[S] φ 8 φ

660 68 4
                                    

Kelime Sayısı: 1901

Anlatan Karakter: Leoris

Irkı: İnsan  

Rihe ile birlikte, orayı halledecektik!

Bu benim kendimi kanıtlamak için şimdilik tek ve belkide son şansımdı...

Dikkatli ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladık. Arkamızda ortalık dağılırken Rihe ile ben beş katlı dev binaya doğru yol alıyorduk. İçimde orasının en tehlikeli yer olduğu hakkında bir his vardı ama yine de sorun değildi. Altından kalkmamız gerekiyordu.

Rihe, üç iğnesini önümüzde ilerleyen bir duvar gibi durmadan adım atacağımız yerleri kontrol etmek için kullanıyordu. Hızlıca ilerlemeye başladık ve yıkılmamış evlerin arasından geçtik. Hançerimi sakince kınından çıkardım ve beş katlı binaya doğru ilerlemeye devam ettik.

İğnelerin rotasını takip ederken bir anda önümüzde bir bariyer patladı ve dört iskelet belirdi. Hızlıca hançerimi birine savurdum. Kılıcını bana savurunca hançerimle onu engelledim. O sırada Rihe kafasına bir iğneyi şiddetlice sapladı. Üzerime gelmekte olduğunu gördüğüm diğer iskeletin kılıcından eğilerek kaçındım. Hançeri açıkta gördüğüm çenesine sapladım ve bir anda öldü. Hançeri çıkarıp cesede bir tekme atarak yere serdim. Rihe ise bir anda ikişer iğnesini diğer ikisinin kafalarına saplayarak onları öldürdü.

Bina çok uzakta gözükmese de bir hayli uzaktaydı. Hızlıca ilerledik. Rihe yolu tarayan üç iğneyi bozmamıştı. Sakince ilerlemeye devam ettik. Bölgenin tamamen temizlenmiş olduğunu biliyorduk ancak yinede iğnelerden zarar gelmezdi...

***

Yarım saate yakın bir yolculuk sonunda, yorgun argın bir halde önümde uzanmakta olan beş katlı dev binaya baktım. Yolda en çok bizi zorlayan şey karşımıza çıkan bir Lav Trolü olmuştu. İki kare alev topu atmaya zorlanmıştım, Rihe büyü gücünün büyük bir kısmını iğnelere harcamak zorunda kalmıştı. Onun dışında karşılaştığımız iskeletler çerezlik bir haldeydi ve anında öldürmüştük. 

Bina genişti ve bir katı neredeyse benim boyumun beş katıydı. Yuvarlak şeklinde bir yapısı vardı. İçerisi karanlıktı ve ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Tüm kasabanın %5'i kadar bir bölgeyi kaplayan alan bir hayli genişti...

Rihe: İçerisi, iğneler aramadı. Her türlü tuzak olabilir. İskeletler olabilir ve asıl endişelendiğim şey...içeride üçüncü İblis olma ihtimali var. 

Yol boyunca bende bundan endişelenmiştim. Ya o kapıyı açan şey bu binanın içerisindeyse ve içeride bir İblis varsa?

Rihe: Eğer öyle bir şey olursa...diğerlerinin haberi olsun diye onu dışarıya çekmeliyiz. İnat etmek yok. Eğer onunla ikinci kat veya daha üstü bir yerde karşılaşırsak aşağıya inecek kadar vaktimiz olmayabilir.

Leoris: Ne yapacağız o halde?

Rihe: Madalyonlarımızı sökeceğiz.

Bu cevap karşısında bir anda kanım donmuştu. Rihe, haklıydı. Kaçamayacak durumdaysak ölmememiz gerekirdi. Madalyonlarımızı sökmek tek çare olurdu bu durumda. Ağırdı, ama kabul etmem gerekiyordu. Başımla onayladım. 

Sakince bir elimi kapıya koydum. Binanın tahtadan heybetli bir kapısı vardı. Ardından sağ elimi kapının sağ tarafına, sol elimi kapının sol tarafına koydum. İki taraftan da şiddetlice ittiğimde içeride bulunan toz, duman ve rüzgarın yarılmasıyla oluşan o garip his yüzüme şiddetlice vurdu. Rihe, arkamda iğnelerini hazırlamıştı. Ama beklediğimiz şey ile karşılaşmadık. İçerisi, sıcak değildi. Hatta sıcaktan çok uzaktı.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin