[E] φ 26 φ

419 42 2
                                    

Kelime Sayısı: 1489

Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan

Y.N: Bu bölümde Suikastçi Üçlemesinin üçüncüsüne geçeceğim ama, üçlemenin isimlerini herhangi bir yerde yazdım mı emin değilim. Eğer yazdıysam ve buradaki ismi başkaysa, özür dilerim üzerinden geçen zamandan sonra pek bir şey hatırlamıyorum :) Bu arada, ortalama kelime sayısı denen olayı kaldırdım. Mesela, eskiden ortalama 2000 kelime civarı bölümler yazmayı deniyordum ama artık öyle yapmayacağım. Konu nerede bitiyorsa orada bitireceğim ki ne sıkıştırayım, ne de zorla uzun tutayım. Böylesi daha iyi olacaktır bence :)

Birde, bölümün bir kısmını, üçüncü anlatımla yazmışım, ardından bunu düzeltip Leoris'in ağzından tekrar yazdım. Ama kaçırdığım yerler varsa ve üçüncü ağız kaldıysa özür dilerim.

***

Ertesi sabah bir kez daha eğitim alanına vardığımda sabahın sesleri ve güzelliği hep olduğu gibi ortama hakimdi. Hergün olduğu gibi Zane, yine kütüklere yaslanmış, bir hayli rahattı. Bugün, öğreneceğim son iki büyünün birincisine başlayacaktım. Suikastçi Üçlemesinin, bir suikastçide bulunması gereken en temel üç büyünün, zincirleri olan, üçüncü büyüydü bu.

İpi kontrol etmeyi ve aurasını salmayı öğrenmiştim. Bunlar hepsi rakibinin izini daha dikkatli sürebilmek ve bölgedeki tehditleri tarayabilmek için tasarlanmış büyülerdi. Amaçları buydu en azından. Belli bir alana etki eden yaşam formlarını bulma büyüleriydi. Ama ben bir suikastçi olacaktım, bir gözlemci değil. Bu son büyü ise sadece tek bir anlama gelebilirdi. Bölgedeki tüm tehditleri biliyordum, rakibimin, öldürmem gereken kişinin nerede olduğunu ip ile tam olarak işaretlemiştim. Artık geriye tek bir şey kalmıştı. Onu öldürmek. Adım adım ilerleyen büyü üçlemesinin üçüncüsüde ancak bu olabilirdi. Öldürmek.

Zane: Suikastçi'nin Vahşeti. Üçlemenin, üçüncü büyüsü. Diğerlerinden biraz daha farklı, auranı salmanı değil, auranı ve büyü gücünü yoğunlaştırmanı gerektiriyor. Bu senin, ilk ve genellikle son şansın. Bir hamlede, bir rakibi yok etmeni sağlıyor...

Yol boyunca düşündüğüm şeyde buydu. Bu, bitirici hamle olmalıydı. Üçlemenin sonu.

Zane: Suikastçi'nin Vahşeti, biraz korkutucu. Vücudundan aldığın büyük bir miktar büyü gücünü, tabii bu miktarın ne kadar olduğunu sen seçeceksin, hançerine adeta dolduruyorsun ve hançer çıldırmış gibi titremeye, güçle yüklenmeye başlıyor. Hançeri sapladığın an tüm büyü gücü rakibin içine doluyor ve içindeki her şeyi yakıyor. Evet, her şeyi. Sinirleri ve kasları alev alıyor. Kanı tutuşuyor, tüm vücudu kavruluyor ve en sonunda ölüyor. Veya, hançerle attığın bir kesik hançerin içindeki büyü gücüyle doluyor ve ardı ardına patlıyor. Sonuç olarak, bu büyü gücünü yükledikten sonra rakibine yapacağın hamleyi ıskalarsan, oyun biter. Seni bunun hakkında uyarmak zorundayım. Suikastçi'nin Vahşeti çok tehlikeli bir yetenek. İlk önce tehlikenin farkına varmalısın. Büyü gücü, senin vücudundaki kan kadar hayati olmasada üzerindeki etkisi vücudundaki kan gibi. Çok fazla kan kaybedersen vücudun soğur, bilincin kaymaya başlar. Çok fazla büyü gücü kaybedersen ise mental olarak çok zayıflarsın. En ufak bir darbe korkunç acı verir, başın döner, bir noktaya odaklanamazsın, reflekslerin yavaşlar, hamlelerin yavaşlar, seri davranamazsın ve genellikle doğru düşünemezsin. Bu büyü ise senin büyü gücünün yarısından fazlasını alıyor. Evet, senin içinde bulunan bir bakıma bir gizli büyü gücü kasası var fakat yinede bu anında kaybedeceğin büyü gücünün üzerine bir yarı baygınlık hali geçirmen ve bilincinin gidip gidip gelmesi olası. Bu yüzden bu hamleyi çok gerekli olmadıkça ve tutturacağından emin olmadıkça kullanmaman gerekiyor. Eğer kullanırsan ve kaçırırsan, başın dönecek, dengen bozulacak, reflekslerin ölecek, ve büyük ihtimalle ya kaçman gerekecek ya da mücadeleyi kaybedeceksin. Anladın mı?

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin