[D3] φ 62 φ

281 31 10
                                    

Kelime Sayısı: 3740
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan
Gelişim Eldiveni Seviyesi: 11

Alkazura, bizi Urtage'ye gizlice sokabileceğini söylüyordu. Ruhkan tarafından bunu duyar duymaz, ortam büyük bir kaosa sürüklenmiş biçimde hızlı hızlı hatırladığımız yerleri gezdik ve birkaç bir şey aldık. Kendime, ikinci bir hançer aldım. Sonuç olarak bu işe yarayabilirdi. Bir adet Ova Hançerim vardı ve şimdi bir adette Çöl Hançerine sahiptim. Bunun için sahip olduğum altının çeyreği kadar bir miktarı ödemiştim ama bu sorun değildi çünkü bir suikastçi olarak şuan çöl giyiminden başka bir giyime ihtiyacım yoktu. Dolayısıyla, harcayabileceğim tüm parayı ikinci bir hançere harcadım. Çöl Hançeri'nin olayı biraz garipti ve sanki taraflı gibi gözüken bir eşyaydı. Satıcı bana onun özel bir şey olduğunu ve satılık olmadığını söyledi. Ancak iyi paraya sahip olduğumuzu görünce bir anda fikri değişti. Eşyayı açıkladığında, onun neden özel olduğunu anlamak güç olmadı. Hançer, bir yerde yara açtığında o yara içerisinde dönüp duran ufak bir hortum yaratıyordu ve bunun için ciddi manada az miktarda büyü gücü kullanıyordu. Bunun tarafı belliydi. Bu hançer tamamen Urtage Orklarına aitti çünkü, kafamda bir toplama yaptığımda bunun gölgelere ve kumdan oluşan şeylere karşı ne kadar yararlı olabileceğini düşündüm. Dağıtıyordu işte, ve gölgeyi yok etmenin en mantıklı yolu onu dağıtmaktı çünkü bir gölgeyi kan kaybıyla falan öldüremezdin. Almaya karar verdim çünkü her durumda ne olursa olsun -eğer ki bir hava elementaliyle dövüşmüyorsam ki bu çölde pek alışıldık bir durum değildi- ufak bir hortum her şekilde işe yarardı. Zaten asıl nokta o değildi. Asıl nokta, ikinci bir hançere sahip olmamdı. Bu, beni rahatlatacaktı. Bu seçimi yapmadan önce bir hayli düşünmüştüm çünkü iki elimde de hançer tutmak bir elimle büyü yapmamı engelleyecekti. O an şu kararı aldım. Eski suikastçilerin giyimlerini ve durumlarını görmüştüm. Kitaplarda, hiyerogliflerde ve benzeri şeylerde bu adamların kemerlerini sadece bellerine takmadığına şaitlik etmiştim. Düşündüğüm şey, düzgün bir kıyafet bulduğumda ki bunun için çölden gitmemiz gerekiyordu çünkü bu lanet yerde sadece çöl kıyafeti giyebiliyorduk, koltuk altımdan başlayıp göğüsümden geçen bir kemer benzeri şey takarak orada bir kın bulundurmaktı. Savaş anında bu hızlıca hançeri sokup çıkarmamı ve durum değiştirmemi sağlayabilirdi. Ne olursa olsun, şu durumda bu imkansızdı o yüzden kafama göre bir şeyler yapacaktım işte. 

Herkes bir şeyler aldığı için hepsini takip etmem pek güç olmuştu. Vorungath ise, sadece bir iksir almıştı. Bir kişinin iradesini şiddetli miktarda zayıflatan bir Karanlık Sanatlar iksiriydi bu. Korkunçtu. Herkes bir şeyler kaptıktan sonra, Ruhkan'ın verdiği haber üzerine bir tartışma daha yapmak için bir yerlerde toplanmaya karar verdik. Sokak aralarında biri duyabilirdi, caddeler zaten ihtimal dışıydı. Bizde çareyi yine hana gitmekte bulduk. Hana girdiğimizde, han sahibi yine bizlere bir gelir yoluymuşuz gibi bakmaya başladı ki Dareth gidip kısaca bir şeyler söyledi ve adamı o odaya bir süreliğine bir şey konuşmak için girmeye ikna etti. Adam bunun için para almayacaktı ve bunu samimiyetinin göstergesi olarak kabul edecekti. Odaya herkes çıktığında odanın bıraktığımız halden çok daha düzenli gözüktüğünü gördük. Cidden bu tarz yerlerde bu işler tıkır tıkır işliyordu. Herkes içeriye doluştuğunda, Vorungath kapıyı kapattı. Ardından bir Gölge Aldatmacasıyla tüm odayı, duvarları, tavanı, zemini tamamen sarmaladı. Bu ses geçirmez olmasını sağlayacaktı. Kapıyı da kitlemiştik zaten. Kimse açamazdı. Bir şekilde birisi içeri girerse ise odanın tamamen simsiyah bir örtüyle kaplı olduğunu söylerse kimse ona inanmazdı. Herkes bir yerlere oturdu. Kısa süreliğine bir sessizlik çöktü.

Sarnia: Tamamdır, bir yerden başlamak zorundayız. Benim fikrimi soracak olursanız oraya gitmek mantıklı olur.

Vyrm: Oraya gitmek mantıklı olur fakat yinede ayrılmamız gerektiği düşüncesindeyim. Vorungath ne düşünüyorsun?

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin