Eteklerimin dibinden bir yılan geçti. Simsiyah pulları ve soğuk boncuk gibi gözleri ile hain hain etrafımda dolaşmaya başladı. Korkuyla geri adım attım. Sırtım bir engele çarpınca hızla arkamı döndüm. Victoria yüzünde daha önce hiç görmediğim bir gülümseme ile bir elma uzattı. Bembeyaz bir elmaydı bu. Merakla elmayı aldım ve cam gibi yüzeyini incelemeye başladım.
"Ye." dedi Victoria yeniden gülümseyerek.
Cam gibi yüzeyine dişlerimi geçirdim. Yumuşacıktı. Beğeniyle ısırdığım parçayı çiğnerken kan tadı doldu ağzıma. Elmaya baktım. Kan fışkırıyordu ısırdığım yerden. Koyu, yapışkan bir kan.
Nefes nefese yataktan fırladım. Başım dönüyordu. Terden sırılsıklam olmuştum neredeyse. Etrafıma baktım. Büyük yatağın etrafını beyaz bir cibinlik sarmıştı. Arthur'un odasında, onun yatağındaydım. Artık bizim odamızdı. Evleneli bir haftayı geçmişti.
Arthur yatakta yoktu. O sırada odanın dışından gelen sesleri fark ettim. Çok tanıdık iki sesti. Ayağa fırladım ve sabahlığımı üzerime geçirdim. Aralık kapıdan dışarıya göz attım.
Arthur sakin sakin tekli koltukta oturuyor, Edmund öfkeyle odayı arşınlıyordu. Edmund! Geldi demek!
"Hamile mi?" diye hırladı.
"Biliyorum hoşuna gitmedi." diye mırıldandı Arthur.
"Evet, hoşuma gitmedi! Neden biliyor musun?"
"Çünkü tek veliaht sendin."
Edmund boğuluyormuş gibi bir hırıltı çıkardı boğazından. "Sence bu benim umrumda mı?" diye haykırdı çileden çıkarak.
"O zaman sorun ne?"
"O kızı hamile haliyle Avelera'ya yollayarak nasıl bir tehlikeye soktuğunun farkında mısın? İra'nın onu yaktırmak için emir verdiğini biliyor musun? Ya George yetişemeseydi?"
"Hamile olduğunu bilmiyordum!" diye itiraz etti Arthur. Edmund saçlarını çekiştirdi.
"Tanrılar aşkına! Onunla birlikte olurken bir gün hamile kalacağının farkında değil miydin? Bana söylemeliydin Arthur! O zaman onu muayene ettirmeden o cehenneme asla yollamazdım!"
"Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Estella ile olmuyordu hatırlarsan."
Nefesimi tuttum. Estella'nın hamile kalmasını istemediğini söylemişti bana oysaki.
"Çünkü Estella kısırdı Arthur! Kadın doğru düzgün adet bile görmüyordu. İsabel daha on yedisinde ve gayet de sağlıklı. Onu otuzundaki bir kadınla nasıl aynı kefeye koyarsın?"
"Düşünemedim."
"Sen zaten neyi düşünürsün ki? Sadece kendi isteklerinden başka tabi! Ama İsabel'e zarar vermene izin vermem Arthur. O küçük bir kız daha. Ve onu sırf kendi isteklerin için malın gibi kullanmana izin vermem anladın mı? Bu yüzden artık düşünmeye başlasan iyi edersin!"
Yerin ayaklarımın altında sallandığını hissediyordum. Benimle sırf bir veliahta hamile kalayım diye mi birlikte olmuştu?
"Estella'yı idam ettirmişsin?" diye devam etti bir parça yumuşayarak.
"Evet."
"Hak etmişti. Bana casusuyla bir mektup yolladı."
"Ne dedi?"
"Destek olmamı istemiş. Böyle davranmaya devam ederse ona asla destek çıkmayacağımı zaten en baştan demiştim. O ise küstah küstah bana ihtiyacı olmadığını söylemişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Kraliçe | Andarkan Serisi
Ficção HistóricaGüç ve yükseliş hırsı ile karanlığa gömülen bir altın çağ masalı. Aşkı hiç tatmamış bir kral ve gözünü tahta dikmiş kadınlar. Her biri, tarihin tozlu sayfalarında rollerini kapmaya çalışıyorlar. Her biri kanlı elleriyle tahta sıkı sıkı yapışmış, bi...