Dün Harry mesajıma cevap yazmadı, bugünde yazmamıştı.
Hata mı yapmıştım, doğru mu yapmıştım bilmiyordum. Ama sonunda bende bir insandım ve benimde hislerimi söylemem gerekiyordu, susarak elime hiçbir şey geçmezdi. Boğazımı temizledim.
Daha 17 yaşında olmama rağmen kendimi 47 yaşında ki bir insan gibi yorgun hissediyordum. Bu hiç iyi bir his değildi. Belki de sıkıldığım için öyle hissediyorumdur diye düşündüm. Mantıklıydı. Ruhsal olarak yaşlı hissetmek iyi bir his olamazdı.
Harry, dün bana gerçekten sinirlenmişti. Bana bir sürü mesaj attıktan sonra ''Uyuyor musun?'' yazmıştı ve benim cevabım ''Siktir git.'' olmuştu. Eğer Harry bana öyle bir şey deseydi, ben gerçekten kendime gelemezdim. Harry, sabırlı birisiydi. Ama ben değildim.
Harry'den önce 1-2 kızla takılmıştım. Ama hiçbiri sarmamıştı.
~
Onun bana sürekli zaman ayırmayacağını bilmeliydim, aslında bunu bildiğimi sanıyordum ama zaman ilerledikçe ben değişmiştim. Bazı şeyleri unutuyordum.
Şuan Harry ne yapıyor çok merak ediyordum. Uyuyor muydu? Yoksa ağlıyor mu? Belki de hayatına devam ediyordu? Bensiz bir şekilde.
Benim hakkımda ne düşündüğünü merak ediyordum. Nefret? Aşk? Kırgınlık? Ya da hepsi bir arada?
Onun kalbini kırdığımı biliyordum, ama o da benim kalbimi kırmıştı. Bir insan asla sevgilisini unutmamalıydı. Her ne olursa olsun, yorgun olsa bile sevgilisine haber verip yazmalıydı. Ama o bunu yapmamıştı. Sonuç olarak bende sinirlenmiştim.
Kendi kendime düşünürken telefonumdan gelen bildirim sesi düşüncelerimi benden ayırmıştı. Telefonumu alıp baktığımda ise Harry'nin mesajını gördüm;
''Seni seviyorum, Louis.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy~{l.s}
FanfictionUsulca yanına yaklaşıp ''Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?'' dedim. Yakından bakılınca yeşil gözleri daha güzeldi. Bana baktı ve sıcak gülümsemesiyle ''Evet,tabii ki.'' dedi.