Günler günleri, haftalar haftaları kovalıyordu. Harry ile beraberliğimize devam ediyorduk tabii ki. Aramızda olan tatsız tartışmalardan sonra, daha çok bağlanmıştık birbirimize. Ki olayda bu değil miydi zaten? Her şey ilk başta zordur, alışınca kolay gelir.
Okulun ilk günü gibi.
Elimde tuttuğum telefonumu biraz önce okuduğum kitabın yanına koydum. Kitabımı üçüncü okuyuşumdu. Pek fazla kitap okumazdım belki ama Tolstoy'un ''İnsan Ne İle Yaşar'' kitabı beni benden alan bir kitaptı. En sevdiğim ama emekli olan Edebiyat öğretmenimin verdiği bu kitap, daima özel olacaktı benim için. Bunu Harry'ye de anlatmıştım. Harry ise öğretmenimi sevdiğini söylemişti. Tanımasa bile. Harry'nin iyimserliğine aşıktım.
Bu arada Harry artık her konser bittikten sonra bana mesaj yazıyordu. Bunu toparlayabilmiştik. Sevgilimle gurur duyuyordum. Kendimlede duyuyordum ama sevgilim her şeyi düzenli bir hale sokuyordu. Kahramanım?
Oturduğum sandalyede biraz doğrulduğumda sırtım tamamen sandalyeye dayanıyordu. Saate baktığımda saat 9'a geliyordu. Harry'nin konserine 10 dakika kalmış olmalıydı. Belki de bir iyi şanslar mesajı atabilirdim?
Normalde onu pek rahatsız etmiyordum. Konser stresi onu berbat yapıyordu. Ama bu sefer bir mesaj atabileceğimi düşündüm.
Telefonumu elime yeniden aldım. Gülümsememe engel olamıyordum.
''İyi şanslar, Harold. Seni çok sevdiğimi ve beni gururlandırdığını unutma. Sana güveniyorum ve bu konserindede iyi işler çıkaracaksın.''
''Ve bu arada, mikrofonun direğine takılıp düşme, seni seviyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy~{l.s}
FanfictionUsulca yanına yaklaşıp ''Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?'' dedim. Yakından bakılınca yeşil gözleri daha güzeldi. Bana baktı ve sıcak gülümsemesiyle ''Evet,tabii ki.'' dedi.