[D1] φ 31 φ

329 47 1
                                    

Kelime Sayısı: 1264
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan

Kendime geldiğimde, saat öğlene doğru geliyordu. Başımda bir doktor bekliyordu. Gözlerimi araldıktan sonra hemen, hızlıca doğruldum. Kafamdaki sargıyı hissedebiliyordum. Handaki odamdaydım. Hiçbir şey rüya değildi ama dün geceyi hayal mayal hatırlıyordum. Adam uyandığımı fark ettiğinde duruşunu dikleştirdi ve konuşmaya hazırlandı.

Doktor: Kafanda ufak bir açıklık vardı. Gerekeni yaptım. Sırtında da zedelenme var ancak bu müdahaleye değer bir şey değildi. Kendi kendine acısı geçecektir, sadece bir süre ağırır. Bize yardım ettiğin için sağol suikastçi.

Sözleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı. O sırada düşündüğüm başka bir şey vardı. Eldivene gözüm çarptığında yeşil rakamların "2" sayısını gösterdiğini gördüm. Görevlere baktığımda ise, iki ünlemli bir görev tamamlanmıştı. Demekki dün gece olan olay Jee'de geçireceğimiz ilk gecede gerçekleşecek olaydı. Farkında olmadanda bir şeylerin ortasında kalabiliyorduk demekki.

Leoris: Vorungath nerede?

Doktor: Bölgeyi bir süre gezdi. Ardından, o kolunuzdaki eldivene benzeyen şeyden ona bir çağrı geldi. Kısa bir konuşma oldu. Yanlış anlamadıysam ondan Fosten Köyüne gitmesini istediler. Buradan ayrılalı bir saat kadar oluyor. Elini çabuk tutmanı ve ona yetişmeni söyledi. Ve sanırım ayrılmana izin verebileceğim bir durumdasın.

Yalnızdım. Başımı aşağı yukarı salladım. Tek başıma Fosten'e ilerlemem gerekiyordu. Vorungath ayrıldıysa, acil bir durum var demekti. Yavaşça çantamı yerden aldım ve içinden bir konserve bezelye çıkardım. Doktor ise onu hızlıca elimden aldı.

Doktor: Hayır, sana ufak bir ikramımız olacak. Bekle.

Hızlıca küçük odadan ayrıldı ve bir yerlere gitti. Tekrardan yattım ve bir on dakika kadar süre sonra, doktor elinde lezzetli mi lezzetli gözüken bir ızgara biftek ile içeri geldi. Onu bana bir tepsiyle verdi. Ardından ceplerini karıştırıp bir miktarda para uzattı.

Doktor: Bize yardımın için sana en azından bunu vermemize karşı çıkmayacaksındır umarım. Yoksa bir hayli inatlaşabiliriz.

Gülümsedim. Reddedemezdim. Parayı nazikçe aldıktan sonra birde üstüne bifteğe yumuldum. Biftekte bir süre sonra tamamen bittiğinde, ayağa kalktım. Kıyafletlerim üzerimdeydi. Pelerinimi taktım ve komidinin üzerindeki hançerimi alıp kemerime taktım. Çantamı sırtıma aldım. Artık ayrılmak zorundaydım.

Leoris: Tekrardan teşekkürler bayım. Ancak şimdi gitmek zorundayım.

Başıyla onayladı. Hızlıca handan çıktım ve köyün kapısından dışarıya çıktım. Çantamı indirip haritama baktım. Fosten, köyün kuzeyinde kalıyordu. Bu durumda kuzeye doğru döndüm ve ileride gözüken bir hayli yüksek bir ağacı kendime kuzey aldım. Yola çıkma zamanıydı. Jeraxfi'yi kullandım, ve çayırların üzerinden doğrudan Fosten'a doğru ilerlemeye başladım. Harita, bana dört saatte orada olacağımı söylüyordu. Bu, Jeraxfi ile birleştiğinde neredeyse bir saat oluyordu...

***

Yolculuk esnasında kendimi yalnız ve güvende değilmişim gibi hissetmeme neden olan bir çok etken vardı. Etrafta gölgeler artıyor, ağaçlar fazlalaşmaya başlıyor, gürültüler artıyordu. Bunların hepsi beni rahatsız ediyor ve tek başıma ilerlerken başıma gelebilecek kötü ihtimalleri değerlendirmeme sebep oluyordu. Aslında yolculuk son derece iyi giderken, olmaması gereken bir şey yaşandı. Uzun bir ormanın ağaçları arasında ilerliyordum. Tam o anda hızlıca gelen bir ok resmen başımın üzerinden geçti.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin