[D1] φ 32 φ

364 43 3
                                    

Kelime Sayısı: 2590
Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan

Sessizlik içinde, neredeyse bir saat geçmişti. Herkes durgun, ve ne yapacağını düşünüyordu. Yarım saat kadar önce bir grup asker gelmiş, bizden iznimizle cesedi almış ve diğerlerinin yanına götürmüştü. Daha kimse doğru düzgün birbirini tanımıyor olsada herkes Syhlvia'ya üzülmüştü. Bu hem duygusal olarak kötüydü, hemde grup olarak. Tek Elementalistimizi kaybetmiş olmamız, bizim başımıza gelebilecek en kötü şeydi çünkü elemental güçlerden marum kalmamız anlamına geliyordu. Ne yapacağımızı kara kara düşünüyorduk. Tam o sırada Houran köyüne gidenler geldi. Neler olduğunu onlara anlattığımızda da, bir sessizlik oldu. Herkes yaşananların şokunu üstünden atlatamıyor, ne olacağını düşünmekten kendini alamıyordu. Hivi'Re kendini suçluyordu ama suçlunun kendisi olmadığını o hariç herkes biliyordu. Bir şifacı savaşta yetişebilirdi, uykuda değil.

Tüm yaratıklar, aynı Jee'de yeşil bir vahşinin bir eve sızdığı gibi Fosten'e sızmış, didik didik çoğu eve girip insanlar öldürmüşler ama Syhlvia'yı pençelediklerinde sesi duyup bir anda kendine gelen Jaron'un hamleleriyle öldürülmüşlerdi. Bu, herkesin alarma geçmesi anlamına gelmişti, saldırıyı püskürtmeye o an başlamışlardı. Ama pençede korkunç bir zehir yüklüydü ve Syhlvia zaten yaradan değil, vücuduna giren zehirden ağzından köpükler saçarak çoktan ölmüştü. 

Vyrm: Açıkçası, Jee'de ve Fosten'da da yabani saldırılarının yaşanmış olması, bence pek iyi bir yere çıkmıyor. Çünkü bizde de yaşandı. Buradaki kadar büyük değildi, ve yeşil değillerdi. Aksine hepsi kızıl tenli, zehirsiz pençelere sahip birer vahşi orman yaratıklarından fazlası değildi. Köye inen bir kurt sürüsü, veya çakal sürüsünden fazla bir etki yaratmadılar ve hepsini öldürdük. Jee'den bahsettiğinize göre, sayı çok yüksekmiş, ve Fosten'dakiler de çok güçlüymüş. Bizdekiler ise ikisi de değildi. Köylerin güçlerine göre dağılmış olmalılar, çünkü bize yapılan saldırı buraya yapılsa içeriye bile giremezlerdi. Aynı şekilde size yapılan saldırı, Houran'a yapılsaydı, hepimiz ölürdük.

Bunları söyledikten sonra duraksadı. Herkes onu dinlemişti ama kimse yorum yapabilecek durumda değildi. 

Sarnia: Üst akıl. Bir üst akıl olmalı. Ben, tanıyorum, vahşileri. Asla bu kadar zeki olmadılar. Ancak...ben daha çocukken, bir adam vardı. Gurha. Bu şeyleri büyü ile kontrol ediyordu.

Vyrm: Bahsettiğim nokta tam olarak bu. İçlerinde biri vardı. Bir insan, siyahlar içinde bir büyücü cüppesi ile. Kafasında kırmızı bir şapka vardı. Bir opera yönetir gibi onları yönetiyordu. Ama işler biraz farklıydı. Tüm hareketleri senkronize değildi. B-Bence...o çok güçlü bir büyücüydü.

Ruhkan: Nasıl yani? Senkronize olmayan hareketlerinden nasıl güçlü olduğunu çıkardın ki?

Vorungath: Diğer köylerdekileri de kontrol ediyordu. Aynı anda.

Vyrm: Hepsi saldırı mıydı bilemeyiz, sadece köye yaklaşmakta olan grubu da kontrol ediyor olabilirdi.

Jaron: Buradan Houran'a ne kadar mesafe var? Bir şeyler bulursak orada buluruz.

Hivi'Re: En az sekiz saat sürer. Hava kararmadan orada olmamız imkansız.

Vorungath: Hepimiz, saldırılar tamamlandıktan sonra görevler tamamladık. İki iki ünlemli, bir üç ünlemli görev tamamlandı. Bu, iki ünlemli görevlerin tamamının bitmiş olduğu manasına geliyor. Üç, bir ünlemli ve bir, üç ünlemli, birde beş ünlemli görev kaldı demek. Buraları korumak zorunda olmasak bu görevler tamamlanmazdı.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin