- 15. Beklenmedik İlgi

16.1K 709 7
                                    



On Beşinci Bölüm

"Nefes aldığıma bakmayın! Vurulmuştum hem de tam kalbimden!"

Ayşe

"Ayşe beni duyuyor musun?"

Ali onun silah sesinden uyuşan kulaklarını ovuşturuşunu izledi göz ucuydu. Hala mermiler duvarı ısırıp geçiyor ona bir şey yapamasalar da hareketlerini kısıtlıyorlardı. Başını biraz olsun açığa çıkarmaya çalıştığı sırada alnını sıyırıp geçen kurşunun etkisiyle geri düştü ve ona doğru atılmak üzere olan Ayşe'yi gördü son anda.

"Sakın! Olduğun yerde kal," diye bağırdı ve alnından akan kanın gözlerine doğru süzüldüğünü hissetti. Görüşünü netleştirmek için ellerini açılan yaranın üstüne bastırdı ve ceketinin koluyla gözlerini silip Ayşe'ye baktı. Duruşunu düzeltmiş tekrar silahına sarılmıştı.

"İyi misin!"

Ayşe çığlık atıyor koridoru kaplayan kırmızı halıyı tırnaklarıyla söküp çıkaracak gibi duruyordu. Ali dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı ve kanla kaplı yüzünü karşı koridorda duran Ayşe'nin üzerinden çekerek başını yana doğru eğerek uzun koridoru süzdü. Herkes gitmiş gibiydi. Odalar boş olmalıydı ki dışarı çıkan kimse olmamıştı ya da herkes korkudan bir köşeye sinip dua ediyor olmalıydı.

"Olduğun yerde kal yanına geleceğim!"

"Lanet olsun bana 'olduğun yerde kal' demekten vazgeç! Şu durumda bile diktatörlüğünden kurtulamıyorsun!"

Ali onun dediklerini duyuyor olsa da dört bir yana gidişi olan koridoru süzdükten sonra hızlı bir takla atarak Ayşe'nin yanında belirdi. Alnından süzülen kan durmamıştı, Ayşe hırsla parçalamak üzere olduğu halıyı bırakarak ellerini üstüne sildi ve hafif dokunuşlarıyla Ali'nin yarasına uzandı.

"Pansuman yapmam lazım, yüzünde iz kalsın istemiyorum," derken gülümsüyor ve ağlıyordu ama ağladığının farkında bile değildi. Ali onun göz yaşlarından habersiz olduğunu hissederek olduğu yerde doğrularak ayağa kalktı ve Ayşe'yi ona sorma gereği duymadan kucağına aldı.

"Yaralısın indir beni yere."

"Kurşun alnımı çizdi geçti, kollarımı değil," dedi ve onu mecburen tuttukları odaya götürdü.

"Kapıyı hangi kolunla açacaksın?"

"Onu da sen yaparsın diye düşünmüştüm değişik o karmaşanın içinde anahtar zaten kapının üzerinde kaldı. Kapının kolunu aşağıya doğru bastırmaktan başka bir şey yapmayacaksın. Bunu yapabilirsin öyle değil mi?"

Ayşe ona cevap verecek gibi olduysa da yanaklarından süzülen kanı görünce hemen kapıya uzandı ve sabırla Ali'nin onu bırakmasını bekledi. Ama tüm olanlardan sonra süzülürcesine evlendiği adamın sıcak bedeninden aşağıya kaymak ona yaşadıkları en büyük darbeyi tattırmıştı. Birleşik bedenleri ve ruhları kanıyor olsa da yine öylece bakakalmışlardı birbirlerine, ne sevmeyi ne sevilmeyi bilen iki yüreğin çarpışması gibiydi aralarında olan çekim.

Ayşe saçlarının arasında gezen parmakların verdiği hisle engel olamadığı inleyişini dudaklarından serbest bıraktığında aniden gözlerini açtı ve kızaran yanaklarını Ali'den saklamak için başını yana çevirmeye çalıştı.

"Bırak beni, yarana bakmalıyım," dedi kekelediğini anladığında kendisine tükürme isteğiyle doldu taştı. Ali'nin dokunuşlarından kurtulamıyordu, genç adam ısrarla parmaklarını başında gezdiriyor bir doktor gibi onu kontrol ediyordu.

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin