"Bu ne?" dedim çantama sıkıştırdığı şeye bakarak. "Biber gazı ve çakı koydum," dedi. "Ne?" dedim. "Tamam yakınında olacağım ama ne olur ne olmaz. Kalsın." İlker ile buluşacağım için evhamlı mıydı o? Benden çok stresli duruyordu.
"Ben hep yanında olacağım, her zaman. Ama o yinede yanında hep kalsın Esil." Kafamı salladım. "Olur, kalsınlar."
"Telefonunu da kontrol et. Açık olacak, ben duyacağım."
"Biz," diye araya girdi Aras. Uzel onu duymazdan geldi. "Hadi ben gidiyorum artık. Masada bekleyeyim gelir falan."
"Tamam güzelim, dikkatli ol," dedi.
^^UZEL'DEN^^
"Kız sanki cepheye savaşmaya gidiyor," diye söylenen Aras'a döndüm. "Oraya gitse daha iyi. Annesini babasını öldürmüş soğukkanlı bir katil ile aynı masaya oturmaya gidiyor," dedim.
"Hem sizde aynı kan yok mu ya babanız aynı değil mi sizin? Sende de o psikopatlık olmadığını nereden bileceğiz biz de sana güveniyoruz?"
"Valla bu soru için geç kaldın," deyince göz devirdim. İlker'in yayan bir şekilde Esil'in masasına ilerlediğini gördüm. "Kes, geldi," dedim Aras'a. "Gözünü dört aç." Esil'in telefonu açıktı. Sadece sesi kapatmıştık ki bizim konuşmamız falan gitmesin.
"Oo güzellik," dediğinde yerimde kıpırdandım. Aras, gideceğimi sanmış olmalı ki kolumu tuttu telaşla. O kadar da aptal değildim. Esil'in hayatını tehlikeye atmazdım. He bu lafı ona yedirecektim orası ayrı.
Sandalyeyi çekip karşısına oturdu. "Bize iki kahve," dedi garsona. "Bir olsun," dedi Esil. "Karşılıklı kahve içmeye gelmedim. Benden ne istiyorsun?"
"Öncelikle o psikopat sevgilini benden uzak tutacaksın."
Psikopat? O varken mi?
"Niye? Ne yaptı?" dedi bilmezden gelerek. "Ne yapabilir o bana?" diye erkeklik taşladı İlker. "Aynen en fazla uçurum manzarası izletmiştir," dediğinde İlker öfkelenerek Esil'e baktı. Keyiflenmiştim. Esil altta kalmıyordu kesinlikle.
Kahvesi geldiğinde hüpürdeterek bir yudum aldı. "Aras tutuşmuştur şimdi. Sahi haberin var mı sevgili kardeşimden?"
"Aras sürekli hat değiştirdiği için ulaşmak imkansız. O da senin gibi kaybolup arada çıkmayı seçiyor. Kan aynı ne de olsa." Esil'in sözü üzerine İlker kahkaha attı. Göz ucu ile Aras'a baktım. Üzülmüş duruyordu. Bunun Esil'in gerçek düşünceleri olmadığını bilecek kadar tanıyordum onu ama bunu Aras bilmediği için gerçek sanıyordu.
Bozmadım, bu hoşuma bile gitmişti.
"Alakamız yoktur aslında," dedi İlker. "Mesela o cinayet işleyemez. Ama ben..." dedi tehdit eder bir tonda ve Esil'in tam gözlerinin içine bakarak. "Orospu evladı kimi tehdit ediyor bu," dedim sinirle. "Ama sen aile katili olabilirsin, doğru."
Yapma işte Esil. Yapma.
"Onlara aile denmezdi de neyse biz asıl mevzumuza gelelim," dedi İlker bozularak. Kahvesinden tekrar içti. "Biri var," dedi. "Ben babamı onun yüzünden öldürdüm Esil. O babamı benden aldı çünkü. He baştan diyim ses kaydı falan alıyorsan hukuken hiçbir işe yaramıyor bilmiş ol."
Esil'in gerildiğini hissettim. Telefon ile alakalı bir şey belli etmemeliydi. Eline baktım. Masada duran telefona uzatmamak için masanın altından yumruk yapmıştı. Uzatsa İlker kesin şüphelenirdi.
"Hukuk bilgimin senden fazla olduğuna eminim," dedi Esil. "Güzel ve zeki."
"Sikerim ben bunun ikidir güzel diyen yavşak ağzını he."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN ÖTE
Teen Fiction*Sadece söz ver ve hayatın sana sözünü tutturmamak için kırk takla atışını seyret.* "Söz veriyorum..." Onlar çok zorlandılar. Aylarca uzak kaldılar kendi hataları yüzünden. Kendi hatalarından ders çıkardılar, artık uzak durmayacaklardı. İkiside uza...