2 Ay Sonra
Soğuk, taş duvarlara vuran, sarı mum ışıkları, hafifçe esen soğuk rüzgarın da etkisiyle titreşiyordu. Soğuk zeminde beyaz tebeşirle çizilmiş büyük bir çember, çemberin ortasında ise içi boyanmış, büyükçe bir nokta işareti vardı. Çemberin etrafına on kişi sıralanmıştı. Hepsinin üzerinde yerlere kadar uzanan ve yüzlerini kapatan uzun başlıklarıyla siyah cüppeler vardı. Hepsinin dudaklarından şeytanı anımsatan bir ezgiyle, homurtuya benzeyen bir ilahinin sözleri dökülüyordu.
Victoria çıplak ayaklarında soğuğu hissederek çemberin ortasındaki noktaya yürüdü. Diğerlerinden farklıydı. Siyah, uzun saçlarının uçları çıplak kalçalarına kadar uzanıyor, çıplak vücudunda titrek bir hale şeklini alan mum ışığı onu vahşi ve seksi bir hayvan gibi gösteriyordu. Göğüs uçları tahrik olduğunu ispatlarcasına irileşmiş ve dikleşmişti. Şişmiş karnıyla bile çok güzel ve kusursuz görünüyordu. Gözlerini kapattı ve cübbelilerin mırıldandığı ilahiyi yüksek sesle söylemeye ve dans etmeye başladı. Saçlarını savuruyor, çıplak kalçalarını sallıyor, ellerini çırpıyordu. Bu haliyle tam bir fahişe gibiydi. Dans ettikçe sesi yükseliyor, sesi yükseldikçe de odayı kaplayan mumların küçük alevleri büyüyordu. En sonunda alevler öyle yükselmişti ki çıplak vücudundan terler süzülüyordu. Ve fena halde tahrik olduğunu hissediyordu. Bu ayini çok seviyordu. Birden durdu. Cübbelilerin de sesi kesildi. Dizlerinin üzerine çöktü. Nefes nefese kalmıştı. İri göğüsleri hızla inip kalkıyordu.
"Yüce Meneldur!" diye haykırdı karanlığa doğru. "Ruhumun ve bedenimin sahibi! Tek ve gerçek kocam! Bu gece, senin huzurunda, bize ettiğin yardımlardan dolayı sana şükranlarımızı iletmemize izin ver. Ve bizi, sana ve özgürlüğüne yürüdüğümüz bu yolda yalnız bırakma. Bu gece, bu ölümlü bedenlerimizle seni hissetmemize izin ver ve senin şehvetini ve kutsallığını bize de sun. Bana sunduğun gibi."
Alevler daha da büyüdü ve sıcak bir rüzgar Victoria'nın saçlarını havalandırdı. Victoria karanlığa doğru inledi. Sanki görünmez bir ruhla sevişiyor gibiydi. Birkaç dakika daha kısık seslerle inledikten sonra havalanan saçları yeniden kalçalarına doğru düştü ve alevler biraz da olsa yatıştı. Victoria ışıl ışıl parlayan gözlerini açtı. Siyah gözlerinde parıldayan sarı ve kırmızı ateş parçalarına benzeyen ışıltıyla tamamen bambaşka biri gibiydi. Ayağa kalktı ve odanın bir köşesinde duran masaya yürüdü. Masanın üzerinde siyah bir örtü, onun üzerinde ise büyük, eski olduğu belli olan ve kadim çağlara ait işaretlerle süslü gümüş renkli derin bir kupa vardı. Kupanın içi koyu kırmızı şarapla doluydu. Victoria kupanın yanındaki oymalı gümüş hançeri aldı ve bileğine incecik bir kesik attı. Kan bir pınar gibi hızla kesikten akmaya başladı. Kupaya uzattı kolunu. Parlak kırmızı rengindeki kan, kestikten sızarak kupanın içine damladı. Şaraba karışan kan, sanki şarabı daha farklı bir şeye dönüştürmüş gibi iyice koyuldu. Kupayı aldı ve cübbelilere döndü.
"Tanrımız bedenime ve ruhuma dokundu ve beni kutsadı. Sizleri de kutsaması için kanıma karışan kanını ikram ediyorum."
Uzattığı kupa elden ele ulaştı. Herkes bir yudum almıştı şaraptan. Kupayı yeniden ona uzattılar. Dibindekini bir dikişte bitirdi. Leziz diye düşündü. İşte şimdi en sevdiği kısıma gelmişlerdi. Kuşkusuz en eğlenceli ritüeliydi bu ayinin.
"Tanrımız bedenime ve ruhuma dokundu ve beni kutsadı. Sizleri de kutsaması için dokunduğu bedenimi ve ruhumu sizlere ikram ediyorum."
Cübbeler çıkarıldı. Altı çıplak erkek ve dört çıplak kadının gölgesi duvarlara vurdu. Mumların alevleri adeta dans ediyorlardı. Victoria kollarını uzattı. İki erkek kollarını tutup bedenini kaldırdılar ve onu masaya yatırdırlar. Eskiden bu işi kendisi yapardı ama gittikçe büyüyen karnı artık engel oluyordu ona. Sarışın bir kadın dudaklarını yalayarak ona yaklaştı. Şaşırtma beni diye haykırdı içinden. Neyseki kadın becerikliydi. Açtığı bacaklarına doğru eğildi ve dilini bacaklarının arasındaki zevk noktasına değdirdi. Diğer üç kadın da çıplak erkeklerin önünde diz çökmüşlerdi. Jose, sarışın kadını bir süre sonra kenara çekti. Gözleri her zamanki gibi buz gibiydi. Sırayla ve grup halinde bir seks ayini düzenlediler. Masaya yatan Victoria hepsini sırayla kabul etti. Onları kutsadı. Eskiden altısıyla aynı anda birlikte olurdu ama şimdi hamileydi. Ve içindeki prens ona engel oluyordu. Bir süreliğine böyle devam edecekti. Maalesef.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kraliçe | Andarkan Serisi
Historical FictionGüç ve yükseliş hırsı ile karanlığa gömülen bir altın çağ masalı. Aşkı hiç tatmamış bir kral ve gözünü tahta dikmiş kadınlar. Her biri, tarihin tozlu sayfalarında rollerini kapmaya çalışıyorlar. Her biri kanlı elleriyle tahta sıkı sıkı yapışmış, bi...