[D1] φ 43 φ

356 33 3
                                    

Kelime Sayısı: 2309
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan
Gelişim Eldiveni Seviyesi: 6

Ardından geçen birgünde yataktan çıkamadım. Garip ve hızlı geçmişti ama uyuşturucu yediğim zaman olduğu gibi değildi. Kendimdeydim, görüyor, bakıyordum, sadece bana yatmamı söylüyorlardı ve günde iki veya üç kez Hivi'Re gelip birkaç bir şey yapıp gidiyordu. Önemli bir mesele değildi denilebilirdi ama herkes pençelerin nasıl zehirlemediğini anlayamadı. Büyü kuyusundan onlara bahsetmem gerektiğinden emin değildim, bende etmedim. Bir şekilde bir süre sonra daha da zorlamayı bıraktılar. Bir günde ben yatarken, diğer büyü kitaplarını bulmuş olan Sarnia ve Vas'Broh çalışmalarına başlamamış, dinlenerek beni beklemişlerdi. O sırada Vorungath ayrılmış, bir ünlemli görevleri teker teker tamamlamaya ve bölgeyi gezerek unuttuğumuz bir şeyler olup olmadığına bakmak için fırlamıştı. Diğerleri ise günlerinin çoğu kısmını handa geçiriyor ve avlanıyordu. Buldukları bir tüccara da avladıklarını satarak para kazanmaya çalışıyor, ikinci kata çıktığımızda oradan efsanevi şeyler alacaklarından falan bahsediyordu. Kendini bunların dışında tutan tek bir kişi vardı, Jaron. Kendini Fosten kütüphanesine kapatmış, deliler gibi kitap okuyordu.

Ertesi gün yataktan doğrulabiliyor, rahatlıkla yürüyebiliyordum. Sadece herhangi bir darbe aldığımda yaralarımın tam kapanmamasından ve hala sargılı olmasından dolayı canım yanıyordu. Aynı şekilde sargılar rahat hareket etmemi engelliyordu. Yinede Sarnia ve Vas'Broh'un bir gün daha beni beklemesini istemedim ve başlama kararı aldım. Hivi'Re, başlayamayacağımı söylemedi ve vücudumun gayet rahat bir şekilde direndiğini söyledi. Herhangi bir sorunum yoktu.

O gün, günışığı penceremden içeriye yavaşça dolarken, handaki odamda, sabah saatlerinde uyandım. Belliydi ki daha kimse uyanmamıştı. Yavaşça yatağımda doğruldum ve sargılarımı kontrol ettim. Kanamam yoktu ama hala yaraların açılmaması için sarılı durması gerekiyordu. Lanet şey pençelerini ta kemiklerime kadar sokmuştu çünkü. Perdemi yavaşça açtığımda gördüm ki, güneş daha yeni doğuyordu. Yavaşça yatağın kenarına tutunarak ayağa kalktım. Ardından o kadarda yorgun olmadığımı, tutunmadan yürüyebileceğimi fark ettim çünkü ayaklarım yere rahatlıkla basıyordu. Yatağın dibindeki ayakkabılarımı giydim. Ellerimi çektim, biraz yürüdüm. Odanın içinde attığım bir-iki ufak turdu bu. Yürüyebiliyordum hemde rahatlıkla. Hivi'Re uyanmış olmalıydı. Hanın ateş olan büyük odasına girdiğimde, orada Vas'Broh ile Hivi'Re'yi otururken gördüm.

Hivi'Re: Ah? Demek kalktın. İyi, nasıl hissediyorsun? Kanaman yok gibi gözüküyor. Acın var mı?

Leoris: Sanırım, hayır.

Oturduğu yerden yavaşça kalktı ve yanıma geldi. Biraz baktı, ve ardından beni bir kere süzdü.

Hivi'Re: Bir şeyin yok gibi. Ama yinede pek oralara darbe almamaya dikkat et. Kanama tekrar başlasın istemeyiz. Birde, sargılar olduğundan dolayı çok esnek hareketler yapma ki kopmasın. Ama iyi sardım sanırım zaten taklalar atmana izin vermeyeceklerdir. Bunun dışında istersen eşyalarını kuşanıp büyünü öğrenmeye başlayabilirsin.

Leoris: Başlayabilirim demek, iyi o halde.

Hivi'Re: Bekle. Vas'Broh ve Sarnia seni beklediler. Vas'Broh burada, o da gelecek. Sarnia'yı da uyandırın artık, hepiniz beraber Fosten'in arkasındaki açıklığa gideceksiniz. Orada çalışacaksınız.

Vas'Broh yavaşça oturduğu yerden kalktı. Gerindi.

Vas'Broh: Hadi, o halde. Sarnia şurada kalıyor.

Ardından yavaşça oraya doğru ilerlemeye başladı. Onun peşinden ilerledim. Kapıyı yumrukvari bir hareketle gürültülü bir şekilde açtı. Sarnia yorganın içine kıvrılmış, doğrudan savaştığı kıyafetleriyle birlikte uyumuştu. Vas'Broh kızı tutup kaldırdı ve omuzuna alıp ilerlemeye başladı. Aniden gelen hareketle Sarnia neler olduğunu şaşırmış bir biçimde uyanmıştı. Hivi'Re'ye neler olduğunu sorarcasına bir bakış atmayı denedim, gülümsedi ve omuz silkti.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin