Aradan neredeyse 2 hafta geçmişti. Okul hayatım berbattı. Derslerim kötüydü ve ben düzeltmek için uğraşmıyordum. Benim hedefim bir tiyatrocu olmaktı. Bu okul benim umrumda bile değildi.
Harry'le havaalanında tanışmamızın üzerinden neredeyse 1 ay geçmişti. Telefonuma bir şeyler yazdığı aklıma geldi. Ne yazdığına bakmamıştım. Herhâlde arkadaşına mesaj falan atmıştı. Bilmiyordum. Onun lanet olası arkadaşıda umrumda değildi.
Sonbaharın tüm güzelliğiyle beraber yürüyordum. Yaprakların düşerken çıkardığı ses,ferah hava.. Hepsi her şeyiyle birbirini tamamlıyordu. Tıpkı Harry'nin güzelliği gibi.
Harry'i düşünmeden duramıyordum. "Acaba o da benim onu sevdiğim kadar seviyor mudur?" Bir anda silkelendim ve kahkaha attım. O beni bilmiy- biliyordu. Ama beni sevdiğini sanmıyordum. Peşinden ünlü modeller koşturuyordu. İsterse onlardan biriyle evlenebilirdi.
Harry'nin bir kızla evleniyor olma düşüncesi beni öldürüyordu. Ama ben kimdim ki? Ben ona göre sıradan bir hayrandım.
Eve vardığımda direk yatağıma atladım. Odam,yıllardır atacağım deyip atamadığım şeylerle doluydu. Konu bir şeyleri değiştirmek olunca hiç iyi değildim. Bana göre her şeyin bir hatırası vardı. Çalmayı bilmediğim gitarın bile..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy~{l.s}
FanfictionUsulca yanına yaklaşıp ''Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?'' dedim. Yakından bakılınca yeşil gözleri daha güzeldi. Bana baktı ve sıcak gülümsemesiyle ''Evet,tabii ki.'' dedi.