[D2] φ 56 φ

259 31 7
                                    

Kelime Sayısı: 2118
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan
Gelişim Eldiveni Seviyesi: 8

Uykum, bir suikastçinin adımları kadar sessiz, bir suikastçinin vicdanı kadar karanlıktı. Ne bir rüya gördüm, ne de uykudan önce hatırladığım birkaç bir şey kaldı. Yastığa kafam usulca gömülür gömülmez, üzerime sertçe bastıran uyku, beni bilinçsizliğe doğru sürüklemişti. Kendime gelir gibi olduğumda, uykunun sersemliği ve yorucu mayhoşluğu hala üzerimde onlarca kilo ağırlığında bir çantaymış gibiydi. Ama ben, gözlerimi kapatmadan önce kendimi bu anda uyanmaya hazırlamıştım bile. Kapıya güçlüce vurulan darbelerdi, beni uykumdan uyandıran şey. Kendime geldiğimde, zaten üzerimdeki silahlarımı üzerimden çıkarmamış, her an uyandığımda gözlerimin önünde bir iskelet durabileceği ihtimaliyle yatmış olduğumu fark ettim. Hızlıca doğruldum. Uykudan uyandıktan sonra gelen dayanılmaz üşüme hissine aldırmadan, hançerimi kınından çektim ve geldiğim yoldan geriye, malikanenin kapısına döndüm. Bizimkiler, savaş pozisyonunu almıştı.

Merdivenlerin tepesinde, en yukarıda Xer, Vyrm ve Sarnia, yani ekibimizin hasar kaynağı menzilleri olan kişiler, duruyordu. Doğrudan kapıyı görüyorlardı ve olası bir durumda hemen saldırılarını yağdırmaya başlayacaklardı. İskeletler özel değillerdi. Sadece sayıları çok fazlaydı, ve bir büyücüye sahiplerdi. Vas'Broh ve Ruhkan, merdivenlerin arkasında kalan mutfağa benzer yerde duruyorlardı. Kapıya yakındılar ama girildiğinde göze batmayacaklardı böylelikle. En azından belki bir miktar şaşırtabilirlerdi. Nerath ve Hivi'Re ise doğrudan kapının karşısında durmuş bariyerlerini tutmaya çalışıyorlardı. Vorungath, Jaron ve Dareth ise ortada yoktu. Oraya geldiğimde, Hivi'Re beni hemen fark etti.

Hivi'Re: Başlamak üzere. En fazla iki dakika daha tutabiliriz. Leoris, Ruhkan ve Vas'Broh'un yanına fırla. Arkadaki mutfaktalar. Sen uzakta duracaksın. Planı anlatacak zamanım olmayabilir. Sadece, uzakta dur ve fırlatma bıçakların bitene kadar hasar ver. Ardından karmaşa azalana kadar büyünü kullanırsın ve azaldığında araya dal. İçerisi çok karışık ve hepinize bariyer yetiştiremeyebiliriz. O yüzden, dikkatli ol ve darbe almamaya bak. Bu, karşılaşacağımız en çok sayılı düşman olacak. Ama en zoru olmayacaktır.

Leoris: Diğerleri nerede? Vorungath, Jaron ve Dareth?

Hivi'Re: Jaron, saklanıyor. İçlerinde normal iskeletlerden daha özel bir başka güçlü düşman varsa onunla düelloya girişmek için. Dareth, göğüsündeki yarası hala ağır. O yüzden merdivenlerin yukarısında, aurasıyla olan biteni gözlemleyecek ve işler kötüye gitmezse çıkmayacak. Darbe alma lüksü yok. Vorungath ise, şuan tam üstünde.

Kafamı hızlı bir refleksle yukarı kaldırdığımda orada desenli ve kabartmalı bir tavan dışında pek bir şey göremedim. Hivi'Re hafifçe gülümsediğinde ve tavandan iki dalga geçer gibi tıkırtı geldiğinde, onun görünmez olarak tam üzerimde durduğunu anladım.

Hivi'Re: Büyücüyü o halledecek.

Başımla onayladım. Başka sorum yoktu ve onların odağını daha fazla bozmak istemiyordum. Mutfağa doğru koştum. Kapı, tam odanın ortasındaydı ve kapının iki yanındaki duvarlara Ruhkan ile Vas'Broh yapışmışlardı. Kafalarını arada bir uzatıp bakıyorlardı. İçeri girdiğimde, Vas'Broh hemen beni bileğimden kavrayıp arkaya doğru çekti.

Vas'Broh: Leoris, arkada dur. Biz girdikten bir süre sonra çık. Eğer yukarıdakiler dışında bir başka menzilli ve büyü bilen birine sahip olduğumuzu görürlerse, ilk olarak senden kurtulmak isteyeceklerdir. Bu yüzden gücünü bir süre kendine sakla ve ortalık iyice karışınca çık. Kurtulmak isteyebilecekleri bir hedefsin.

Leoris: Nasıl yani? Vorungath, Xer gibileri varken neden benden kurtulmak istesinler ki?

Vas'Broh: Dremor aşkına hemen bıçak atıyorsun, hem görünmez oluyorsun, hem hançer sallıyor hem de büyü küreleri atıyorsun. Hasarın darmadağın etmese de başlı başına rahatsızlık verici bir şeysin. Tıpkı, geceleri kulağında vızıldayan lanet bir sinek gibi. Öldürmese bile sıkıntı çıkarıyor. Anlarsın. O yüzden dikkat çekmemeye bak.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin