İlk adım: Harry'ye bir demet gül al.
İkinci adım: Onu ne kadar sevdiğini gösteren bir mektup yaz.
Üçüncü adım: Harry'ye her sabah ''Günaydın, gün ışığı.'' mesajı yaz.
Dördüncü adım: Eğer Harry yanındaysa ona daima sarıl. (Çünkü Harry kucaklaşmaları sever.)
Ve devam ediyor..
¨
Harry'ye onu ne kadar sevdiğimi ifade etmemin yollarını hem internetten hem de kız arkadaşlarıma sora sora öğrenmiştim. Bunları bir kağıda yazmıştım. Böylece asla unutmayacaktım.
Tamam, iyi birisi olmak için bunları yapmak çok saçmaydı. İnsan kendi içinde iyileşir ve kendi içinde hastalanırdı fakat benim tek sorunum Harry'ye kendimi ifade edememekti.
Son bir haftadır aramız limoniydi. Onu defalarca kez aramıştım ve küçük sebepler ile telefonu kapatıyordu. Haklıydı. Eğer Harry, bana benim ona davrandığım gibi davransa ben telefonlarını bile açmazdım.
Ama onun sesini duymak öyle güzeldi ki.. Uykuluyken konuşması en çok hoşuma giden şeydi. Bazen kelimeleri karıştırıyor, bazen ise uykuya dalıyordu. Onun sesi, kulağa hoş gelen en güzel şeydi.
Tüm her şeyi kusursuz ve istisnasız bir uyumdaydı. Vücudu, parmakları, elleri, dudakları ve gözleri, kirpikleri.. Her şeyi benim en sevdiğim sanat eseriydi.
O benim sevgilimdi. Onun için zamanı durdurur, dünyayı bile karşıma alırdım.
¨
Onunlayken zaman çok çabuk geçiyordu. Her saniyesini geriye sarmak ve tekrardan birer birer yaşamak istiyordum.
İşte bunların hepsini ona söylemek istiyordum ben. Onun karşısındayken ya da onunla konuşurken kendimi ona ifade edemiyordum. Onu mutlu etmeye çalışırken her şeyi berbat ediyor ve hemen ardından pişman oluyordum. Kendimi kontrol etmeliydim.
Onu üzmemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy~{l.s}
FanfictionUsulca yanına yaklaşıp ''Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?'' dedim. Yakından bakılınca yeşil gözleri daha güzeldi. Bana baktı ve sıcak gülümsemesiyle ''Evet,tabii ki.'' dedi.