[S] φ 7 φ

775 79 6
                                    

Kelime Sayısı: 2501

Anlatan Karakter: Leoris

Irkı: İnsan  

 Önümüzde, bir köy uzanıyordu. Minik bir çeşit de denebilecek şekilde tek katlı yüz civarı bina vardı. Onun yanında uzun tarlalar, geniş yollar ile bir köy için dev bir şehir için minikti. Bir labirent gibi gözüküyordu ve nereye ulaşmamız gerektiğini bilmiyorduk. Sokaklarda, Lav Trolleri, Alev İskeletleri dolaşıyordu. Ve... en ortada dev bir bina uzanıyordu. Beş katlıydı. Beşinci katının duvarı kocaman bir anahtar deliği şeklindeydi. Bölgenin en ucunda dev bir demir parmaklıklı kapı uzanıyordu. Büyük ihtimalle kapı bir anahtar ile açılacaktı. Ancak beni korkutan şey şuydu. Demir parmaklığın kapısındaki aynı kilide bağlı bir İblis duruyordu. Ve, kilit açılana kadar duracak büyülü bir bariyer ile korunuyordu. Adeta aşamanın içinde farklı bir aşama olan bu bölgede, nasıl en sona varacağımız hakkında veya anahtarı bulacağımız hakkında hiçbirimizin bir fikri varmış gibi gözükmüyordu...

Peki ya yapmamız gereken şey neydi? Kapıyı açıp ilerlemeye devam etmemiz gerekiyordu, ancak, anahtar neredeydi? Anahtarı bulduğumuz ve kapıyı açtığımız an bir İblis bize saldıracaktı ve hemen dibimizde olacaktı. Anahtar nerede olabilirdi? Buraya inmemiz durumunda nasıl sağ kalabilirdik? Anahtarı nasıl bulabilirdik? Yapmamız gereken neydi?

Rihe, sakince yanıma geldi.

Rihe: Bu yerde bir yerlerde bir anahtar var. Beş katlı bina büyük ihtimalle bu bölgedeki en tehlikeli yer. İçeride anahtar olduğu kocaman bir anahtar deliği ile gösteriliyor olabilir. Veya bir anahtar aramamız gerektiğinin sembolü de olabilir. En kötüsü ise, bir tuzak olabilir. Ne olursa olsun burası pek hoş gözükmüyor.

Başımla onayladım. Kaspar bir adım öne çıktı.

Kaspar: Ayrılarak aramamız gerek. Yoksa bulmamız günler alabilir. Şuraya bir bak. 

Rihe: Yetmiş sekiz bina var. En ortadaki beş katlı. Her birini tamamen aramamız beş dakika sürecek olsa, sokaklardaki mücadelelerimiz yetmiş sekiz binayı gezerken toplamda bir saat alacak olsa ve yürürken kaybedeceğimiz zaman, zaten bizi en az bir gün burada tutacak. Birde ayrılan gruplardan birinin geri dönmeyişini düşün? Onları bu yerde aramak, burayı kuş bakışı şuan ki gözle görmüyorken. Sence ayrılmayı akıl edemeyeceğimizi düşünecek kadar aptal mı gözüküyor görevliler?

Kaspar: Burada ayrılırsak, geri dönemeyecek kadar aptal mı gözüküyoruz sence?

Rihe: Bariyerler yaratıkları saklayabiliyor. Düşün. Bir sapakta bir anda hem sapakta hemde gidiş yönünde onar iskelet belirdi. Geldiğin yönden kaçmaya çalışırken ise anın baskısı ile daha önce dikkat ettiğin bir tuzağa bu sefer dikkat etmedin. Bu bir büyü mayını olabilir. Veya kan kapanı. Bilirsin? 

Kaspar: O zaman arkada bırakırız. 

Rihe: İyi o halde. 

Rihe, uzlaşamayacağını anlamıştı büyük ihtimalle ki fazla uzatmadı. Omuz silkti. Tabi, Rihe sıkılsa da durumu açıklama gerekliliği duyan birileri elbet çıkardı.

Madilyn: Hey hey! Kimseyi arkada bırakmıyoruz? Ne olursa olsun.

Kaspar cevap bile vermedi. Bunun üzerine Kuura sakince kafasını çevirdi ve ortamdakileri dikkatlice süzdü. 

Kuura: Ayrılmamızı istiyorsan tek gidebilirsin İnsan. İki grup işimizi görecektir.

Bunun üzerine bir sessizlik çöktü. Rihe sakince bir adım öne çıktı.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin