30. Bölüm (Gizemli Olaylar)

16.9K 603 16
                                    

30. Bölüm

Biz kadınlar dünyanın en zeki canlılarıydık ama duygularımıza kandık...

Ayşe

*

Birkaç saat sonra...

Her şey anlamsızca başlamış ve onlar olanlara anlam yükleyemeden son bulmuştu. Yorgun bedenleri ve ruhları karşılaşmak istemiyormuşcasına ikisi de aynı hızla toparlanmış ve birbirlerinden ayrılmışlardı. Neydi bu aşk mı şehvet mi yoksa gurursuzluk mu? Ya da bir kadının ömür boyu sevgisizlik çekişinin hayatına yansıyan kötü tarafımıydı. Ayşe sandalyesinde donuk gözlerle onu süzen kocasına baktı. Ali ona bakan mavi gözlerle karşılaşmak istemediği için sandalyesini masasına ışık saçan büyük cama doğru çevirdi ve bunu yaptığında hayatını bir bulmacaya çeviren kadının ona ettiği küfrün şaşkınlığıyla kendisini gülümserken buldu. Onca tuhaflığın içine sızan bir tuhaflık daha... Gülümsemek ve Ali Uluhan! Ayşe ona daha neler yapacaktı bilmiyordu. Sandalyesinden kalkıp cama doğru yaklaştığı sırada içeri dalan sekreteri neredeyse Ayşe'yi düşürecekken her şey bir anda gelişmişti. Ayşe küfürlerine yenilerini eklemiş ama sekreterin konuşmasını engelleyecek bir harekette ya da öfke nöbetinde bulunmamıştı.

"Ali bey inşaat alanına giden adamlarımıza saldırmışlar," dedi genç kadın soluk soluğa sanki ayaklarındaki topuklularla yüzlerce kilometre koşmuş gibiydi. Kırmızıydı ve sakinleşmek için bir bardak sudan fazlasına ihtiyacı vardı. Ayşe de bir kadın olarak kırılgan olması gerektiğinin farkındaydı ama Mehmet Yiğit gibi bir gizemin kızı olmak ve Ali Uluhan'la evlenmek onu hayatın acımasız yönüne alıştırmaktan öteye götürmüştü.

Ali sekreterinin sözlerinin devamını dinlemeden iki kadını da arkasında bırakarak holdingin geniş döner merdivenlerinden aşağıya indi. Ona doğru koşan korumaları gözleri öfkeden tam olarak seçemese de adımlarını yavaşlattı ve adamlarının ona çaresizce vermeye çalıştıkları bilgileri dinledi ama bir an olsun durmadı.

"Efendim Zeki ayağından vurulmuş ama asıl amaçları adamlarımızı öldürmek değilmiş gibi görünüyor çünkü yaptıkları asıl şey arabaların tekerleklerine sıkmak ve onları durdurup korkutmakmış gibi görünüyor," dedi Haydar yüksek sesle, Ali onun intikam isteyen sesini duyuyor kararan yüzünün aldığı şekle anlayışla bakıyordu. Arabasının kapısını açıp Haydar'a bir kez daha baktı.

"Ayşe Hanımı al ve eve götür villanın etrafına adamları dik," dedi Ali ve aklından geçen tek şeyi yaptı. Can'ı arayarak Mehmet Yiğit'in yanına gitmek için anlaştılar.

*

Can şirkete gitmeyi düşündüğü sırada yanında yatan yabancı kadına baktı. Adı neydi kimin nesiydi bilmiyordu ama yatakta iyi olduğu kesindi. Bedeni biraz olsun tatmin olmuştu ama ruhu hala Zeynep'in sesi ve çaresizliğiyle doluydu onu kollarına almak isteyişine öpmek isteyişine günlerdir anlam veremiyordu. Hakkında her şeyi bildiğine inandığı kadının kendine has dünyasına girememişti belki de onun hakkında gerçekten her şeyi bilmiyordu. Normal bir erkek onun gibi bir kadından uzak dururdu ama Can normal olma yaşını ve durumunu çoktan geçmişti.

Telefonun çalışıyla başını yasladığı yatağın başlığından kaldırdı ve olmak istemediği yerden yani yabancı bir kadının yatağından kaçtı. Başı ve omzu arasına sıkıştırdığı telefondan gelen sesi dinledikçe kaşları daha fazla çatıldı. Otelden çıkarken hala gömleğinin düğmelerini düğmeliyordu. Onun bu serseri haline kadınlar ağzı sulanarak bakmaya devam edebiliyordu ve Can her seferinde bu duruma şaşırıyordu. Gece başka bir kadınla yatmış olduğunu bilen bir kadın ona nasıl olurda aç gözlerle bakabilirdi.

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin