi Zeynep ve kardeşinin anlamak için kendisini zorlayışını izledi. Masum kardeşi ihaleler içinde dönen oyunlardan bir haberdi ama şimdi baktıklarında Zeynep görebiliyordu. Gerçekten Sibel yaşıyor olabilirdi.
"Yani abla sen diyorsun ki babam pis işlere bulaşmış olabilir ama bu pis işleri başka ellere yaptırıyor," dedi Ayşe ve yerinden kalkarak kapıya doğru yürüdü.
"Nereye gidiyorsun?"
"Adamların elinden kaçıp buraya gelmem zor oldu evde olmadığımı anladıklarında karışıklık çıkacaktır etraf bu kadar karışıkken Ali'yi bir de ben sinirlendirmeyeyim abla," ded Ayşe ve kapıyı araladı tam dışarı çıkmak üzereyken ablasının sözleriyle kala kaldı içindeki sıralı nefesler.
"Sen o adama gittikçe daha çok değer veriyorsun ve kapılıyorsun Ayşe..."
Ayşe dar koridorda yürürken ablasına kısık sesle cevap verdi ama cevabı kendisi bile duymak istemiyormuş gibi kısık sesle dile getirmişti.
"Belki de haklısın abla... Canımın yanışı belki de ona duyduğum sevgidendir..."

*
Ayşe tam arabasına binmek üzereydi ki geniş bahçeye giren arabayı fatk etti ve durdu. Bu Can Yaman'dan başkası değildi.
Arabadan inen genç adam güvenlik görevlilerini bir kenara savurarak ona doğru yürümeye başladı. Ayşe ondan önce gelen sözleriyle olduğu yerde buz kesti.
"Ali baban yüzünden sorunlar yaşıyor ki buna gerçekten inanıyorum tüm bunların altında babanın parmağı var ve sen bu olanlardan sonra başına diktiği adamlardan kaçıp arabana binip yine babana geliyorsun? Ya başına bir şey gelseydi? Şimdi Ali sana nasıl güvensin Ayşe? Ben seni savundukça o kız masum Ali dedikçe sen neler yapıyorsun?"
Ayşe açtığı arabanın kapısını çarparak kapadı ve yarı yolda Can la burun buruna geldi.
"Bana inanman masum olduğumı düşünmen gururumu okşadı buraya gelmek zorundaydım çünkü bazı şeyleri ablamdan duymak istedim. Ben her ne kadar babasının kızı olsam da artık Ali'yle evliyim ve ona yardım etmek istiyorum. Ablamında bize yardım edeceğini zaten sende bende biliyorduk sadece ben biraz acele ettim o kadar. Şimdi elimdeki dosyayı Ali'ye vereceğim ve sonra derin bir uyku çekeceğim!"
Can ona inanarak burnunun ucunda öfkeyle çırpınan kadına başka bir şey demedi Ayşe'nin arabasına binmesini bekledi ve o da arkasındn kendi arabasına binerek genç kadını Uluhanların villasına kadar takip etti. Eve girdiğinden emin olduktan sonra direksiyonunu Yiğitlerin villasına çevirdi.

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin