[D3] φ 58 φ

255 34 1
                                    

Kelime Sayısı: 2260
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan
Gelişim Eldiveni Seviyesi: 10

Plan hazırdı ve yapacağımız şeyden emindik. Vorungath, doğrudan orkların üzerine doğru ilerlerken girmek için nasıl izin isteyeceğini planlıyordu. Gelişim Eldivenlerimizle bağlantıyı koruyorduk. Ben, Gölge Aldatmacasıyla, kumların üzerinde beni gizleyecek bir kamuflaj yapmıştım. Kamuflaj üzerimdeyken, Jeraxfi ile bir miktar daha yaklaşmıştım. Gözlemciler yoktu ama diğer orkların görmesi bir mesafeden sonra mümkündü. Vorungath'ı saniyeler sonra arkamda bırakmıştım çünkü Vorungath Jeraxfi kullanmıyordu. Onun yerine normal ilerlemenin onu daha güçsüz göstereceğini düşünüyordu. Hızlıca kumun üzerinde bir süre ilerledim ve ardından uzaktakilerin iyice anlaşılır olmaya başladığı anda kuma doğru bir daha sekmemek üzere fırladım ve kamuflaja sarıldım. Yere düşmeden önce ağzımı ve gözlerimi kapadım. Kuma düşmemle birlikte sürünerek ilerlemeye başladım. Hızlıca düştüğüm için kuma gömülmüştüm ve bu ilerleyişimi gizleyecekti. Kumun dibinden sürünmeye başlarken, hayatımın en gergin anlarını geçiriyordum. Auramı yayabildiğim kadar yaymıştım. Vorungath, karşımızda tam olarak ne ile karşı karşıya olup olmadığımızdan emin olmadığımız için bana tetikte olmamı söylemişti. Benim bir şekilde kumun altında olduğumu anlarlarsa, bana bir ok gönderebilirlerdi veya o tarz bir şey olabilirdi. Aynı şekilde kuma gömülüyken ağzıma dolmaması veya gözüme kaçmaması için ikisini de kapalı tutuyordum. Tüm bunlar bir aradayken, refleks gösterebileceğim tek durum aurama bir şeyin dahil olduğunu anlamam olacaktı. Bir şeyin geldiğini hissettiğim an sağ veya sol yapmam gerekiyordu. Hayatımda, daha önce hiç bu kadar gergin hissetmemiştim. Vorungath bana orkların fiziksel olarak çok güçlü olduğunu ve Yıkım büyüleri bildiklerini ancak normal büyü sanatlarında pek bilgi sahibi olmadıklarını söylemişti. Ayrıca bu yaratıklar çölde yaşadıklarından ve günde saatlerce çöle baktıklarından, göz yanılgılarına günde defalarca kez düşüyor olmalıydılar. Saatlerce, sarı bir sonsuzluğa gözlerini dikmek, bir yerden sonra bayıyor olmalıydı ve aynı şekilde gözü de yoruyor olmalıydı. Bu durumda, beni görseler bile gözlerinin bir oyunu sanmaları mümkündü. Tüm bunlar, beni bir nebzede olsa rahatlatan şeylerdi. Yinede bu planda kendimi özel hissetmemi sağlayan bir kısım vardı. Vorungath, orklarla konuşmaya kendisi gitmişti ve sebebini sorduğumda, o duvarlardan benim daha rahat geçebileceğimi söylemişti. Bu benim kendimi bir konuda başarılı hissetmemi sağlayan bir motive kaynağı oluvermişti.

Kumun üzerinde ilerlerken, zaman normalden çok daha yavaş geçiyordu ama duvarlara az kaldığını auramla hissedebiliyordum. Gerginlik ve tetikte olma hissi yerini yavaş yavaş rahatlığa bırakıyordu. Duvarlar, aurama girdiğinde, gerginlik hissi yerini rahatlığa ve huzura bırakmıştı. Kasabanın yan tarafında bulunuyordum ve bu noktadan sonra beni hiçbir ork nöbetçisinin görme imkanı yoktu. Kamuflajı kaldırarak kumun içinden çıktım. Kum, sırtımdan ve kamuflajın üstünden yavaşça aktı. Sırtımı surlara dayayarak derin bir nefes aldım. Tamamdır, şimdi yapmam gereken tek şey, Vorungath'ı beklemekti. Ses bağlantısını, kumdan çıkışımı ve aldığım nefesi duymuş olmalıydı. Artık benim nerede olduğumu biliyordu. Gerçi ne olursa olsun beni kumun içinde de takip edebildiğini biliyordum. Surlara yaslanmış bir şekilde, çantamı yana koymuştum çünkü Vorungath'ın daha beş-altı dakika arası bir yürüme mesafesi vardı. Bir konserve açıp atıştırmaya başladım ve birazda su içtim.

O sırada Gelişim Eldiveni aracılığıyla, Vorungath'ın sesi olduğunu biraz geç anladığım sesi duydum. Sesi tamamen değişmişti.

Vorungath: Ah, efendim. Günlerdir bu çöllerde sürünüp duruyorum. Bir dostumla beraber. Ah.. sanırım açlıktan ve susuzluktan öleceğiz. Buralar çok tehlikeli. Lütfen, lütfen bizi içeriye alın. Kimseye zararımız  dokunmayacak. Bizi, içeri alın, biraz durup gidelim. Size rahatsızlık vermeyiz.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin