[S] φ 2 φ

949 91 25
                                    

Kelime Sayısı: 2091

Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan   

(...)

Praef: Tamam, birinci aşamayı geçmek için yapmanız gereken şeyi söylüyorum. Tüm meteorlar bitene kadar...sağ kalın! Ama tek sorununuz meteorlar olmayacak...

Üzerime gelmekte olan binlerce meteoru gördüğümde, bunun bir ilk aşama için ne kadar vahşice olduğunu bir kere daha anladım. Bulunduğum labirent ile ilgili hiçbir fikrim yoktu ve, dostum...kemerimde asılı olmakta olan hançer beni nasıl kurtarabilirdi ki? 

Hem, o kadar meteorun sonuna kadar sağ kalmamız gerekiyorsa, o meteorların hepsi burayı tamamen kaplardı! İşte bunu düşündüğümde, olanların farkına vardım. Yerin sallanmasını sağlayan şey meteorların gelişi değildi. Yani, sadece meteorların gelişi değildi. 

Arena durmadan genişliyordu...

Korkutucu ve inanılmazdı. Ama, anladığım bir tek şey varsa o da şuydu ki; Bu meteorların düşüşünü izlememiz için bize zaman tanınmamıştı. Madem düşmeye başladıklarına kaçacaktık, şimdi yapabileceğimiz bir şey olmalıydı? 

Meteorlara bakarken bir anda bir şeyin şimşek gibi çaktığını hissettim. Ve biri meteorlardan birini parçalayıp içinden geçti. Ardından sanki bir samurayın rakibini hızlıca biçmesi gibi meteora hızlıca altı-yedi kez saldırdı ve meteor parçalara ayrılıp dağıldı. Bunun ardından meteorlara hızlıca bir taarruz başladı.

Ateş topları, oklar meteorlara fırlatılıyor, kılıçlar, hançerler meteorları kesiyordu. Peki ben bunlardan herhangi birini yapabilir miydim? Eeehh...

Hançerim olsa bile, çelik klişe bir hançer ile o meteoru kesebilecek fiziksel güçte olduğumu sanmıyordum. Okum yoktu bile zaten. Bir asa istememiş olsam da elimden büyü yapabilirdim. Yinede bu en fazla beş ateş topu atmamı veya vücudumda oluşan üç yarığı kapamam ve tüm büyü gücümü tüketmem ile son bulurdu. Yinede, başarmak zorundaydım! 

Meteorlar gelirken, hançerimi sıkıca sol elimde kavradım. Sağ elimle de bir ateş topu oluşturdum. Amacım meteoru yok etmek değildi, kendimi korumaktı. Ve...kendimi korumak için meteoru yok etmek zorundaydım. Bu da beni çıkmaza sürüklüyordu. Geriye tek bir çare kalıyordu, Meteoru yok etmek. Benim yapabileceğimden şüphelendiğim şeyde buydu işte. 

Meteorlar, normal bir meteor boyutunda değildi. Aksine minyatür gibiydi ve iki yüz tanesi falan düşmediği sürece tüm bu alanı kaplamayı başaramazdı ki zaten alan durmadan genişliyordu.

Bir tanesi ile aramda tahmini on metre kadar bir mesafe kalmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Alev topunu savurdum, alev topunun vurmasıyla meteor çatladı. Yinede yarısı bile benim iki katım büyüklüğündeydi. Hançerimi dik tuttum. Hızlıca yaklaşıyordu. Aramızda üç metre kadar bir mesafe kaldığında hançerimi havaya kaldırdım ve en çatlak bölgeye hızlıca sapladım.

Meteor tamamen çatladı ve bir anda patladı. Ama parçalar bile çok fazlaydı ki, bir anda mor bir aura parçaları sardı. Kafamı çevirdiğimde, bir kadın gördüm. Benden yaşça büyük, ama genç bir kadındı. Siyah kaküllü kürek kemiklerine kadar uzanan düz saçları vardı. Üzerinde simsiyah bir büyücü cübbesi vardı ki ortasında kocaman kırmızı bir alev simgesi vardı. 

Sağ elini ileriye doğru uzatmıştı ve telekinezi ile tüm parçaları havada tutuyordu. Diğer elini kaldırdı. Elini yumruk yapmıştı. Bir anda sağ elini indirdi ve sol elini açtı. Bunları çok hızlıca yapıyordu ve profesyonelce gözüküyordu. Sol elini açması ile her parçanın içinden birer ip şiddetlice fırladı ve her bir parmağına dolandı. Adeta bir kuklacı gibiydi.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin