► Kelime Sayısı: 1611
►Anlatan Karakter: Leoris
► Irkı: İnsanErtesi sabah uyandığımda, etrafa yavaşça bakındım. İyice incelemiştim. Takımda herkesin önemli bir görevi oalcaktı ve Kule'de hayatta kalmak istiyorsak çok iyi hallerde olmalıydık. Uyanmamla birlikte hemen her şeyimi giyinip dışarıya çıktım.
Aynı yer, aynı bölge. Yıkım Suikastçisi olarak bunun eğitimini alabileceğim bir yere gitmeliydim. Etrafa bakınırken ortada Praef'in dikildiğini gördüm. Aynı kapıdan çıkmış şekilde aynı patikadan ilerliyordum ki normalde herkesin yollarının kesiştiği noktada Praef dikiliyordu.
Yanına yavaşça gittiğimde gözlerini bana çevirdi.
Praef: Günaydın.
Leoris: Günaydın. Bir an önce eğitime başlamak istiyorum. Nereye gidiyorum?
Güldü.
Praef: Zane gerçekten şanslı. Beni takip et.
"Zane"? Emin olamadan yavaşça ilerlemeye başladım. Praef sakin adımlarla ilerlerken patikadan çıktı ve ormanın derinliklerine gitti. Onu takip ederken içim bir garip olmuştu. Ormanın içine iyice girmişken bir anda ortadan yok oldu.
Yok olmasıyla birlikte duraksadım ve hançerimi hızlıca çekip etrafıma bakınmaya başladım.
Praef: Merak etme. Yola devam et.
Sesin nereden geldiğini bilmiyordum, hemen önümden geliyordu ama orada Praef yoktu. İlerlemeye devam ettim ve bir anda önümde belirdi. Arkama baktığımda aynıydı. Bir bariyerden geçmiştim. Burası dışarıdan gizliydi. Yan yana dizilmiş on iki dik odun, yüksek ağaçlar, ortada bir su kuyusu, çim zemin, gölgelik karanlık bölgeler, açık bir alan. Burası tam biir suikastçi bölgesiydi!
Praef: Buradan devam et. Artık bana ihtiyacın yok.
Başımla onayladım. Arkasını dönüp tekrardan gitmeye başladığında çekinerek ilerlemeye başladım. Tam ortaya çıkmıştım ki tam arkamda birinin belirdiğini hissettim. Kafamı çevirdiğimde sakince bana bakarak gülümsedi.
Kısa siyah saçları vardı. Önüne doğru uçları sivri bir şekilde iniyordu arkası da aynı şekilde dikti. Gözlerinin sağ gözü kan kırmızısı bir irise, sol gözü ise alev sarısı bir irise sahipti. Teni, bir vampir gibi beyazdı. Erkekti. Korkunçtu.
Geriye çekilip süzmeye başladım. Üzerinde bir dizi yırtık bir pantolon, üzerinde iki büyü gücü, iki sağlık iksiri, ikişer mor ve siyah karışımı hançer ve garip bir minik çanta asılı bir kemer, onun üzerinde siyah karın kısmı bir pençe ile yırtılmış bir atlet ve onun üzerinde deri yakaları kalkık bir ceket giymişti.
Hançerleri korkunçtu.
Zane: Sen, sanırım Leoris'sin?
Leoris: Siz de, Zane olmalısınız? Praef öyle demişti.
Zane: Evet, evet. Sana kendimden bahsedeyim. Sekiz sene önce Uratha'ya erdim ve en büyük hayalimin diğer insanların hayallerinin de gerçek olması olduğu için burada öğretmen olmayı tercih ettim. Sende bunlardan birisin. Artık birbirimizi tanıdığımıza göre artık eğitime başlamamız için hiçbir engel kalmamış. Değil mi?
Leoris: S-Sanırım.
Zane: Şimdi, o pelerini biliyorum. İyi bir ekipman. Dağılımına baktığımda ne derece bir suikastçi olduğunu anlayabiliyorum. Bana, bildiğin büyüleri söylemen yeterli. Bunun üzerinden ilerleyeceğiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|| Kule φ Yedi Dünya ||
FantasyUratha İkinci adıyla, cennet. Her yıl on iki özel savaşçı, Kule'ye girmek amacıyla seçilir. Büyücüler, okçular, savaşçılar. Elfler, orklar, insanlar. Herhangi bir farklılık gözetmeksizin, Yedi Dünya Kulesine, zirveye tırmanmak için seçilirler. Dev b...