-11. Ölüm

21.2K 757 6
                                    



On Birinci Bölüm

"Nefesim kendime bile yetmezken başkaları için yaşıyor ve savaşıyor oluşuma şaşırıyordum."

Ayşe

Ayşe utancını üstünden atabildiğinde büyük, iç karartıcı yataktan çıkmış ve kendisini odanın içindeki banyoya atmıştı. Yaşadıkları yüzünden kulakları uğuldarken bile Ali'nin hüzünle çevrelenmiş bir öfkeye kapılarak üstünden kalktığı anı hatırlayabiliyordu. Kapıdaki kadın ona babasıyla ilgili bir şey demişti ve Ayşe tutkudan uyuşan, yok olmaya yüz tutan beyni yüzünden hiçbir şeyi anlayamamıştı.

Kahretsin! Ben nasıl bu hale düşebildim!

Ilık suyun altında canlanan bedenine solgun gözlerle bakarak Ali'nin dokunuşlarını hatırladı ve suyu biraz daha soğuttu. Onu unutmak hatta tamamen silmek istiyordu. Evlendiği yabancıya karşı anlam veremediği bir çekim hissediyor ve buna karşı koyamıyordu. Ellerini karnına sararak alnını soğuk fayanslara dayadı.

Sevmediğim hatta tanımadığım bir adamı nasıl isteyebilirim!

Tekrar ağlamamak için gözlerini onlarca kez kırpıştırdı. Ne yapacağına bir an önce karar vermesi gerekiyordu. İlk günden holdinge gidemezdi. Duruladığı saçlarını suyun altında sıkarken üstünü giyinip evi gezmeye karar verdi hem bu sayede Ali'nin babasına ne olduğunu da öğrenmiş olacaktı.

Üstünde havlusuyla paramparça olduğu odaya tekrar girdiğinde içi sıkıldı. Nefes alış verişi anlamsız ve faydasızdı. Onu saran havluyu köşeye fırlatarak eşyalarının olduğu küçük bavulun yanına çöktü ve giyebileceği rahat giysiler aradı.

Bir kot ve tişört!

Mavi saçları güç bela kurumuş, onlara şekil verebilmek için dakikalarını harcamıştı. Ağladığı için kızarıklarla süslü mavi gözlerini de kontrol ederek kapıya uzandı. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Yaşadıklarından sonra harika bir görünüme sahip olmasını kimse ondan bekleyemezdi.

Üç katlı büyük villanın her bir koridorunda hayalet gibi gezindi durdu. Duyabildiği sesler sadece mutfaktan geliyordu. Onlarda fısıltı halindeydi. Herkeste bir korku ve endişe havası vardı. Ayşe mutfağın içinde koşuşturan üç kadının ellerini dizlere vuruşunu, büyük masanın etrafında acıyla dönüp duruşlarını merakla izledi. Onların kendisini fark edeceği anı iple çekti ama kadınlar kendi dertlerine o kadar çok gömülmüşlerdi ki değil Ayşe'yi cumhurbaşkanı gelse onu bile fark etmezlerdi.

"Merhaba bayanlar..."

Sesi sığ ve cansızdı ama bu kadınların geri kalan ömürlerinin korkudan yok olup gitmediği anlamına gelmiyordu. Ayşe tezgahın ve masanın üstüne fırlamış olan kadınlara gülümseyerek baktı. Elini onlara doğru uzatarak rahat olmalarını söyler gibi etraflarında dolaştı.

"Neden bu kadar üzgünsünüz?"

Hizmetçilerin en genci ağzı açık bir halde mavi saçlarına bakarken Ayşe tekrar gülümseyişine engel olamadı. Sorusuna cevap almak için elini ağzından çekerek bakışlarını karşısında duran üç kadına yöneltti.

"Efendim..."

"Efendim mi? Bana Ayşe diyin lütfen ve şimdi sizleri dinlemek istiyorum bayanlar neden evde hiç kimse yok?"

Halime Hanım gözlerini ovuşturarak karşısındaki mavi kafanın yok olmasını ya da normale dönmesini bekleyerek Ayşe'ye baktı ama tüm çabası ve bekleyişi boşa gittiğinde elini ter birikmiş alnında gezdirerek bir adım öne çıktı. Karşısında duran kadının Ali Bey'i rahatsız eden mavi saçlı kadının ta kendisiydi.

Tutku MahkûmuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin