[D2] φ 44 φ

326 36 5
                                    

Kelime Sayısı: 1868
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan
Gelişim Eldiveni Seviyesi: 6

☼ DÜNYA 2 : GRALGUS BÖLGESİ (KAR VE BUZ) ☼

Oraya vardığımızda, grup olarak Vorungath hariç, herkes, ölü gibiydik. Bine yakın merdiven çıkmaktan tüm kaslarımız inanılmaz acıyordu, yorgunduk, uykuluyduk ve şimdi çıktığımız yer çok soğuktu. Biz, buna hazırlıklı değildik. Yinede oraya varır varmaz, dizlerimin üzerine düştüm ve karın üzerine yattım. Diğer herkes gibi. Kaslarım acıyla sızlarken tüm vücudum donuyordu ama dinlenmenin rahatlığı, donmanın soğukluğundan daha büyüktü. Kıpırdamadım. Bir on dakika kadar herkes öyle yıkılmış bir biçimde durdu. Vorungath ise sakince pelerinine sarılmış bir şekilde, ağzından dumanlar çıkarak oturuyordu.

Vorungath: Adrenalinininiz bitti. Eğer ayağa kalkıp düzgün bir yerlere dinlenmeye gitmezsek, burada donup gebereceksiniz.

Bir süre boyunca kimse dinlemedi ve herkes yatmaya devam etti. Ancak Vorungath'ın söylediklerinin doğruluğunu idrak eden Hivi'Re yavaşça doğruldu, kara tutunarak zorlukla ayağa kalktı.

Hivi'Re: Haklı. Ayağa kalkın en azından. Birinci Dünya'da yaptığımız gibi bir plan yapmalıyız.

Dediklerinde haklıydı. Burada donarak ölmekten daha cazip bir şey kesinlikle vardı ki, o da yaşamadıktı. Yavaşça herkes doğruldu, bende dahil. Hivi'Re çantasından haritasını çıkardı ve bakınmaya başladı. Arkasından bende haritayı görebiliyordum. Ama korkutucu bir şey vardı. Bir hayli korkutucu olan bir şey...

Hivi'Re: Lanet olsun...burada...bir kasaba yok? Bir köyde! Bir şehirde! Tanrım...burada... kalınabilecek hiçbir yapı yok! Burası, burası, sadece karla kaplı bir bölge! İnsan var mı yok mu bilmiyorum ama, herhangi bir ev gözükmüyor!

Herkes duraksamıştı. Hivi'Re doğru söylüyordu. Haritada, en ufak  bir yapı, veya yerleşim bölgesi gözükmüyordu. Ne bir kasaba, ne de bir köy. Yalnız başına bir ev dahi yoktu. Bu durumda aklımda şekillenen ilk şey, görev nereden bulacağımız oldu. Korumamız gereken kimse yoksa, ve burada şayet herhangi bir insan, elf veya ork yoksa, ne yapacaktık? Vahşi yaratıklarla mı savaşacaktık, ne için? Bu, büyük bir boşluktu.

Hivi'Re, Gelişim Eldivenini kurcalarken, bir anda, ikinci bir şok ile karşılaştık. Hemde bu, öncekinden de büyüktü.

Hivi'Re: Bu katta...bir görev var! Sadece bir görev! Ve ona da şuan başlamış bulunuyoruz...

Vyrm: Ne? Nasıl yani?

Herkes Hivi'Re'nin başında toplanıp Gelişim Eldiveninde yazan şeye baktı.

Hivi'Re: Bir görev var. O görevde kat görevi. Ünlem sayısı, yok. Çünkü, bu görev bizden herhangi bir şeyi yok etmemizi, kimseyi öldürmemizi veya bir şeyi engellememizi istemiyor. Herhangi bir ünlem seviyesi olmamasının sebebi, bunu nasıl yapacağımızın tamamen bizde olması. Bu yüzden belirli ve net bir zorluğa sahip değil. Ne olduğunu duyunca anlayacaksınız. Okumama izin verin: " Görev #1: Fırtınada Yaşam" "Gralgus Bölgesinde, beş gün hayatta kal. " Bizden, sadece beş gün hayatta kalmamızı istiyor.

Ruhkan sinirle ayağını yere vurdu.

Ruhkan: Lanet olsun. Bu da nesi! Bu beş gün nasıl bir şey olacak ki! Normal bir beş gün olmasını beklemiyoruz ya!

Haklıydı. Kafamda olan biteni değerlendirdim. Görev bizden beş gün hayatta kalmamızı istiyordu ve büyük ihtimalle Vorungath kata ilk adımını attığında ayarlı olarak gün başlamıştı, görevle birlikte. Şuan gündüzdü ve büyük ihtimalle nispeten daha sıcaktı. Gece olduğunda daha soğuyacaktı ve daha tehlikeli bir hal alacaktı. Geceleri envai çeşit şeyle karşılaşacak olmalıydık. Yapmamız gereken şey sayısı çok fazlaydı. Sorunda buydu zaten. İşleri düzgün başarabilmek için dağılmalıydık ama çalışabilmek için herkes birbirinin görevine muhtaç olacaktı. Dikkatli olmazsak, çok fazla kayıp verecektik. Hemde çok çok fazla. Herkes kendi kafasında durmuş ve olan biteni tartıyor olmalıydı. Vorungath ise en baştan beri sessizliğini koruyordu ama sessizliğini bozdu.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin