Arkadaşlar yeni bölüm geç geldi, sınavlarım vardı bu yüzden özür dilerim. Hikayemiz son 3 bölüm sonra bitecek. Yeni hikayem Aşk Her şeyi Affeder Mi?'de de beni yalnız bırakmamanızı, oylarınızı ve yorumlarınızı esirgememenizi dilerim. Herkesin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım!
***
2 Hafta Sonra
Victoria'nın yatağının kenarında onun ölü gibi bembeyaz yüzünü izliyordum. Hekim işini bitirdiğini belli eden bir hmm sesiyle yerinden doğruldu.
"Kalbi çok zayıf olsa da atıyor. Sanırım zehirden az miktarda almış."
"Ne zehri bu?" dedim gözlerimi solgun teninden ayırmayarak. Yüzü zayıflıktan kurumuştu. Ballı şerbetle ve sütle besliyorlardı onu. Gözlerinin altındaki halkalar büyümüş, iyice kararmıştı. Dudakları ise çatlak ve kuruydu.
"Emin değilim ama güçlü bir zehir olduğu aşikar. Akrep'in Gözyaşları olabilir."
Seslice yutkundum. Çok güçlü bir zehirdi. Victoria'nın şimdiye kadar ölmemesi bir mucizeydi. "Daha ne kadar sürecek bu hali?"
"Bilmiyorum majesteleri. Tanrılar bilir ancak."
"Pekala. Yine söylüyorum. En küçük bir değişiklikte haberim olsun."
Odadan çıktım. Taç töreni için hazırlıklar vardı. Edmund taç töreninin hazırlıklarıyla ilgilenemiyordu çünkü soruşturmanın başındaydı. Jose ve Barry tutuklanmış, Kara Zindanlar'a gönderilmişti. Kara Zindanlar, ülkedeki en korkunç zindanlardı. Büyük suçlular atılırdı oraya.
Edmund'un çalışma odasına geçtiğimde, George, Rahip Hector ve Şair Nickolas beni bekliyorlardı. Çalışma masasına geçtim ve önüme dizilen kağıtlara boş boş baktım.
"Bu yer planları." dedi George yardımcı olmak için. İsimleri baştan savma bir şekilde gözden geçirdim. Ama gözlerim bir çifte takıldı. Randalss Kontu Robert Gomez ve Kontes Natalia Gomez.
"Bunları çıkartın. Hangi salak bunları koydu ki?"
Rahibin yüzü düştü. "Onlar sizin anne babanız majesteleri."
Ona ters ters baktım. "En son hatırladığımda babam beni red etmişti rahip. Siz unuttunuz sanırım?"
Rahip başını eğdi. "Ama kraliçenin anne babası..."
"Kraliçe ölüm döşeğinde rahip." dedim oldukça sert bir sesle. "Edmund yeni kral olarak tacını giyecek. Kraliçe ben olacağım." Yine dedim içimden. George hızla araya girdi.
"Tamam, üzerini çizin majesteleri."
Tüy kalemi mürekkep hokkasından çıkardım. Ve isimlerinin üzerini hızla çizdim. Bu arada onların topraklarını ziyaret etmeyi aklımın bir kenarına not ettim. Hak etmiyorlarsa, bu unvanı hak edecek insanlar bulunurdu.
"Bu ne?" dedim uzun yazılarla dolu kağıtlara bakarak. Şair Nickolas hızla araya girdi.
"Yeminleriniz majesteleri."
Sessizce yemini okudum. Çok süslü ve çok uzundu. Bir cümleyi uzata uzata kurmuştu. "Bize kısa ve öz şeyler lazım şair." dedim kağıdı ona geri uzatarak. "Amacımızı belli edecek, yolumuzu açıkça gösterecek bir konuşma lazım. Süslü, ağdalı kelimeler değil."
Adam başını eğdi. Onun da yüzü düşmüştü. İnce, uzun boylu bir adamdı. Dudağının üzerinde ince, sarı bir bıyığı vardı. Burnunun üzerine yerleştirdiği gözlüklerinin zinciri boynuna kadar uzanıyordu. Parmakları narin ve uzundu. Sarı saçları ince telli ve seyrekti. Yine de çok gençti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kraliçe | Andarkan Serisi
Historische RomaneGüç ve yükseliş hırsı ile karanlığa gömülen bir altın çağ masalı. Aşkı hiç tatmamış bir kral ve gözünü tahta dikmiş kadınlar. Her biri, tarihin tozlu sayfalarında rollerini kapmaya çalışıyorlar. Her biri kanlı elleriyle tahta sıkı sıkı yapışmış, bi...