►Kelime Sayısı: 3059
►Anlatan Karakter: Leoris
►Irkı: İnsan
►Gelişim Eldiveni Seviyesi: 10İçeriye girmemle birlikte, karanlık bir his içimi sarmaladı. Bunun sebebi neydi bilmiyordum ama sanki Osaldon'da garip bir şeyler vardı. Olmaması gereken bir şeyler. Kapıdan içeriye girdiğimizde, Urtage'de olmayan bir şey olarak, tüm ırkların karmakarışık ilerlediği bir caddeye çıktık. Urtage'deki cadde ile çok benzer olan bu yerde tek bir fark vardı. Orklar, bir hayli azdı. Gece lambaları yanıyordu ve ahşaptan ikişer katlı evlerin pencerelerindeki ışıklar göze çarpıyordu. Tüccarlar, mağazalarını kapatmışlardı çünkü karanlık çökmüştü ve çalışma saati bitmişti. Meydan artık daha çok, muhabbet ederek gezen yetişkinlere, oyunlar oynayan çocuklara ve sokak hayvanlarına aitti. O sırada, Urtage'de olmayan bir başka şeyi fark ettim. Dilenciler. Evlerin diplerinde, yırtık pırtık giyimleriyle sadece ilk bakışımda on kadar dilenci saymıştım. En yakınımızda, saçı sakalı karışmış, göz torbaları iri iri, gözleri çökmüş, kambur ve çuval benzeri bir şey giyen bir adam vardı. Bizi gördüğü zaman gözlerini bize dikip acıyla inledi. İniltisini duyanlar, önce ona, sonra bize baktılar.
Dilenci: Kahramanlar! Savaşçılar!
Emekleyerek üzerimize doğru gelmeye başladığında, hiç kimse ona para vermeye niyetli değildi. Tam o sırada, kapıyı tutan muhafızlardan bir tanesi hızlı hızlı bize doğru geldi ve dilenci adamın kafasının yan tarafına şiddetli bir tekme indirdi. Adam acı çekerek yere yuvarlandı ve kafasının yan tarafındaki açılmadan oluk oluk kan akmaya başladı. Adamın karnına birde tekme vuran muhafız, yerine geri döndü. Adam, orada öylece inleyerek kalakalmıştı. Yanından geçip gittik çünkü bu adama para verirsek diğer herkes çullanacaktı. Biz caddede ilerlerken, insan sayısının daha da azaldığını fark ettik.
Vyrm: Diğer grup bir hana girmiş ve orada geceyi geçirmiş. Bizimde öyle yapmamız mantıklı olacaktır. Hem orada kalanlardan veya ozanlardan bir şeyler öğrenme şansımız daha da artar. Burada yolun ortasında halka soru sorarsak çok şüphe çekeriz.
Sarnia: Bencede iyi olur.
Buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyordum. Yorulmuştuk, ve dinlenme ihtiyacını bir kenara bile atsak burada en mantıklı bilgi edinebileceğimiz yer han olurdu. Halkın ortasında soru sormak son derece garip bir davranıştı ama hanlarda zaten bu tarz kaşifler veya maceracılar sık sık konakladığı için bu tarz soruları kimse yadırgamazdı.
Vorungath: Hissetmiyorsunuz değil mi?
Vorungath'ın sesi bir anda herkesi uyarırcasına duyulmuştu. Herkes kafalarını bir anda Vorungath'a çevirdi. Yere doğru bakıyordu ve sanki ses ondan çıkmamış gibiydi. Fakat bariz onun sesiydi. Kafası tamamen başka bir yerdeydi. Neyden bahsediyordu? Osaldon'a ilk girdiğimizde içimi kaplayan karanlık his aklıma geldi. Bir şeylerin ters gittiğini bende sezinlemiştim. Suikastçi'nin İçgüdüleri yüzünden olmalıydı.
Vorungath: Burada bir yanlışlık var. Bir büyü etrafımızda dolanıp duruyor. Tıpkı o kum solucanları gibi. Çemberler çiziyor. Ama bu büyünün ne olduğunu anlayamıyorum. Auramın içerisinde bulunsa bile. Sanki bizi tehdit eder gibi etrafımızda dönüyor ama bir şey yapıp yapmayacağını kestirmek güç. Ne olduğunu bilmiyorum.
Vyrm: İyide, biz bir şey hissetmiyoruz?
Vorungath: Benide düşündüren şey bu. Hayatımda ilk kez tam olarak ne olduğundan emin olmadığım veya hiçbir fikrim olmayan bir büyü gücüyle karşı karşıya kalıyorum. Bu, acaba yorgunluktan mı diye düşündürüyor. Siz uyurken ben dinlenmedim. Bu yüzden olabilir. Hana gidelim haklısınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|| Kule φ Yedi Dünya ||
FantasyUratha İkinci adıyla, cennet. Her yıl on iki özel savaşçı, Kule'ye girmek amacıyla seçilir. Büyücüler, okçular, savaşçılar. Elfler, orklar, insanlar. Herhangi bir farklılık gözetmeksizin, Yedi Dünya Kulesine, zirveye tırmanmak için seçilirler. Dev b...